Anasayfa

27-03-2018
Türkiye - AB zirvesi Varna'da yapıldı
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki zirve toplantısı Bulgaristan'ın Karadeniz kıyısındaki Varna şehrinde gerçekleşti. AB ile ilişkilerde zorlu bir dönemi geride bırakmayı umduğunu söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB’den beklentilerimizi yazılı olarak ilettik. Gelin istikrar için birlikte çalışalım" dedi. Erdoğan, vize serbestisiyle ilgili olarak da, "Vize serbestisi için AB adımını bir an önce atmalı" açıklamasında bulundu.
27 Mart 2018 Salı

Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını yürüten Bulgaristan’ın Varna kenti, Türkiye- AB zirvesine ev sahipliği yaptı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile çalışma yemeğinde Euxinograd Sarayı’nda bir araya geldi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Borisov, AB Konseyi Başkanı Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Juncker Türkiye-AB Zirvesi'nin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

"GELİN İSTİKRAR İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞALIM"

Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi nedeniyle Varna’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, Borisov’a zirveye ev sahipliği yaptığı ve misafirperverliği için teşekkür ederek, Borisov ile zirve öncesinde çok verimli bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Erdoğan, uzun bir sürenin ardından Varna’da AB kurum liderleriyle bir araya geldiklerini hatırlatarak, "Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umuyoruz." diye konuştu.

Tusk ve Juncker ile daha çok çalışmaları gerektiğini ve birtakım tıkanıklıkların nasıl aşılabileceğini de konuşma imkanı bulduklarını aktaran Erdoğan, "Sene 1963 ve sene 2018; gerçekten Türkiye’nin hala Avrupa Birliği’ne aday ülke olmanın ötesinde gelebildiği bir nokta yok. Bu müspet adımı bir an önce atalım, bunun üzerinde durduk. Avrupa Birliği ile önceki görüşmelerimizde ortak meselelerimizin çözümüne yönelik atılacak adımları tespit etmiş ve karşılıklı taahhütlerde bulunmuştuk." ifadelerini kullandı.

"ÜLKEMİZDEKİ SURİYELİLER İÇİN BU ADIM ÇOK DAHA RAHATLATICI OLACAKTIR"

Türkiye’nin başta düzensiz göçle mücadele olmak üzere sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdiğinin herkesin malumu olduğuna işaret eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu an itibarıyla sadece Suriye’den 3,5 milyon göçmen ülkemizde; buna Irak’ı da ilave ettiğimiz zaman bu rakam 4 milyona ulaşmaktadır. Öte yandan geçen sürede bazı taahhütler olmuştur. Bunlardan ilki 3 milyar euroluk bir taahhüttü, bunun şu an itibarıyla 1 milyar 850 milyon eurosu bizim ilgili birimlerimize aktarılmış durumdadır. Temenni ediyorum ki şimdi diğer ikinci taksidi olan 3 milyar euronun da ulaştırılması suretiyle biz mültecilerle ilgili atılması gereken adımları atalım, yapılması gerekenleri de yapalım. Ülkemizdeki Suriyeliler için bu adım çok daha rahatlatıcı olacaktır ve şu anda Avrupa Birliği’nin bu ilgisi gerek oradaki mültecileri rahatlatacağı gibi bizim de çalışmalarımızı hızlandıracaktır."

"HER İKİ TARAFIN DA FAYDASINA OLAN BAŞLIKLARDA SÜRATLE MESAFE ALMALIYIZ"

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil ihtiyaçların beklemeyeceğini ve insani krizlerde bürokratik hantallığa tahammülün olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: "Ülkemizin üzerine düşeni yaptığı ve Avrupa Birliği mensubu muhataplarımızdan geri dönüş beklediği bir diğer konuysa vatandaşlarımız için sağlanacak olan vize serbestisidir. Bununla ilgili çalışma kağıdımız şubat ayı başında Avrupa Birliği Komisyonu’na sunulmuştu. Avrupa Birliği tarafına çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini de söyledik. Avrupa Birliği bu noktada adımını bir an önce atarsa o da bizi rahatlatacaktır. Bu siyasi bir mesele haline getirilmemeli, vatandaşlarımızın Avrupa Birliği’ne olan güvenini sarsacak bir hal almamalıdır. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmalarına başlanması konusundaki beklentimizi de dile getirdik. Bu tür teknik konuları siyasetin meselesi haline getirmemeliyiz. Her iki tarafın da faydasına olan başlıklarda süratle mesafe almalıyız."

