Anasayfa

07-12-2017
Erdoğan-Pavlopulos görüşmesine azınlık sorunu damgasını vurdu
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Batı Trakya’da, maalesef oradaki Müslümanların baş müftüsünü, oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Nasıl oluyor da Lozan Anlaşması’nın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil."
7 Aralık 2017 Perşembe

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Anlaşması’na ilişkin hala anlaşılmayan bazı incelikler olduğunu belirterek, "Batı Trakya’da, maalesef oradaki Müslümanların baş müftüsünü, oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Nasıl oluyor da Lozan Anlaşması’nın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Yunan mevkidaşı ile bir araya gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prokopis Pavlopulos'un Lozan Antlaşması, Türk - Yunan ilişkileri ve azınlıkla ilgili yaptığı açıklamalara yanıt verdi.

Konuşmasına, "Bugün ülkelerimiz adına çok çok önemli bir gün. 65 yıl aradan sonra rahmetli Celal Bayar’ın ziyaretinden sonra ilk defa böyle bir resmi ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bunun bana nasip olması sebebiyle de ayrıca mutluyum." diyerek başlayan Erdoğan, bu anlamlı ziyaretin iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmasını diledi.

Erdoğan, bazı gerçekleri açık ve net olarak Yunan mevkidaşı Pavlopoulos’un açıklamasında ortaya koyduğunu belirterek, "Ben de açık ve net olarak ortaya koyacağım. Özellikle Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir." ifadesini kullandı.

Söz konusu anlaşmanın 11 taraf ülkesinin bulunduğunu, hatta Lozan Anlaşması’nda Japonya’nın, İngiltere’nin, Portekiz’in olduğunu anımsatan Erdoğan, bütün bu ülkelerle beraber hepsini kapsayan bir anlaşmayı konuştuklarını vurguladı.

Erdoğan, 94 yıl içerisinde dünyanın adeta yeniden inşa edildiğini ve kurulduğunu, Türkiye ile Yunanistan arasında da bu arada birçok şeyin geliştiğini söyleyerek, "Mesela Lozan’da, buradaki Türklerle ilgili ’Müslüman azınlık’ ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz. Doğrudur ama aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ’Türk’ ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarıyla da orada vardır." dedi.

Buradaki Müslümanların yaşam koşullarının ne durumda olduğunun iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, Batı Trakya’da yaşayan Müslümanların kendi seçtikleri baş müftüyle değil atanan bir baş müftüyle yönetilmeye çalışıldığını söyledi.

Türkiye’deki patriğin ise atanmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Patrik, Sen Sinod Meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir. Lozan’a göre de malum, belli bir sayıdan Sen Sinod Meclisi oluşur ve bunların da Türk vatandaşı olması lazım. Sen Sinod Meclisindeki bu sayı azaldığı için ben mesela patriğe demişimdir ki, ’Siz, bize isimler verin. Biz bunları Türk vatandaşlığına alalım ve Sen Sinod Meclisi’nde bu sayıyı dolduralım. Bize verilen bu isimleri biz, vatandaş yaptık. Sen Sinod Meclisinin bunlar üyeleri oldular." diye konuştu.

Sen Sinod Meclisinde, 17 üyenin bulunduğunu, bundan sonra patriği bu kişilerin seçeceğini ifade eden Erdoğan, "Ama Yunanistan’da gerek başbakanlığım döneminde, gerek cumhurbaşkanlığım döneminde hala biz Batı Trakya’da, maalesef oradaki Müslümanların baş müftüsünü oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Nasıl oluyor da Lozan Anlaşması’nın uygulamada olduğunu söylüyoruz. Demek ki Lozan uygulamada değil." değerlendirmesinde bulundu.

< "NETİCE ALAMADIK"

Lozan’ın uygulanabilirliğinin bu şekilde ortaya konulması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Bunu bugüne kadar tanıştığım, dost olduğum birçok başbakan arkadaşımızla Yunanistan’da hep görüşmüşümdür." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuyu Aleksis Çipras ile de görüştüklerini anımsatarak, "Ama netice alamadık." ifadesini kullandı.

Batı Trakya ile ilgili ekonomik boyuta da değinen Erdoğan, bugün Avrupa Birliği veyahut da Yunanistan’ın açıklanan kişi başına milli gelirin 18 bin dolar civarında olduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Batı Trakya halkının ortalama kişi başına milli geliri ise 2 bin 200 dolar civarındadır. Yatırım noktasında, atılması gereken adımlar noktasında gerekli olan destekler onlara verilmemektedir, bir ayrımcılık orada söz konusudur. Türkiye’de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz ama Batı Trakya’da bırakın bunları, ’Türk’ kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. Bir okulun kapısında veya dernekte ’Türk’ yazıyorsa onu bile hazmedemiyorlar. Bence bizim bunları aşmamız lazım. Benim güncellenmesi gerekir dediğim konu, işte bunlardır."

"EÄžER BİZ ENGEL OLSAYDIK NATO'YA GİREMEZDİNİZ"


Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer biz engel olsaydık siz NATO’ya giremezdiniz. Çünkü bir ülkenin muhalefeti NATO’ya girmenizi engelleyebilirdi. Ama biz öyle bakmadık. Biz komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz." dedi.

