20-09-2017
Batı Trakya Türk Azınlığının Sorunları AGİT İnsani Boyut Toplantısında Dile Getirildi
Batı Trakya Türk Azınlığının sorunları Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatında (AGİT) dile getirildi.
Konuyla ilgili olarak Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) tarafından yapılan açıklama şöyle:
"11- 22 Eylül 2017 tarihleri arasında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlediği İnsani Boyut Toplantısı'na, Batı Trakya Yüksek Tahsiller Derneği'ni temsilen Pervin Hayrullah veOnur Mustafa Ahmet katıldı. AGİT bölgesinde azınlıklara yönelik en geniş kapsamlı etkinlik olanbu toplantıda, Batı Trakya Türk Azınlığının bütün meseleleri dile getirildi ve Yunanistan'dan bu sorunlara çözümler talep edildi.
"İfade Özgürlüğü, Özgür Basın ve Bilgi" konulu 1.Oturumda söz alan Pervin Hayrullah Batı Trakya'da konuyla ilgili yaşanılan sorunları aktardi, Seçilmiş Müftülerimize Yunan makamları tarafından sırf baskı altına almak ve susturmak için yapılan muameleleri, İskeçe Seçilmiş Müftümüze açılan dava ve Gümülcine Seçilmiş Müftümüzün polis sorgulamalarını, aşırı milliyetçi medya organizasyonlarının Türk azınlık temsilcileri, hedef göstermesi ve hakaretamiz sıfatlarla nitelendirmesini aktadı ve hem uluslararası kuruluşlar, AGİT vs hem de Yunan devletine tavsiyelerde bulundu.
"Barışçıl Toplanma ve Dernekleşme Özgürlüğü" konulu 2.Oturumda söz alan Onur Mustafa Ahmet, 80'li yıllarda kapatılan Azınlıklık derneklerinden bahsetti. "İskeçe Türk Birliği" ve diğer derneklerin davalarını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda 2008 yılında Yunanistan aleyhinde aldığı kararı her yıl hatırlattıklarını, fakat bu konuda da Yunan yetkililerin hiçbir adım atmaya niyetli olmadıklarını vurguladı. Aslında bütün meselenin Azınlığın kimlik meselesine dayandığını belirten Onur Mustafa Ahmet, Yunan devletinin Azınlığı Türk değil Müslüman olarak tanıdığını belirtti. Oysa Azınlığın anadilinin Türkçe olduğunu, çift dilli Azınlık okullarında Türkçe eğitimini sağladığını, 80'li yıllar öncesinde Azınlık okullarında ve derneklerinde "Türk" kelimesinin olduğunu ve bunları Yunan devletinin tanıdığını vurguladı. Onur Mustafa Ahmet, İskeçe Türk Birliğinin yeniden açılması, izinleri verilmeyen derneklerin açılması ve Türk Azınlığının dernekleşme özgürlüğünün hiçbir şekilde engellenmemesi için Yunan devletine yönelik çağrıda bulundu.
"Siyaset ve Kamu Alanında Eşit Haklar ve Eşit Katılım" konulu 4.Oturumda söz alan Pervin Hayrullah 3% seçim barajının Türk Azınlığın siyasi hayata etkili katılımını engellediğini ve Merkez Birliği Partisi Başkanı Vasilis Leventis’in 2 gün önce Selanik Fuarında yapmış olduğu talihsiz konuşmadan notları aktardı. Leventis’in "Azınlığın nüfusunun 5% oranında olsaydı seçim barajının 5% olmasını destekleyeceklerini, bunun Yunanistan’ın çıkarı olduğunu, Yunan meclisinde Müslümanların Partisini istemediklerini" belirttiğini dile getirdi. Yunanistan’ın uzun yıllardır bu Müslüman-Türk kompleksiyle ve ırkçı yaklaşımla yönetildiğini söyledi.
"Kadın ve Engellilerin Siyasi ve Sosyal Hayata Katılımı" konulu 5. Oturumda tekrar söz alan Pervin Hayrullah, Yunanistan'da özellikle yerel yönetimlerde kadınlara çok fazla fırsat tanınmadığını 30% kadın kotası olmasına rağmen bugün yerel yönetimlerde seçilmiş azınlık
kadınlarının sayısının 10'u geçmediğini söyledi. Türk azınlığın engelli bireylerinin ise neredeyse yok sayıldığını, Türk Azınlığın engelli bireyleri için açılmış hiç bir okul bulunmadığını ne de azınlık okullarında her hangi bir sınıf olmadığını, engelli bireylerin iki defa azınlık olduğunu, her hangi bir devlet dairesinde azınlığın engelli bireylerinden bir memur bulunmadığını dile getirdi.