Erdoğan, bir diğer meselenin de serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili sorunlar olduğunu, karayolu taşımacılığı konusunda yaşanan sıkıntıları özellikle vurguladıklarını, Avrupa Birliği’nden bu alandaki sıkıntıların çözümüne katkıda bulunmasını beklediklerini bildirdi.

"Bizim için son derece önemli bir diğer konu terör meselesidir." diyen Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti: "Türkiye hali hazırda birçok terör örgütünün hedefinde yer alıyor. DEAŞ, PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle içeride ve dışarıda mücadelemizi sürdürüyoruz. Geçen yıl Fırat Kalkanı Harekatı’nda 3 bin DEAŞ’lıyı imha etmiştik. Bu sene de Zeytin Dalı Operasyonu’yla 3 bin 800’e yakın YPG’li teröristi etkisiz hale getirdik. Teröre karşı operasyonlarımız sadece kendimizin ve Suriyelilerin güvenliğine değil, Avrupa’nın da güvenliğine katkı sağlamaktadır. Biz artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz. Türkiye insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere saygılı, demokratik bir hukuk devletidir. Bunu halkımız bütün dünyaya 15 Temmuz gecesi demokrasi için canları pahasına sokaklara dökülerek zaten göstermiştir. Teröre karşı aldığımız tedbirler ve operasyonlar gerekli olduğu müddetçe devam edecek, tehditler bertaraf edildiği zaman sona erdirilecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve AB’nin uzun süreli stratejik ortaklar olduğunu vurgulayarak, "Küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa’nın Türkiye’yi genişleme politikalarının dışına itmesi vahim bir hata olacaktır. Türkiye bölgede kilit aktör, jeostratejik öneme haiz bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülkedir." dedi.

Türkiye ile Avrupa’nın tarihi, kültürel ve insani bağlarına ilave olarak ekonomi, enerji, ulaştırma ve göçle mücadele gibi kritik başlıklarda ortak çıkarları bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Geçmişte yapılan bir hatanın esiri durumundaki Avrupa Birliği’nin, adil bir tutum takınmadığı müddetçe Kıbrıs meselesinin çözümünde herhangi bir katkısı maalesef olamayacaktır. Zira Avrupa Birliği’nin bazı üyelerinin meşru olmayan münferit tasarruflarına dayanışma kisvesi altında destek vermesi doğru değildir. Avrupa Birliği’ne hakkaniyet esasına göre hareket etmesi çağrısında bulunuyoruz. Kıbrıs meselesinin seyrinden bağımsız olarak adanın etrafındaki doğal kaynaklara dair karar alma mekanizmalarına Kıbrıslı Türklerin eşit olarak dahil edilmesi uluslararası hukukun gereğidir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu ve diğer konulardaki görüş ve beklentilerini Avrupa Birliği tarafına bugün yazılı olarak ilettiklerini bildiren Erdoğan şöyle konuştu: "Avrupa Birliği’nden bu kağıdı kendi içinde değerlendirmesini ve ardından konuların takibi için teknik düzeyde ortak bir çalışma yapılmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz dönemdeki olumsuzluklara rağmen biz Türkiye olarak diyalog kanallarını hep açık tutmaktan yana olduk. Avrupa Birliği ile aramızdaki güvenin yeniden tesisinin ilk adımını bugün burada hep beraber atmış olduğumuzu umuyorum. Ancak bu adımı attık demek yeterli değil, somut olarak atmak gerekiyor. Ben Varna’dan Avrupa Birliği ülkelerine bir kez de seslenmek istiyorum, gelin ortak coğrafyamız olan Balkanlar'da istikrar ve refahın sağlanması yönünde birlikte çalışalım. Gelin Suriye, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Rohingya, Afrika gibi uluslararası konularda işbirliğimizi derinleştirelim. Gelin güçlü, müreffeh ve istikrar abidesi Avrupa’yı hep birlikte inşa edelim. Biz bu çağrılarımızda dün olduğu gibi bugün de samimiyiz."

