Anasayfa


03-03-2017
Anaokulu uygulamasında soru işaretleri
Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Politikaları Enstitüsü’nün, Batı Trakya’da azınlık üyelerinin yaşadığı bölgelerdeki anaokullarında hayata geçireceğini açıkladığı yeni uygulama soru işaretleri yarattı.
3 Mart 2017 Cuma

Enstitü tarafından yapılan açıklamada Yunanca’dan sözedilirken, Türkçe’ye değinilmemesi azınlık içinde endişelere neden oldu. Bu arada, hükümetin küçük ortağı Bağımsız Yunanlılar Partisi (ANEL) temsilcilerinin, “Yeni uygulamayla birlikte Pomakça ve Roman dilinin eğitim sürecine dahil edileceği” yönündeki açıklamaları soru işaretlerinin çoğalmasına neden oldu.

Türkçe ve Yunanca eğitim yapılacak azınlık anaokulları talep eden Batı Trakya Türk azınlığı, pilot olarak hayata geçirilecek yeni uygulama konusunda kaygılı.
GÜNDEM gazetesi, anaokulu eğitiminde yeni uygulamayla ilgili olarak azınlık eğitimi dernek başkanları ve milletvekilleriyle görüştü. Dernek yöneticileri, hayata geçirileceği açıklanan yeni uygulamanın azınlığın talebini karşılamadığını ve yeni uygulama hakkında bazı endişelerinin olduğunu belirtirken, SİRİZA milletvekilleri Mustafa Mustafa ve Hüseyin Zeybek yeni uygulamayı savundu. PASOK partisi milletvekili İlhan Ahmet ise uygulamayı “yetersiz” olarak nitelendirdi.

GALİP GALİP:
“UYGULAMA AZINLIĞIN TALEBİNİ TATMİN ETMEKTEN UZAK”


Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ) Başkanı Galip Galip, anaokullardaki eğitimle ilgili açıklanan yeni uygulama konusunda endişeli olduğunu söyledi. Söz konusu uygulamanın azınlığın talebini tatmin etmekten uzak olduğunu belirten Galip Galip, “Anaokullarında yapılmak istenen şey tam olarak nedir? Açık ve net bir şekilde söylenmiyor. Dağ köylerimizde başka bir şekilde ortaya çıkacak, diğer bölgelerde farklı bir uygulama olacak. Azınlığın endişesi bu yönde. Adım adım azınlığı parçalamaya ve bölmeye yönelik bir gayretin parçası gibi de görülüyor.” dedi.

“TÜRKÇE’NİN ZİKREDİLMEMESİ HANGİ SEBEPTEN?”

Eğitim sürecinde Türkçe’nin kullanılacağının açıkça ve net bir şekilde yazılmamasının endişeleri ve soru işaretlerini arttırdığına dikkat çeken BAKEŞ Başkanı Galip, “Neden Türkçe’den bahsedilmiyor. Böyle olunca da yoruma ve uygulamada suistimale açık hale geliyor. Azınlığın eğitim dili Türkçe ve Yunanca. Hal böyle iken Türkçe’nin zikredilmemesi hangi sebepten? Ben doğru bulmuyorum. Üstelik de gerek Yunanistan’dan, gerekse Türkiye’den mezun olup da denkliğini alan çok sayıda gencimiz var. BAKEŞ olarak yeni uygulamadan tedirginiz. Ne yazık ki kafalardaki soru işaretlerinin dağılması için bir gayret olmamış. Hatta tam tersi olmuş.” görüşlerine yer verdi.

Galip Galip, “Tabii ki uygulamayı görmemiz gerekiyor. Pratiğini görmemiz gerekiyor. Ancak azınlığın bu konularda hassasiyetlerine dikkat edilmesi ve endişelerin giderilmesi şart.” diye konuştu.

