Anasayfa

27-10-2025
Batı Trakya Türk Azınlık eğitiminde ikili hak gaspı dönemi (mi)?
Batı Trakya’da bir kez daha “alışılmadık ama tanıdık” bir sahneyle karşı karşıyayız. Bir önceki yazımda, açılmayan İskeçe’ye bağlı Mizanlı Türk Azınlık İlkokulu ile Encümen Heyetlerinin karşı karşıya kaldığı uygulamaları ele almıştım. Yeni gelişmeler ışığında aynı konuyu değerlendirmeye devam ediyoruz.
27 Ekim 2025 Pazartesi

Batı Trakya’da bir kez daha “alışılmadık ama tanıdık” bir sahneyle karşı karşıyayız. Bir önceki yazımda, açılmayan İskeçe’ye bağlı Mizanlı Türk Azınlık İlkokulu ile Encümen Heyetlerinin karşı karşıya kaldığı uygulamaları ele almıştım. Yeni gelişmeler ışığında aynı konuyu değerlendirmeye devam ediyoruz.

Türk Azınlık okullarının yasal yöneticileri olan Encümen Heyetleri, bu kez yöneticisi oldukları okulların kapısından içeri giremiyor veya okulun kapısından içeri girişi özel izne bağlanmak isteniyor. Evet, yanlış okumadınız. Okulun bakımını üstlenen, mali işleyişini yürüten, velilerin oylarıyla seçilen Encümen Heyeti üyeleri, okullarına girebilmek için izin almak zorunda bırakılıyor. Konuyla ilgili son gelişme bu. Üstelik bu, “yasaları uyguluyoruz” gerekçesini savunan bir idari anlayışla yapılıyor.

Bu tablo, yalnızca bir idari çekişme değildir. Bu, Batı Trakya Türk Azınlığının eğitimdeki özerkliğine yönelik yıllardır adım adım ilerleyen bir kuşatmanın halkasıdır. Lozan Antlaşması’na imza koyan bir ülke, bugün o antlaşmanın özünü oluşturan hakları ne yazık ki kelime oyunlarıyla daraltmaya çalışıyor. “Azınlık ortaokul ve liseleri Lozan kapsamı dışındadır” diyen bir düşünce, aslında yalnızca bir yorumu değil, bir zihniyeti ifşa ediyor.

İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesi ve Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokulu – Lisesinde Encümen odalarının boşaltılması, Encümen Heyeti sekreterlerinin okuldan uzaklaştırılması, okul anahtarlarının değiştirilmesi, tadilat süresince binaya bekçi konulması, giriş yasağı ve en sonunda encümen heyeti üyelerinin okula girişlerinin özel izne bağlanması. Bu manzara, yalnızca kapalı bir okul kapısının değil, kapatılmaya çalışılan bir özerkliğin sembolüdür.

Lozan Antlaşması’nın 40. ve 41. maddeleri azınlığa, kendi okullarını “kurma, yönetme ve denetleme” hakkı tanır. Bu açık hükme rağmen bugün Encümen Heyetleri adeta “tehlikeli unsurlar” gibi görülüyor. Halbuki onlar, bu okulların hem mali hem idari bel kemiğidir. Bu heyetleri okuldan dışlamak, azınlık eğitimini “özel” ve “özerk” olmaktan çıkarıp “resmiyetin dar kalıplarına” hapsetmektir.

Encümenleri muhasebeciye indirgeme çabası, azınlık eğitiminde özerkliği zayıflatmak ve yetkileri sembolik hale getirmektir. Ne yazık ki bugün yaşanan tam da budur. Yasal sorumluluk hâlâ Encümenlerde olsa da, fiili yetki ellerinden alınmış durumda.Bu da sistematik bir gasptır.

Lozan Antlaşması sadece bir belge değil, bir taahhüttür. Yunanistan bu taahhüdü uluslararası toplum önünde vermiştir. Azınlığın kendi dilinde, kendi kimliğiyle eğitim görme hakkı, “iyi niyete bağlı bir ayrıcalık” değil, antlaşmayla tanımlanmış bir haktır.