"HEDEFİMİZ, TERÖRİSTLERİ BÖLGEDEN TEMİZLEMEK"

Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili bir soru üzerine, harekat kapsamında bugüne kadar 3 bin 800’e yakın teröristin etkisiz hale getirildiğini bildiren Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan şu görüşlerini paylaştı: "Şu anda topraklarını terk etmiş bulunan bölgedeki insanlar yavaş yavaş tekrar topraklarına dönmeye de başlamışlardır. Buradaki hedefimiz, bu teröristleri bölgeden temizlemektir. Bu teröristlerin şu anda sahip oldukları imkanlar ne yazık ki bizim stratejik ortaklarımızın bunlara temin ettikleri silah ve mühimmatlardan oluşmaktadır. Bunlarla ilgili de bütün flash bellekler, flash diskler elimizde mevcut, hatta hatta açtıkları beton tüneller ve bu tünellerin altında inşa ettikleri teröristlerin hastaneleri de var. Bütün bunlar şu anda her geçen gün meydana çıkmakta, buralarda silah ve mühimmatları nasıl depoladıklarını da tespit etmiş bulunuyoruz. Bunları da yine bizim stratejik ortaklarımızın terör örgütlerine vermiş olması da ayrıca manidardır. Tabii şu anda onların hepsi toparlanıyor. Teröristler kaçtıkça nerede ne var bunlar da meydana çıkıyor ama DEAŞ merkezli, PYD, YPG merkezli bütün bu terörle mücadelemiz hem içeride hem de dışarıda... Çünkü içeride de PKK ile çok ciddi bir mücadelemiz var. Bu süreç devam ediyor. Buraları terör örgütlerinden temizleyene kadar devam edecek. Burayı da gerçek sahiplerine teslim ettiğimiz anda bizim bu teröristlerle mücadelemiz son bulacaktır.

TUSK: "TÜRKİYE'NİN GÖÇMENLER KONUSUNDAKİ ÇABALARINI TAKDİR EDİYORUZ"

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye-AB ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, "Ancak iş birliği yapabildiğimiz alanlarda çok iyi iş birliği yapabiliyoruz. Mevcut sorunların üstesinden gelmek ve ortaklığımızın potansiyelini ortaya çıkarmak için diyalog ve istişareye hazır olduğumuzu tekrar vurgulamak isterim." dedi.

Tusk, Türkiye-AB Zirvesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, göç ve sığınmacı konusunda Türkiye ve AB’nin çok yakın iki ortak olarak hareket etmeyi sürdürdüğüne dikkati çekerek, "Türkiye’ye bu konuda yaptığı etkileyeci işlerden dolayı minnettar olduğumuzu belirtmek isterim." dedi.

AB’nin Türkiye’deki sığınmacıların durumunu iyileştirmek için katkı sağladığını aktaran Tusk, birliğin bu çerçevede tam destek sağlamaya devam edeceğini söyledi.

Tusk, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ve uğradığı terör saldırılarının ardından Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anladıklarını, ancak alınan bazı tedbirlerin özgürlük ve hukukun üstünlüğüne zarar getirdiği yönünde endişelerinin bulunduğunu kaydetti.

Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde birlik ülkeleriyle ikili ilişkilerin de önemine dikkati çeken Tusk, son dönemde kaydedilen bazı olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi.

Tusk, son dönemde Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ışığında AB’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yanında olduğunu, bu çerçevede gerginliğin azaltılmasının Kıbrıs sorunun çözümüne de katkı sağlayacağını söyledi.

Türkiye-AB ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini kaydeden Tusk, "Ancak iş birliği yapabildiğimiz alanlarda çok iyi iş birliği yapabiliyoruz. Mevcut sorunların üstesinden gelmek ve ortaklığımızın potansiyelini ortaya çıkarmak için diyalog ve istişareye hazır olduğumuzu tekrar vurgulamak isterim." açıklamasında bulundu.

JUNCKER: "MÜZAKERELERİN DEVAM EDECEÄžİNİN GARANTÖRÜYÜM"

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise Türk halkının büyük ve cesur bir ulus olduğunu ve büyük bir saygı duyduğunu belirtti.

Türkiye’nin AB’nin gerçek bir ortağı olmasını istediklerini ifade eden Juncker, "Stratejik ortaklıkta bizi bir araya getirenler etrafında toplanmak ve bizi bölen konulara çözüm bulabilmek için samimi ve açık bir iş birliği ve diyaloğu sürdürmemiz lazım." dedi.

Türkiye’yle AB arasında ortak çıkar alanları ile beraberce ele alınması gereken sınamalar olduğunu aktaran Juncker, enerji, güvenlik ve terörle mücadele iş birliğini ortak çalışma alanları arasında saydı.