SAMİ TORAMAN:
“DEFALARCA GÖRDÜĞÜMÜZ FİLMİ BİR KEZ DAHA SEYREDİYORUZ”


Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) Başkanı Sami Toraman, “Daha önce defalarca gördüğümüz filmi bir kez daha seyrediyoruz.” yorumunda bulundu. Bu tür büyük ve önemli değişikliklerin toplumla diyalog yaparak ve uzlaşarak başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini anlatan Toraman, “Ben sormak istiyorum; bu uygulama hakkında azınlık dernekleriyle görüşüldü mü? Görüşüldüyse hangi kuruluşlarla görüşüldü? Görüşülmediyse neden görüşülmedi? Birileri bir karar veriyor ve uygulamaya sokuyor. Bu şekilde başarılı olunabilir mi? Ben azınlıkla neden diyalog yapılmadığını, neden azınlığın istek ve beklentilerine bu denli önem verilmediğini gerçekten anlayamadım. Eğer biri bana bunu açıklarsa çok sevinirim.” dedi.

“DEVLET OLARAK TÜRKÇE VE YUNANCA’NIN DIŞINA ÇIKMAYACAKSAN O ZAMAN BUNU BELİRTMEKTEN ÇEKİNME”

Selanik Özel Pedagoji Akademisi’nin kapatılmasından sonra azınlık okullarında öğretmenlik yapacak öğretmenlerin eğitileceği kurumu oluşturma konusunda yaşanan sorunların en önemli nedeninin diyalog eksikliği olduğunu kaydeden Toraman şöyle konuştu: “Burada iyi niyet var mıydı? Vardı diyen söylesin. SÖPA’nın kapatılmasının üzerinden kaç yıl geçti, hala onun yerini alacak eğitim kurumu meselesi netleşmedi. Şimdi azınlık için çok önemli bir mesele olan anaokulları konusunda da aynı şey yapılıyor. Azınlığın eğitim dili bellidir. Türkçe ve Yunanca. Eğer sen devlet olarak bunun dışına çıkmayacaksan bunu açıkça yazman gerekiyor. Bundan çekinmenin, korkmanın bir nedeni yok. Yaptığın açıklamada bir yerde Yunanca’dan bahsedeceksin, öte tarafta Türkçe’yi hiç yazmayacaksın. Neden? Bunun özel bir sebebi mi var? Eğer yeni ve farklı bir sisteme geçeceksen de çık bunu adam gibi ilan et. Çeşitli oyunlarla yapma bunu. Eğer hiç böyle bir niyetin yoksa da o zaman çık ve gereğini yap. Azınlığı da germe, bölgedeki dengeleri de bozma. Tekrar ediyorum. Her konuda, ama özellikle eğitim konusunda azınlıkla samimi ve gerçek diyalog yapılmadıkça hep sorunlar yaşanacak, pürüzler çıkacaktır.”

“TALEBİMİZ BELLİ; AZINLIK ANAOKULU”

Azınlığın anaokulu eğitimindeki talebinin çok net olduğunu vurgulayan BTTÖB Başkanı Toraman, “Bizim azınlık ilkokullarımız var. Herkes biliyor. Anaokulu konusundaki azınlığın talebi, ilkokullardaki statü ve sisteme uygun şekilde çalışacak azınlık anaokuludur. Azınlık ilkokulundaki eğitimi aşağıya doğru bir yıl uzatırsın ve azınlık anaokulu eğitim sistemini kurarsın. Yeni şeyleri keşfetmeye hiç gerek yok.” diye konuştu.

MUSTAFA MUSTAFA:
“İKİ DİLLİ ANAOKULU ORTAMINI YATARMA KONUSUNDA BİR ADIM OLARAK GÖRÜYORUZ”


Yunanistan’da anaokulu eğitiminin 2005 – 2006 yıllarından itibaren zorunlu hale getirildiğini hatırlatan Rodop ili SİRİZA Milletvekili Mustafa Mustafa, şu ana kadar hiçbir hükümetin azınlığın anaokulu eğitimine ilişkin bir girişimde bulunmadığını hatırlattı.

