İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek, Batı Trakya Türk Azınlık okullarındaki Encümen Heyetlerine uygulanan yasaklar ve engelleyici uygulamalar hakkında meclise sunduğu soru önergesine Eğitim Bakanı Sofia Zaharaki’nin verdiği yanıtın ardından kapsamlı bir açıklama yaptı. Zeybek, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla konunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirterek, Bakanlığın cevabının “tatmin edici olmaktan uzak ve mevzuatın seçici biçimde çarpıtılmasına dayalı” olduğunu vurguladı.

HUKUKİ ÇERÇEVE SİSTEMATİK BİÇİMDE YANLIŞ YORUMLANIYOR
Milletvekili Zeybek, Bakan Zaharaki’nin Okul Encümen Heyetlerinin sadece “mali bir role” sahip olduğu yönündeki iddiasının 4563/2018 sayılı Kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasını yok saydığını vurguladı. Ve sözkonusu hükmün, okulun yönetim ve idaresinin üç üyeden oluşan Encümen Heyetlerince yürütüldüğünü açıkça ortaya koyduğunu hatırlattı.

Bu gerçeğin sistematik biçimde görmezden gelinmesinin masum bir hata olmadığını ifade eden Zeybek, bunun azınlık eğitiminin temel kurumsal yapılarından birinin işlevsizleştirilmesine yönelik bilinçli bir yönlendirme niteliğinde olduğunu söyledi.

OKUL ENCÜMENİ OFİSİNİN BOŞALTILMASI KONUSUNDA SESSİZLİK
Zeybek, Bakanlığın yanıtının kamuoyunun yakından takip ettiği aşağıdaki iki kritik soruya hiçbir açıklama getirmediğini vurguladı:
• İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesi’ndeki Okul Encümen Heyeti ofisi neden boşaltılmıştır?

• Okulun seçilmiş yöneticilerinin okula girişine neden engel olunmuştur?

Sözkonusu uygulamaların idari teamüllerin dışına çıktığını ve azınlık toplumuna yönelik ciddi bir saygısızlık teşkil ettiğini dile getiren Zeybek, Bakanlığın sessizliğinin endişeleri artırdığını ifade etti.

“AZINLIK OKULLARININ YÜKSEK İŞLETME MALİYETİ TEZİ GERÇEKLERİ YANSITMAMAKTADIR”
Hüseyin Zeybek, Bakan Zaharaki’nin azınlık okullarının iki dilli yapısı nedeniyle daha yüksek maliyet yarattığı yönündeki söylemlerine de itiraz etti. Ayrıca ortaöğretimin Lozan Antlaşması’nda açıkça yer almadığı için bir “lütuf” niteliği taşıdığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Bu bağlamda Zeybek şu soruları yöneltti:
• “Artmış maliyet iddiası hangi harcama unsurlarına dayanmaktadır? Bu iddianın objektif verilerle açıklanması gerekmektedir.

Azınlık eğitiminin iki dilli yapısı bir ayrıcalık değil, devlet tarafından kabul edilen ve yıllardır uygulanan bir modeldir.
• Bakanlık neden 1951 ve 1968 Eğitim Protokollerine atıfta bulunmamaktadır.”

Zeybek, bu protokollerin Lozan sonrası hukuki çerçevenin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Okulların bakımıyla ilgili konuya da değinen Zeybek, “Sayın Bakan, azınlık okullarındaki yapıların bakımından Okul Encümen Heyetlerinin sorumlu olduğunu iddia ederek 694/1977 sayılı Kanun’un 6. Maddesine atıfta bulunmaktadır. Bu yaklaşım, özellikle İskeçe’deki Hatzistavru 10 adresinde bulunan Azınlık Ortaokul - Lisesi’nin mülkiyeti Yunan Devletine ait olan okul binası bakımından gerçeklikle bağdaşmamaktadır.” ifadesini kullandı.

Zeybek konuyla ilgili olarak şu soruları yöneltti:
• Mülkiyeti tamamen devlete ait bir binanın bakım sorumluluğu nasıl Okul Encümen Heyetine yüklenebilir? Encümen Heyetlerinin ne finansman kaynakları, ne teknik kadroları, ne de büyük ölçekli onarım yapma yetkileri bulunmaktadır.

• Bakanlık, yapısal sorunların çözümü için neden gerekli devlet müdahalelerini gerçekleştirmemektedir? Çatlaklar, statik sorunlar ve ciddi fiziki hasarların ‘yer döşemesi’ gibi yüzeysel müdahalelerle geçiştirilemez.”

KRONİK SORUNLARA YÖNELİK YETERSİZLİK VE İHMALLER
Zeybek, İskeçe Azınlık Ortaokulu–Lisesi’nin uzun süredir ciddi güvenlik, altyapı ve bakım sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, Eğitim Bakanlığı’nın herhangi bir plan sunmadığını, hiçbir taahhütte bulunmadığını, yapısal sorunlara yönelik bir perspektif ortaya koymadığını belirtti. Zeybek, bu durumun, devletin azınlık eğitimine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve ilgili kurumların kendi haline terk edildiğini gösterdiğini söyledi.

“YANIT KAÇAMAK İFADELERDEN İBARET”
Zeybek, Bakanlık yanıtının kurumsal diyalog önerisi barındırmadığını, uluslararası yükümlülüklere uyum konusunda bir taahhüt içermediğini, Encümen Heyetlerinin işleyişi ve azınlık toplumunun okul yönetimine eşit katılımı konusunda hiçbir çözüm sunmadığını vurguladı. Zeybek, yanıtın kapsamlı bir politika yaklaşımı yerine kaçamak ifadelerden ibaret olduğunu dile getirdi.

ZEYBEK’TEN EĞİTİM BAKANLIĞINA ÇAĞRI
Milletvekili Hüseyin Zeybek, Eğitim Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu:
• Yöneltilen tüm sorulara açık, tam ve gerçeğe uygun açıklamalar yapılması,
• Mevzuatın öngördüğü şekilde Okul Encümen Heyetlerinin idari rolünün tanınması,
• İskeçe Azınlık Ortaokulu–Lisesi Encümen Heyeti ofisinin derhal yeniden faaliyete geçirilmesi,
• Sorumlulukları başkasına atmayı bırakmalı ve Haciztauru 10 numaradaki okul binasının yapısal sorununa yönelik gerçek ve kapsamlı teknik müdahalelere başlanması,
• Lozan Antlaşması ile birlikte 1951 ve 1968 Eğitim Protokollerinin oluşturduğu uluslararası hukuki çerçevenin gecikmeksizin uygulanması.
Milletvekili Zeybek, açıklamasını şu vurguyla tamamladı: “Azınlık eğitimi devletin temel sorumluluk alanlarından biridir. Azınlık okullarının sağlıklı işleyişi; saygı, hukuki tutarlılık ve gerçek bir siyasi irade gerektirir.”