Türkiye’nin Afrin operasyonuna ilişkin de konuşan Junkcer, her türlü müdahalenin uluslararası hukuk çerçevesinde yapılması gerektiğini ifade etti.

Sığınmacılar konusunda herşeyin mükemmel olmadığını, ancak AB ve Türkiye arasında yapılan anlaşmanın etkili olduğunu belirten Juncker, "AB’ye gelen sığınmacıların sayısı yüzde 75 oranında düştü. Bu Türkiye devletinin başarısı. Çünkü, Suriye’den gelen bir çok sığınmacıyı topraklarına aldılar. Bu da, Türkiye’nin sorumluklarını yerine getirmede ve AB’yle dayanışma gösterme ve gerekeni yapma konusunda büyük bir örnek. Bunun için Türkiye’ye çok teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

AB’nin anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’deki sığınmacılar için mali yardımda bulunduğunu anımsatan Juncker, AB’nin sığınmacılar gerekli miktarda para transferinin gerçekleştirmediğine ilişkin eleştirilere dair olarak da bu katkının yerine getirilebilmesi belirli bir prosedürü izlemek zorunda olduklarını dile getirdi.

"AB’nin 3 milyar euroluk yardım konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesine ilişkin herhangi bir şüphe olmamalı." diyen Juncker, bunu yerine getireceklerini belirtti.

Juncker, "Hiçbir zaman üyelik müzakerelerinin durdurulması taraftarı olmadım. Türkiye ile müzakerelerin devamının garantörüydüm ve öyle olmaya da devam edeceğim." diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişimini gece yarısı, daha sonuç belli olmadan kınadıklarını anlatan Juncker, AB’nin gösterdiği tepkinin sonuçla değil, Türk halkıyla ilgili olduğunu belirtti. O gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast girişiminde bulunulduğunu bilmeden darbeyi kınadıklarını kaydeden Juncker, alınan önlemlere işaret ederek, "Türkiye’den gazetecileri tutuklaması" konusuna yeniden bakmasını istedi.

Junker, "Güzel bir toplantıydı, çünkü büyük demokrasilerde açık ve samimi şekilde konuşabilmek bir prensiptir." ifadesini kullandı.

BORİSOV: TEKRAR BİR ARAYA GELECEÄžİZ

AB Konseyi Dönem Başkanlığını üstlenen Bulgaristan Başbakanı Boykov Borissov ise yapıcı bir toplantı için bir araya geldiklerini, Bulgaristan-Türkiye ilişkileri ve AB-Türkiye ilişkileri hakkında kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktardı.

Bulgaristan’ın birkaç yıl öncesine kadar ciddi bir sığınmacı baskısıyla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Borissov, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği sözleri tuttuğu için teşekkür etmek istiyorum. Bu sayede sınırımızda mülteci baskısı sıfıra indi. Bulgar vatandaşlarımızın da bunun kıymetinin farkında olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Türkiye sınırını ihlal eden ve tutuklanan iki Yunan askeri konusunun da gündeme geldiğini ifade eden Borissov, bu çerçevede bağımsız Türk yargısının gerekli adımları atacağına dair güvence aldıklarını kaydetti.

Borissov, Türkiye ve AB’nin tekrar diyalog yolunu açmasının büyük bir başarı olduğunu belirterek, "Haziran sonuna kadar kaydettiğimiz gelişmelere göre tekrar bir araya geleceğiz." açıklamasında bulundu.

Haberler


Belediye binasına Filistin’e destek pankartı astıran sendika başkanına soruşturma

İskeçe Azınlık Ortaokulu – Lisesinin bina sorununu Belediye Başkanı Kontos’a aktardılar

Kadına yönelik şiddet, toplumun her ekonomik grubu ve eğitim seviyesinden ferdini etkiliyor

GAT’tan kadına yönelik şiddet için farkındalık videoları

Mustafaoğlu: ‘Eşitlikçi bir dünya için kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyalım’

Şapçı Konferans Merkezi bakıma alınıyor

SİRİZA seçimlerinde İskeçe’de Famellos bir oy farkla birinci

BTAYTD Kadınlar Kolu’ndan Demircikte etkinlik

Kasselakis partisinin adını açıkladı

Rodop’ta SİRİZA üyeleri Sokratis Famellos’u tercih etti

Bulgaristan, Şengen Bölgesi’ne tam katılıma hazırlanıyor

Yassıköy Belediyesi kanal ve hendekleri temizliyor