Milletvekili Mustafa, “Zorunlu anaokulu eğitimi Marietta Yannaku’nun bakanlığı döneminde başladı. Gelmiş geçmiş bütün hükümet ve bakanlar da azınlık konusuna hiç girmedi. İki dilin de kullanıldığı anaokulu ortamını yaratma konusunda, bu uygulamayı bir adım olarak görüyoruz. Bunun yasallaşması için de bir ön hazırlığın ve bir denemenin olması gerektiği inancındayız. Eğitim Bakanlığı’nın bir kurumu olan Eğitim Politikaları Enstitüsü böyle bir uygulamayı hayata geçirecek. Bu yıl küçük çapta bunu deneyip, seneye biraz daha geniş çapta deneyecek ve nasıl çalıştığını değerlendirecektir. Personelin yeterli olup olmadığına bakılacaktır. Ve akabinde bu uygulamayı yasallaştırmayı düşünüyoruz.” diye konuştu.

“İKİ DİLLİ SİSTEMİN YASALAŞMASI İÇİN UĞRAŞIYORUZ”

Yeni uygulama konusunda yapılan eleştirilere de değinen Mustafa Mustafa, “Evet, bazıları şu anda bu hayata geçirilecek uygulama hakkında eleştirilerde bulunuyor. Biz bu konuda somut önerileri ve fikirleri duymak istiyoruz. Nasıl yapılmalı ve nasıl ilerlemeli. Bizim düşündüğümüz bu şekilde bir yolla deneyerek, yani iki dilin de aynı anda sınıfta eğitilmesinin sağlandığı bir sistemi getirmek ve bunu daha sonra yasalaştırmak. Onun yolunu açmak için uğraşıyoruz.” dedi.

İki dilliliğin gerekliliğini savunan ve bunu söyleyen politik gücün sadece kendi partileri olduğunu ifade eden Mustafa Mustafa, “Biz bunu uzun bir süredir savunuyorduk. 2005 – 2006 döneminden bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm politikacılarımız, ki bazıları mangalda kül bırakmıyor, bu anaokulu meselesini ne kadar ilerletmişler? Bu konuda ne yapmışlar? Hangi gayreti ortaya koymuşlar? Kendi gayretleriyle hangi adımı attırabilmişler? İlk önce bunun açıklanması gerekir. Somut bir uygulama yok şu ana kadar. Böyle bir şey ilk defa deneniyor. Yasal bir altyapı yok. Bilimsel bir altyapı yok. Tüm bunları hazırlamak için Eğitim Politikaları Enstitüsü tarafından bir proje hayata geçirilecek.” görüşlerini dile getirdi.

“BATI TRAKYA’DA TÜRKÇE VE YUNANCA KULLANILIYOR. DAHA NE İSTİYORUZ?”

GÜNDEM’in, “Eğitim Politikaları Enstitüsü’nün konuyla ilgili duyurusunda Yunanca’dan bahsedilirken, Türkçe’den hiç bahsedilmemesinin bir nedeni var mı?” sorusunu yanıtlayan Mustafa Mustafa şöyle dedi: “Batı Trakya’da bizim özgün azınlık eğitimimizde hangi dil kullanılıyor? Tabii ki Türkçe ve Yunanca kullanılıyor. O zaman neyi istiyoruz? Ben bu noktada ne diyeceğimi bilemiyorum. Bazı çevrelere ne yapsak da yaranamayacağız inancındayım. Eğer bu tür endişeler varsa, gözünün üzerinde neden kaşın var gibi düşünceler hakim olacaksa bunları da biz tarihe havale edeceğiz. Kimin haklı, kimin haksız olduğu da tarih içinde belli olacak. Endişeler nelerdir, korkular nelerdir? Herkesin bunu açık söylemesi lazım. Bizim eğitim dilimiz Türkçe’den, azınlığın Türklüğünden, Müslümanlığından hiçbir zaman bir endişemiz olmadı. Bu konuda şüphesi ve endişesi olanların çıkıp açıkça bunu söylemesi lazım. Aba altından sopa göstererek, farazi teorilerle uğraşmak doğru olmaz.”