Özellikle askeri konularda sıkıntılar yaşandığını belirten Erdoğan, "Siz NATO’dan çıktınız, tekrar NATO’ya girişinizi biz sağladık. Eğer biz engel olsaydık siz NATO’ya giremezdiniz. Çünkü bir ülkenin muhalefeti NATO’ya girmenizi engelleyebilirdi. Ama biz öyle bakmadık. Biz komşu diye baktık. Bugün de öyle bakıyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, Kıbrıs’ta çözüm için yapılan görüşmelerin bizzat içinde bulunduğunu söyledi.

Kıbrıs konusunda Yunanistan gibi Türkiye’nin de garantör olduğunu anımsatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizzat o final görüşmelerinin içinde oldum. Kofi Annan ile o süreci birlikte yürüttük. Oradaki görüşmeler neticesinde aslında iş çözüme kavuşması gerekirken ne yazık ki orada alınan kararlar uygulamaya girmedi. Kıbrıs’taki Türkler, yapılacak olan referandumda yüzde 60’ın üzerinde ’evet’ oyu verdiler ama Güney’de Rumlar tam tersine ’hayır’ oyu verdiler. Avrupa Birliği’nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Mali noktada vereceği desteklerin hiçbirini uygulamaya sokmadılar. Bugün bile hala bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi aynen sürdürüyoruz. Bizim hedefimiz şu; Kıbrıs’ta kalıcı, adil bir çözüm bulalım, aynı şeyi Ege’de bulalım. Bunlar, ’Lozan’da şöyle olmuş, böyle olmuş...’ Tamam eyvallah ama biz o zaman olması gerekenleri şöyle bir an önce yapalım. Kolay değil, 94 yıl geçti bu arada, 94 yılda birçok şey değişti. Eğer bunlar gözden geçirilirse, birçok şeyin olması gerektiğini inanıyorum ki taraflar da kabul edecektir."

Erdoğan, özellikle arzuladıkları konuların başında Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarının haklarının korunmasının geldiğini vurguladı.

65 yıl aradan sonra Yunanistan’a çok farklı bir heyecan ile geldiklerinin altını çizen Erdoğan, "Batı Trakya’ya, soydaşlarımıza bundan önce yaptığım gibi bir ziyaret yapmayı da arzu ettim ama birileri de maalesef bu ziyareti provoke ediyor. Dağıtılan broşürlerden tutunuz oradaki binaların kapılarına çizilen çeşitli işaretlere varıncaya kadar. Her toplumun içinde artılar, eksiler vardır. O ayrı bir konu ama bunların 65 yıl aradan sonra böyle bir cesareti ortaya koyarak buraya eğer bir cumhurbaşkanı geliyorsa, bunun çok kontrol altında tutulması gerekir diye düşünüyorum. Bu ziyaretimizin, çok daha zengin, barışa yönelik şekilde yürümesi, tarafların özel gayretleriyle, önem arz ediyor. Aramızdaki gerek siyasi gerek askeri, ekonomik, ticari, kültürel, bütün bu ilişkileri yoğunlaştırmamız, güçlendirmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki turizm amaçlı seyahat edenlerin sayısının hatırı sayılır şekilde yükseldiğini dile getirdi.

Ülkeler arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi’ni güçlendirerek devam ettirmeleri gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak arzum şudur. Biz bardağın boş tarafıyla uğraşmayalım, bardağın dolu tarafına bakalım ve münasebetlerimizi güçlendirelim. Bu ziyaretimizin de inanıyorum ki 65 yılı bir kenara koyup artık ileriye bakacak bir ziyaret olması temennisindeyim." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı Pavlopoulos’un Lozan Antlaşması’nın bir hukuk metni olduğu yönündeki sözleri üzerine de şunları kaydetti:

"Ben hukuk profesörü değilim ama siyaset hukukunu iyi bilirim. Siyaset hukukunda da özellikle ’anlaşmaların güncellenmesi’ diye bir şart vardır ve bunu da biz yaparız. Yeter ki ülkeler bu konuda mutabık kalsınlar. Bunun dünyada çok örnekleri var. Ben tabii sizler bu konuyu açtığınız için bunlara girdim. Sizler açmasaydınız da Sayın Çipras’ı kabulümde girerdim bu konulara. Sizlere de bu denli zaman ayırmanızdan dolayı teşekkür ediyorum. Biz de çok sıkıntılar yaşadık, onun için sistem değişikliğine gidiyoruz. 2019’da nasip olursa bir sistem değişikliğine gideceğiz. Bu da işte seçim hukuku ile ilgili yanlışlar nedeniyle yeni bir sürece girmenin adımıdır."


Haberler


Kadına yönelik şiddet, toplumun her ekonomik grubu ve eğitim seviyesinden ferdini etkiliyor

GAT’tan kadına yönelik şiddet için farkındalık videoları

Mustafaoğlu: ‘Eşitlikçi bir dünya için kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyalım’

Şapçı Konferans Merkezi bakıma alınıyor

SİRİZA seçimlerinde İskeçe’de Famellos bir oy farkla birinci

BTAYTD Kadınlar Kolu’ndan Demircikte etkinlik

Kasselakis partisinin adını açıkladı

Rodop’ta SİRİZA üyeleri Sokratis Famellos’u tercih etti

Bulgaristan, Şengen Bölgesi’ne tam katılıma hazırlanıyor

Yassıköy Belediyesi kanal ve hendekleri temizliyor

Milletvekili Ferhat’tan yurt dışı emeklileri için soru önergesi

Batı Trakya’da Öğretmenler Günü kutlaması