"Düşünce, Din ve İnanç Özgürlüğü" konulu 6.Oturumda söz alan Onur Mustafa Ahmet, Türk Azınlığının müftülük ve vakıf meselelerini dile getirdi. Seçilmiş ve atanmış müftülerin durumunu anlattı, atanmışların tamamen Yunan devletinin kontrolünde olduklarını ve Azınlık tarafından kabul edilmediklerini, oysa Yunan kilisesinin Yunan devletinden tamamen bağımsız olduğunu vurguladı. Vakıf idaresi konusunda da yönetimin Yunan devletinin kontrolünde olduğunu ve vakıflardan Azınlığın faydalanamadığını vurguladı. Son olarak da, Gümülcine'yi örnek göstererek, atanmış müftüsü ile vakıf yönetim kurulu başkanı Yunan devleti tarafından atanmış bir aile tarafından yönetildiğini dile getirdi. Azınlığın inanç ve din özgürlüğünü sağlaması, seçilmiş müftülüğün tanınması ve vakıf idaresinin Azınlığın iradesiyle yönetilmesi için Yunan devletine yönelik çağrı yaptı.
"Irkçılık, Xenofobi ve Ayrımcılıkla Mücadele" konulu 7.Oturumda söz alan Pervin Hayrullah, son yıllarda Avrupa'nın en çok konuşulan konularının, çeşitlilik, eşitlik, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılıkla mücadele olduğunu söyledi. Avrupada farklı din, dil ve ırktan yaklaşık 500 milyon insan yaşamasına rağmen ayrımcılığın giderek arttığını ve bu durumun Yunanistan'da da Avrupa ile benzerlik gösterdiğini söyledi. Yunanlı yetkililerin Türk Azınlığın maruz kaldığı saldırılarda tedbir almakta yetersiz kaldığını ekledi. Konuyla ilgili olarak camilere yapılan saldırıları, İskeçe müftüsünün aldığı ölüm tehtidini, Kuran kursu yapılan binalara atılan domuz başı örneği ve bir azınlık gazetecisinin aracının yakılması örneklerini aktardı. Bu saldırıların Türk azınlığın etnik kimliğine tahammülsüzlükten kaynaklandığını ekledi. Hayrullah Yunanistan'a Batı Trakya'da tarihi Türk Varlığını kabul etmesini tavsiye etti ve Lozan Antlaşması'ndan ve Batı Trakya'nın Yunanistan topraklarına dahil olmadan önce de Türklerin burada yaşadığını söyledi.
"Hoşgörü ve Ayırım Gözetmeme" konulu 8.Oturumda tekrar söz alan Pervin Hayrullah, son yıllarda Batı Trakya Türk azınlığına karşı nefret söyleminin ve saldırıların giderek arttığını ve bunda ırkçı medya örgütlerinin etkili olduğunu söyledi. DEB Partisi ve Yunan Helsinki İzleme Komitesi'nin Atina'da düzenlediği konferansa "Altın Şafakçılar" tarafından yapılan ırkçı saldırıyı ve 22 Mart 2017 tarihinde şüpheli bir yangında neredeyse yok olan tarihi Çelebi Sultan Mehmet Camii örneklerini verdi. "Turkika Nea Gr" ve "Foni Tis Rodopis" gibi sitelerde azınlığın dini liderlerine, seçilmiş müftülerine ve kurum temsilcilerine "südo", "Türk-ajanı" "yılanlar" gibi ifadelerle hakaret edildiğini söyledi.
"Eğitim Alanında Hoşgörü ve Ayırım Gözetmeme" konulu 9.Oturumda söz alan Onur Mustafa Ahmet, Yunanistan'ın son yıllarda bulunduğu ekonomik krizin Batı Trakya Türk Azınlığını derinden etkilediğini, Azınlığın birçok ailesi ve eğitimli gençlerinin bile iş imkanı bulamadıklarını ve bu sayede köylerinden göç etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Bu sebeplerle, özellikle dağlık bölgelerdeki köy nüfuslarının oldukça azaldığını belirtti. Bu gelinen zor duruma rağmen, bu nüfus azalmasına paralel olarak, Azınlık ilkokullarına giden çocuk sayılarının da azalmasıyla, Yunan devletinin bunu ve ekonomik krizi de sebep göstererek birçok köyde 60 Azınlık ilkokulunu kapattığını vurguladı. Bunun çok açık bir hoşgörüsüzlük örneği olduğunu dile getiren Onur Mustafa Ahmet, eğitim alanında Türk Azınlığına ayırım yapmadan eşit imkanlar tanınması ve hoşgörü gösterilmesi için Yunan devletine çağrıda bulundu.
ABTTF adına toplantıya Melek Kırmacı ve Nabi İbramcık toplantıya katıldılar ve 7., 8.ve 9. Oturumlarda sunumlarını gerçekleştirdiler.
Rodos ve İstanköy Kültür Derneği adına toplantıya katılan Ege Kaymaçı ise, Adalarda yaşayan Türklerin sorunlarıyla ilgili katılımcıları bilgilendirdi."