HÜSEYİN ZEYBEK:
“AZINLIK EĞİTİMİNDEKİ OLUMLU ADIMLARIN DEVAMI OLARAK GÖRÜYORUM”


İskeçe ili SİRİZA Milletvekili Hüseyin Zeybek, anaokullarındaki pilot uygulamanın azınlık eğitimiyle ilgili atılan olumlu adımların devamı olduğunu kaydetti. Zeybek, “Biliyorsunuz, bir süre önce Selanik’teki Azınlık Eğitimi Bölümü resmileşti. Bu olumlu bir gelişmeydi. Anaokullarla ilgili bu yeni uygulama da azınlık eğitimindeki olumlu adımların bir yenidisir. Bu olumlu sürecin bir devamıdır. Ben bunu olumlu buluyorum. Burada amaç bellidir. Azınlık çocuklarının anaokuluna adaptasyonu, hem de Yunanca’yı daha iyi öğrenmeleri için bir uygulama. Şu anda pilot uygulama kapsamında altı okulda başlayacak. Yunanistan’dan mezun olan öğretmenler görevlendirilecek. Önümüzdeki yıldan itibaren okul sayısı 12’ye çıkacak.” dedi.

“BUNU HASTALIKLI DÜŞÜNCELERİNE ALET ETMEYE ÇALIŞANLAR VAR”

Yeni uygulamaya getirilen eleştirilere de değinen Hüseyin Zeybek şu görüşleri dile getirdi: “Gümülcine ve İskeçe’de gerek azınlığın içinde, gerekse azınlığın dışında bazı kişiler bunu kendi kafalarına göre, kendi hastalıklı düşüncelerine alet etmeye çalışıyorlar. Burada yasa açıkça ne yapılacağını belirtiyor. Bunu azınlık istedi. Bu pilot bir uygulama. İlk önce altı okulda başlayacak. Ve hemen başlayacak. Okullar henüz belli değil. Fakat her coğrafi bölgeden olmasına dikkat edilecek. Uygulamayı önce bir görelim. Sonra söylemek gerekenleri söyleriz. Yani çocuk doğmadan ismini hazırlıyoruz. Eğer eleştirilecek bir tarafı varsa, ilk önce ben eleştireceğim. Olmayan ve başlamayan bir şeyin eleştirilmesi de sanırım bizim toplumumuza has bir özellik.”

“UYGULAMAYI GERİ ÇEKERSEK ELEŞTİRENLER MEMNUN MU OLACAK?”

Yeni uygulamanın duyurusunda Türkçe’den bahsedilmemesiyle ilgili soruyu da yanıtlayan İskeçe Milletvekili Zeybek, “Eleştiri yapmak isteyenler Türkçe yazsa bile eleştiri yapacaklardı. İlk önce uygulama bir hayata geçsin. Uygulamayı bir görelim. Sonra dediğim gibi eleştireceklerin başında ben varım. Bu eleştirileri, bu uygulamanın hayata geçmemesi için yapılan eleştiriler olarak görüyorum. Peki bu uygulamayı geri alırsak, eleştirileri yapanlar memnun mu olacak? Azınlığın lehine bir şeyler yapınca bu çevreler ne yazık ki her zaman rahatsız oluyor.” ifadelerini kullandı.

SALİH AHMET:
“BU UYGULAMANIN BİZİM TALEPLERİMİZLE BİR ALAKASI YOK”


Rodop – Evros SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği Başkanı Salih Ahmet, hayata geçirileceği açıklanan yeni uygulamanın kendi talepleriyle bir alakasının olmadığını vurguladı. Ahmet şöyle konuştu: “Bunun azınlığımızın talebiyle bir alakası olmadığı çok açık. Biz her iki dilin de, yani Türkçe ve Yunanca’nın eşit miktarda ve eşit olarak kullanılacağı anaokullar istiyoruz. Bizim istediğimiz azınlık anaokulları. Yani daha pratik olarak söylemek gerekirse, azınlık ilkokulları modelinde bir anaokulu istiyoruz.”

