Anasayfa

30-01-2018
Batı Trakya Türkleri 29 Ocakları andı
Batı Trakya Türk Azınlığı'nın hak arama mücadelesinde en önemli dönüm noktası olan 29 Ocak'lar Gümülcine'de anıldı.
30 Ocak 2018 Salı



Batı Trakya Türk Azınlığı'na aile ve isimlerinde 'Türk' kelimesi bulunan dernekler hakkında verilen kapatılma kararı ve Türk azınlığa yapılan baskı ve ayrımcılıkları protesto etmek amacıyla Türk azınlığın 1988 yılında gerçekleştirdiği direnişin ve bunun iki yıl ardından Batı Trakya'da Türkleri hedef alan saldırılarla ilgili Gümülcine'de anma etkinliği düzenlendi.

Danışma Kurulu'nun düzenlediği anma etkinliğine bu yıl ağırlıklı olarak gençler katıldı. Anma etkinliğinde Batı Trakya genelindeki köylerden soydaşlar yer aldı.

30 yıl önce Yargıtay (Arios Pagos) Mahkemesi'nin "Yunanistan'da Türk bulunmadığı" gerekçesiyle isimlerinde "Türk" kelimesi yer alan derneklerin kapatılmasına yönelik kararın ardından Batı Trakya Türk azınlığın gerçekleştirdiği toplu direniş, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'nca (BTTADK) Gümülcine'de Chris and Eve Oteli'nde düzenlenen etkinlikte kutlandı. Etkinlikte, 29 Ocak 1990'da fanatik Yunan gruplarınca Gümülcine'de Türk azınlığa ve Türk dükkanlarına yönelik saldırılar da anıldı.

Etkinliğin sunuculuğunu Danışma Kurulu Genel Sekreteri ve Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet yaptı.
ÖZKAN SAMİOÄžLU'NUN FOTOÄžRAFLARI VE ŞARKISI
Anma toplantısı Türkiye'de yaşayan Batı Trakyalı sanatçı Özkan Samioğlu'nun memleketinden çektiği fotoğraf ve kendi yazdığı "Güzel Batı Trakyam" şarkısıyla oluşturululan sineviyon ile başladı.

Etkinlikte ayrıca, bu mücadelenin yanı sıra toplu direnişin ikinci yıl dönümü 29 Ocak 1990'da fanatik Yunan gruplarca Gümülcine ve İskeçe'de Türklere karşı yapılan toplu saldırılarla ilgili resim sergisi ve sinevizyon gösterisi düzenlendi.

Etkinlikte Rodop eski bağımsız milletvekili ve 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Yürüyüşü'nün organizasyon komitesi başkanı İsmail Rodoplu'nun 30 yıl öncesini anlattığı röportajı dinletildi.

Daha sonra ise DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş ile İskeçe Müftüsü Ahmet Mete birer selamlama konuşması yaptı.
MUSTAFA ALİ ÇAVUŞ
DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Başta Türk Azınlığın merhum lideri Dr. Sadık Ahmet olmak üzere, 29 Ocak Milleti Direniş gününü yaratanlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında şunları kaydetti: "Eğer o gün rahmetli Dr. Sadık Ahmet, İsmail Rodoplu, Mehmet Emin Aga, müftümüz İbrahim Şerif ve diğer azınlık önde gelenleri, bu yürüyüş kararını alıp, Batı Trakya Türkleri'ne yapılan haksızlıkları haykırmış olmasaydınız, bugün Batı Trakya Türklerinin vatandaşlık haklarında dahi olan ilerleme olamayacaktı. Ben tüm halkımıza bir kez daha içtenlikle teşekkür ederim. Bugün geldiğimiz noktada sorunlarımız devam ediyor. Kimlik sorunu, müftülük sorunu, eğitim sorunu, kısacası Lozan Antlaşması'ndan doğan haklarımız konusunda maalesef bir ilerleme kaydedilemiyor. Ben buradan devletimize ve iktidara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu değerli ve uysal Batı Trakya Türkleri devletine hizmetten başka hiç bir gayesi olmayan azınlığımız sadece Lozan Antlaşması'nın uygulanmasını istiyor. Ancak Yunan devleti maalesef Lozan'ı uygulamamaktadır. Bizleri bırakın ikinci sınıf vatandaş, üçüncü sınıf vatandaş olarak yaşatmaya çalışmaktadır."