Bugün “Lozan’da anaokulu yoktu”, “Ortaokul ve lise bize bir lütuf” denilmesi, bu ruhu inkar etmekten başka bir şey değildir. Aynı Lozan Antlaşması’na dayanarak İstanbul Rum Azınlığına anaokulundan liseye kadar tüm haklar tanınırken, Batı Trakya Türk Azınlığının benzer haklardan mahrum bırakılması açık bir çifte standarttır.

Yunanistan, yıllardır çıkardığı her yeni yasa ve genelgeyle azınlık eğitimine “yeni çitler” örüyor. Bir dönem öğretmen atamalarına müdahale, bir dönem müfredat sınırlaması, daha sonra vardiyalı eğitim uygulaması, şimdi de okul yöneticilerinin okuldan dışlanması. Her adım, azınlık eğitiminin ruhunu biraz daha daraltıyor.

Encümen Heyetlerinin tarihine bakıldığında tablo nettir: 1950’lerden bu yana yasalarla varlığı tanınan bu heyetler, 1970’lerin Cunta döneminde bile yok edilmemiştir. Oysa bugün, demokratik bir Avrupa Birliği ülkesinde bu kurumlar fiilen işlevsizleştiriliyor.

Bu yalnızca okul kapısına vurulan bir kilit değil, azınlığın kendi kurumlarına duyduğu güvenin sarsılmasıdır. Yunanistan, vatandaşlarına eşit muamele ettiğini söylerken, azınlık kurumlarını etkisizleştirmek için her fırsatta idari düzenlemeler üretmektedir. Bu yalnızca azınlık eğitiminin değil, demokratik hukuk devletinin de sınavıdır.

Bugün yaşananlar, Lozan’ın ruhunu unutturan bir sessizliğe dönüşmemelidir. Çünkü bu mesele, birkaç okulun idari düzeniyle sınırlı değildir. Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendirir. Bu geleceğin kapısına “izin belgesiyle girilir” tabelası asmak, bir topluma “sınır çiziyorum” demektir.

Yunanistan’ın azınlık politikası, her yeni yasakla biraz daha “Lozan gölgesine” dönüşüyor. Uluslararası ve ikili anlaşmaların, AB hukukunun, insan hakları belgelerinin açık hükümlerine rağmen Batı Trakya’da haklar pratikte geçersiz hale getiriliyor. Bu durum, yalnızca azınlık için değil, Yunanistan’ın hukuk devleti itibarı için de bir ayıptır.

Unutulmamalıdır ki; bir devletin gücü azınlıklarına tanıdığı özgürlüklerle ölçülür.

Bir toplumun olgunluğu, çoğunluğun konforunda değil, azınlığın huzurunda görünür. Eğer bir okulun yöneticisine kendi okulunun kapısı kapatılıyorsa, mesele sadece bir okul değildir. Mesele, adalet duygusunun duvarlara çarpıp geri dönmesidir.

Uluslararası anlaşmaların garantisinde olan azınlık eğitimiyle ilgili tüm talep ve beklentilere “ret” cevabı veren, azınlık okulunun kalitesinin iyileştirilmesine rıza göstermeyen anlayış, artık “seviye yükseltip” okullarımızın yasal ve meşru yöneticilerinin hareket sahasını da daraltmaya çalışıyor! Yani ikili bir mağduriyet ve ikili bir hak gaspı söz konusu.

Batı Trakya Türk Azınlığı yıllardır sabırla, diyalogla ve hukuk içinde mücadele etti. Böyle yapmaya devam edecek.



Haberler


Batı Trakyalı gençler Atina’da Yunan Parlamentosunda

Sakellion ve Batı Trakya’daki kimlik meselesi

Batı Trakya Türk Azınlık eğitiminde ikili hak gaspı dönemi (mi)?

İnsanın yüklendiği emanet

Birlikte yaşamanın etik dili nasıl kurulabilir?

Mustafçova’da “Gazze için Hayırda Buluşalım” etkinliği düzenlendi

Zeynelli köyünde geleneksel mahya soydaşları bir araya getirdi

İTB’de Cumhuriyet Gecesi

Rodop tütün üreticileri destek bekliyor

Eski bakana yumurtalı saldırı

GTGB’de gençler kahvaltıda buluştu

Kış saati uygulaması başladı