“BU UYGULAMADA TÜRKÇE ÖĞRETMENİNDEN ÇOK, TÜRKÇE TERCÜMANDAN BAHSEDEBİLİRİZ”

Hayata geçirilecek pilot uygulamada Türkçe öğretmeninden çok Türkçe tercümandan bahsedilebileceğini ifade eden dernek başkanı Salih Ahmet, “Bizim isteğimiz ve tabii ki azınlığın yıllarca dile getirdiği talebi Türkçe ve Yunanca eğitim yapacak azınlık anaokulları. Hayata geçirilmesi planlanan yeni uygulamada Türkçe öğretmeninden bahsetmek oldukça zor. Burada Türkçe tercümandan bahsetmek daha doğru olacaktır. Çünkü Yunanca için bir yardımcı öngörülmekte. Dilsel eşitlikten uzakta bir sistem. Türkçe, Yunanca’nın eğitilmesi için bir köprü olarak kullanılacak. Oysa bizim istediğimiz Türkçe ve Yunanca eğitim yapılacak bir okul. Özellikle de Türkçe. Çünkü anaokulunda, ana dilin güzel ve etkili kullanılması Yunanca’nın da daha iyi öğrenilmesine yardımcı olacaktır. Fakat burada mantık çok farklı olmuş. Ne yazık ki çok üzücü. Çünkü bizim talebimizin ve beklentimizin tam tersi bir durum sözkonusu.” dedi.

“İÇİNDE SORU İŞARETLERİ OLAN BİR UYGULAMA”

Yeni uygulamanın eğitsel eksikliklerinin yanı sıra azınlığın hassasiyetlerine de dokunduğunu vurgulayan Salih Ahmet şunları ifade etti: “İşin ayrı bir boyutu daha var. Zaten resmi açıklamayı okuyunca görüyorsunuz. Türkçe’den hiç bahsedilmiyor. Bunun takıntıyla falan alakası yok. Nasıl ki Yunanca’dan bahsediyorsun, o zaman Türkçe’den de bahsetmek gerekiyor. Bunun takıntıyla, saplantıyla falan akalası yok. Türkçe eğitimden veya Türkçe’den bahsetmediği için de suistimale açık hale geliyor. Azınlığımızın resmi eğitim dili ve ana dili Türkçe’dir. Yok Pomakçaymış, yok Roman diliymiş falan bunlarla oynamaya kalkılırsa çok yanlış olur. Evet, ev ortamında aile içinde farklı diller, lehçeler tabii ki kullanılabilir. Fakat bunun eğitim dili olarak tartışmak ve önermek bile yanlış olur. Dolayısıyla içinde soru işaretleri olan bir uygulama.”

“AZINLIK ANAOKULU TALEBİMİZ DEVAM EDECEK”

Türkçe ve Yunanca eğitim yapılacak azınlık anaokulu talebini dile getirmeye devam edeceklerini belirten dernek başkanı Salih Ahmet, “Önerilen ve hayata geçirilecek uygulama bizim isteğimizden oldukça uzakta. Biz Türkçe – Yunanca anaokulu talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Madem ki anaokulu eğitimi zorunlu eğitim kapsamında, o zaman azınlık ilkokulu modelinde anaokulumuz da olmalı. Kaldı ki bugüne kadar bu olmalıydı. bundan çekinecek bir durum yok. Veya bunun çok zor olması gibi bir durumun da söz konusu olmaması lazım.” dedi.

NURETTİN KIYICI:
“BUNUN YANLIŞ BİR UYGULAMA OLDUĞUNU SÖYLEMEK İSTERİM”


İskeçe İli SÖPA Mezunu Azınlık Okulları Öğretmenler Derneği Başkanı Nurettin Kıyıcı, yeni uygulamayı “yanlış bir uygulama” olarak nitelendirdi. Yıllardır dile getirilen iki dilli anaokulunun böyle bir modelle alakasının olmadığını ifade eden Kıyıcı, “Bizim istediğimiz, azınlık kuruluşlarının yıllardır dile getirdiği şey kesinlikle bu değil. Neden bizim taleplerimiz dikkate alınmıyor? Bunu anlamak mümkün değil.” diye konuştu.