AHMET METE
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete de konuşmasında 29 Ocak Milli Direniş Günü ruhunun uzun yıllar devam etmesi gerektiğini, bu ruhu yaşarken geçmişten ibret alınması ve bugünlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirdi. O yıllarda çok acı olayların yaşandığını anımsatan müftü Mete, yaşanan bu olayların gençlere iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini ifade etti.
29 Ocak olayları sırasında kendisinin öğrenci olduğunu kaydeden Mete, aradan 30 yıl geçmiş olmasına rağmen bu ruhu yaşatmak için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını söyledi. Azınlık sorunlarının hala devam ettiğini belirten Mete, "Bizlerin birlik ve beraberlikten başka bir amacımız yok. Bu davada birlik ve beraberlik içinde olduğumuz zaman başarılı olabiliriz" dedi.

Devamında ise 29 Ocaklarla ilgili olarak o dönemi yaşayanlardan eğitimci - yazar Tevfik Hüseyinoğlu, İskeçeli vaiz Sedat Karadayı ve Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif konuştu.

TEVFİK HÜSEYİNOÄžLU
Tevfik Hüseyinoğlu söz alarak,1988 yılındaki 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü'ne kadar olan süreci ve 29 Ocak direnişinin sebeplerini anlattı. 1974 yılında askeri Cunta yönetiminin yıkılmasıyla ülkeye demokrasinin yeniden geldiğini anlatan Hüseyinoğlu, demokrasinin azınlık için gelmediğini söyledi. Tevfik Hüseyinoğlu, azınlık insanının demokrasiden faydalanmayı beklerken, azınlığa karşı haksız uygulamaların baş gösterdiğini dile getirdi. Hüseyinoğlu, taşınmaz mal edinme hakkı, inşaat yapma, araç satın alma, ehliyet çıkarma gibi konularda uygulanan kısıtlamaların yanısıra tarlaların kamulaştırılması, evlere telefon hattı alma yasağı gibi uygulamaların azınlık insanını hedef aldığını hatırlattı. Tevfik Hüseyinoğlu, bu gibi nedenlerden dolayı azınlık insanının çok zor günler yaşadığını ve bu sorunlar yumağının sonucunda 29 Ocak olaylarının yaşandığına dikkat çekti.

SEDAT KARADAYI
İskeçeli din görevlisi Sedat Karadayı da sözkonusu olaylara bizzat tanıklık ettiğini ve o dönemde azınlığın karar alma mekanizmaalarında aktif görev aldığını hatırlatarak 29 Ocak 1988 ve 29 Ocak 1990'da yaşanan olayları anlattı. O yıllarda azınlık insanın bir çok acı olaylar yaşadığını anlatan Karadayı, "29 Ocak 1990'da meydana gelen Vandalizm olayları bize, 29 Ocak 1988'de toplum olarak gösterdiğimiz birlik beraberlik içerisindeki milli dayanışmamızda ne kadar haklı olduğumuzu ispat etmiştir. Bizler, anayasal hakkımız olan yürüyüşümüzü yaparak, haksızlıkları dile getirerek bütün dünyaya duyurduk. Bundan rahatsız olanlar ise gerçek yüzlerini 29 Ocak 1990'da göstermiştir" diye konuştu.

Son olarak gençlere seslenen Sedat Karadayı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iki tarihi çok iyi bilmemiz lazım. Her iki Ocak'ta da bizleri her daima kenetleyecek ve azınlık olarak ayakta tutacak çok manalı mesajlar vardır. Bunları bilmemiz, kayıt altında tutmamız ve mutlaka gelecek nesillerimize aktarmamız lazımdır. Bugün itibariyle bir Yunanistan ve Avrupa Birliği vatandaşı olarak belki vatandaşlık haklarımızda bir ilerleme kaydedilmiş olsa bile, unutmayalım bu ilerlemeler 30 yıl önce yapılan bu mücadelenin sonucudur."