“BİZ AZINLIK İLKOKULU MODELİNDE BİR ANAOKULU İSTİYORUZ”

Dernek başkanı Kıyıcı sözlerine şöyle devam etti: “Hayata geçirilmek istenen bu uygulama, azınlık ilkokullarına daha iyi öğrenci yetiştirmek amacına hizmet etmeyecek. Bu uygulama devlet ilkokullarına öğrenci yetiştirmeye yönelik bir sistem. Biz azınlık ilkokulları modelinde bir anaokulu istiyoruz. Anaokulundan gelen çocuğun her iki dilde eğitim alması gerekiyor. Eğer böyle olursa azınlık ilkokulu da desteklenmiş olur. Şu anda hayata geçirilen anaokulu, iki dilli bir anaokulu olmayacak. Sınıfta iki kişi olacak. Biri öğretmen olacak, diğeri yardımcı olacak. Böyle bir durum doğru değil. Yıllarca söyledik. Bakana veya başka yetkiliye bir mektup veya yazı gönderdiğimizde azınlık anaokulu talebimizi hep dile getirdik. Biz azınlık anaokulu modelinde bir anaokulu istiyoruz. Bu haklı talebimizi söylemeye devam edeceğiz. Bizim bölgemizde, yani İskeçe’de neredeyse her köyde devlet anaokulu var. Bu okulların Türkçe – Yunanca eğitim yapılan anaokullara çevirmek mümkün. Yani iki saat Yunanca yapılıyorsa, iki saatta Türkçe yapılacak. Devlet eğer isterse bunu çok kolay yapabilir.”

“AKSİ TAKDİRDE KASITLI BİR DURUMUN OLDUĞU ŞÜPHESİ DOĞUYOR”

Pilot uygulamada Türkçe eğitim yapılacağının açıkça belirtilmemiş olmasının yanlış olduğunu kaydeden Kıyıcı, “Türkçe eğitimden bahsedilmemiş olması çok yanlış. Zaten böyle olduğu için şimdiden uygulamayı oraya buraya çekenler var. Madem ki iyi niyetle bir şey yapılmak isteniyor, o zaman azınlığın duyarlı olduğu meselelere de dikkat edilmeli. Azınlığın istekleri de dikkate alınmalı. Aksi takdirde kasıtlı bir durumun olduğu şüphesi ortaya çıkıyor.”

“BİZİMLE EN UFAK BİR DİYALOG YAPILMADI”

Anaokullarındaki yeni uygulama hakkında kendileriyle diyalog yapılmadığını vurgulayan Nurettin Kıyıcı, “Biz görüyorsunuz ki yıllarca her fırsatta anaokulu talebimizi dile getiriyoruz. Hayata geçirileceği açıklanan bu yeni uygulama için bizimle dernek olarak en ufak bir diyalog yapılmadı. Bize hiç bir şekilde sorulmadı. Bunun da çok büyük bir eksiklik olduğuna inanıyorum. Anaokullarından mezun olacak çocuklar bizim görev yaptığımız ilkokullara gelecek. Bu konuda azınlık ilkokullarında görev yapan öğretmenler olarak bizim derneklerimize sorulmaması veya başka azınlık kuruluşlarına sorulmaması çok büyük eksiklik.” diye konuştu.


Haberler


ABD’deki üniversite öğrencileri Gazze’deki sivillerle dayanışma için açlık grevi başlattı

İTB Gençlik Kolu üyeleri futbol maçında buluştu

Milletvekili Ferhat doludan zarar gören bölgeyi ziyaret etti

ABTTF Mihaloliakos’un tahliye kararına tepki gösterdi

GTGB olağan genel kurula gidiyor

DEB Partisinden Mihaloliakos’un serbest bırakılma kararına tepki

Dolu yağışı ekili alanlara zarar verdi

Yassıköy Belediyesinde yangınla mücadele toplantısı

Dedeağaç’daki FSRU’nun ticari kullanımı erteleniyor

İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununun çözümü için başbakana mektup

Mihaloliakos’un tahliyesine tepkiler

AP milletvekili Daly: ‘Ursula von der Leyen ve AB’nin eylemleri (Gazze’deki) soykırımı mümkün kıldı’