İBRAHİM ŞERİF: DİRENİŞTEN SONRA YUMUŞADILAR
Etkinliğin konuşmacılarından Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Şerif, burada yaptığı konuşmada, "29 Ocak direnişinin, Türk azınlığın yasal hak arama mücadelesindeki kararlılığının güçlü bir ifadesi olduğunu ve Atina'ya güçlü bir mesaj oluşturduğunu" belirterek, direnişten sonraki dönemde azınlığa uygulanan politikalarda belirli bir yumuşama yaşandığını belirtti.
Batı Trakya'da 1988 öncesinde Atina hükümetlerince Türk azınlığa karşı ağır baskı ve ayrımlar uygulandığını anlatan Şerif, şunları söyledi:

"1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonraki dönemde Batı Trakya'da adeta bir getto dönemi başlatıldı. Bugün, gençlerimizin akıllarının almayacağı şekilde zor günler geçirdik. Azınlık mensuplarına inşaat izni verilmiyordu. Damdaki akan kiremitleri bile aktarmaya izin yoktu. Polis, Türk esnafa ve köylülerimize sudan bahanelerle keyfi ve haksız cezalar veriyordu."

Şerif, Türk azınlığın bu baskılara karşı 29 Ocak 1988'de toplu bir direniş gösterdiğini anlatarak, direnişin Atina hükümetine güçlü bir mesaj oluşturduğunu kaydetti.

Bu mücadelenin ardından Atina'nın politikalarının değiştiğine dikkati çeken Şerif, "Vatandaşlık haklarını iade etmek mecburiyetinde kaldılar" diye konuştu.

AZINLIK HAKLARI İADE EDİLMEDİ
Şerif, Türk Azınlıkla ilgili vatandaşlık haklarında belirli bir iyileşme olmasına rağmen, anlaşmalarla belirlenmiş ancak yıllar öncesinde gasp edilen Azınlık Hakları'nın ise hala iade edilmediğini söyledi.

Batı Trakya'da çeşitli bahanelerle bazı azınlık okullarının kapatıldığını ve müftülerin yetkilerinin kısıtlanmak istendiğini vurgulayan Şerif, "Vatandaşlık haklarını verdiler ancak, bundan sonraki dönemde Lozan'da bizlere tanınan haklar sürekli elimizden alındı. Alınmaya da devam ediyor. Bu nedenle birlik ve beraberlik halinde mücadeleye devam etmek zorundayız" çağrısında bulundu.

AZINLIK KURUMLARINDAN 29 OCAK AÇIKLAMALARI
Batı Trakya'daki Türk kuruluşlarınca 29 Ocaklar nedeniyle yayımlanan bildirilerde ise Batı Trakya'da azınlık karşıtı politikaların halen sürdüğü, temel İnsan Hakları ihlal edildiği belirtildi.
Avrupa ülkelerinin ise buna karşı sessiz ve tepkisiz kaldığı belirtilen bildiride, bu durumun Batı Trakya Türk toplumunca insanlık ve barış adına endişe ile karşılandığı vurgulandı.

YÜZLERCE İŞYERİ YAÄžMALANMIŞTI
Batı Trakya'da isimlerinde Türk kelimesi bulunan derneklerin Yunanistan'da Türk bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararıyla kapatılmak istenmesi üzerine Türk azınlık, Gümülcine'de 29 Ocak 1988'de toplu direniş olarak adlandırılan büyük bir yürüyüş gerçekleştirmişti.

Bu tepkilerin ikinci yıl dönümü olan 29 Ocak 1990'da ise fanatik Yunan gruplarca Gümülcine ve İskeçe'de Türklere karşı toplu saldırılar düzenlenmişti.
Yunan polisinin müsamahasıyla iki gün süren saldırılarda, Türklere ait 500'ün üzerinde dükkan ve iş yeri tahrip edilerek yağmalanmış, aralarında merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile dönemin bağımsız milletvekili Ahmet Faikoğlu'nun da bulunduğu çok sayıda Türk darbedilmişti.

Haberler


Kadına yönelik şiddet, toplumun her ekonomik grubu ve eğitim seviyesinden ferdini etkiliyor

GAT’tan kadına yönelik şiddet için farkındalık videoları

Mustafaoğlu: ‘Eşitlikçi bir dünya için kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyalım’

Şapçı Konferans Merkezi bakıma alınıyor

SİRİZA seçimlerinde İskeçe’de Famellos bir oy farkla birinci

BTAYTD Kadınlar Kolu’ndan Demircikte etkinlik

Kasselakis partisinin adını açıkladı

Rodop’ta SİRİZA üyeleri Sokratis Famellos’u tercih etti

Bulgaristan, Şengen Bölgesi’ne tam katılıma hazırlanıyor

Yassıköy Belediyesi kanal ve hendekleri temizliyor

Milletvekili Ferhat’tan yurt dışı emeklileri için soru önergesi

Batı Trakya’da Öğretmenler Günü kutlaması