14-12-2015
İzmir Barosu DEB'e saldırıyı kınadı
"Her siyasi dönemde azınlığa ayrımcı uygulamalar devam ediyor"
Batı Trakyalı İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi'nin Gümülcine'deki yeni genel merkezine yapılan saldırıyı kınadı. Izmir Barosu kendilerini 'Trakya'nın Bekçileri' olarak adlandıran grubun DEB Partisi'ne düzenlediği saldırıyı kınadı. Özcan, saldırıda partinin kurucu başkanı Dr. Sadık Ahmet'in 1995 yılında kaza geçirerek vefat ettiği aracın yok edildiğini, binanın tahrip edildiğini söyledi.
İzmir Baro Başkanı Özcan, saldırının DEB Partisi'nin eğitim, din, vatandaşlık ve mülkiyet dahil olmak üzere Müslüman Türk azınlığa yönelik insan hakları ihlalleri konusunda protesto için imza toplamaya başlayacağını açıklamasından sonra yapılmış olmasının da çok manidar olduğunu dile getirdi. Aydın Özcan, İzmir Barosu Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"YUNAN HÜKÜMETİ BU SALDIRIYI GÖRMEZDEN GELMEYE ÇALIŞMAKTADIR"
"Bu eylemle, Yunanistan'da insan haklarını hiçe sayan bir kesimin, Müslüman Türk Azınlığının hiçbir hakkının olmadığı yolundaki görüşlerini pekiştirmek ve Yunan ırkından olmayan kişilerin bu topraklarda yaşam hakkının bulunmadığı fikirlerini kuvvetlendirmeyi amaçlandığı ortadadır. Yunanistan, Avrupa Birliği'nin saygın bir üyesi ve kendisini aynı zamanda demokrasinin beşiği olmakla göstermekte ve övünmektedir. Bunun gereği olarak AB tam üyeliği için bulunması gereken Kopenhag Kriterleri başlığı altında, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, insan haklarına saygılı devlet ve azınlıkların korunması gibi şartlar sağlanmış olmalıdır. Bu kriterler sebebiyle bu konuda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddelerini hiçe sayan ve Yunan hükümeti aleyhine verilmiş bulunan kararları görmezden gelen yetkililer siyasi partinin bina ve tesislerine yapılan bu saldırıyı da görmezden gelmeye çalışmaktadırlar. Yunanistan'da birçok siyasi hükümet iktidara gelip gitmekte ancak gizli bir ideoloji olarak Müslüman Türk Azınlığına yapılan ayırımcı uygulamalar her siyasi dönemde kendini göstermektedir. Bu konuda Yunanistan, Avrupa Birliğine dahil olmasına rağmen AB üyeleri arasında kötü bir sicile sahip ülke konumundadır."
Kendilerini 'Trakya'nın Bekçileri' olarak adlandıran kişilerin derhal yakalanarak yargı önüne çıkartılması ve tesislerden alınan manevi değere sahip Sadık Ahmet'in hurda aracının iade edilmesinin Yunan Hükümeti'nin sorumluluğunda olduğu kadar Avrupa Birliği'nin de sorumluluğunda olduğunu söyleyen Aydın Özcan, şöyle devam etti:
"HÜKÜMETİ GEREÄžİNİ YAPMAYA DAVET EDİYORUZ"
"Bu olayın gelişmelerinin Yunanistan'da, Avrupa Birliği'nde insan haklarını savunan tüm kurum ve kuruluşların takipçisi olmasını, en önemlisi de Yunanistan'da siyasi iktidarın bölgeden aldığı siyasi desteği de hatırlayarak konunun aydınlanması için azami çaba göstereceğini umuyor ve bekliyoruz. Yunanistan hükümetini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamaya ve Batı Trakya'da bulunan Müslüman Türklerin yaşam hakkı, her türlü eğitim, dil, din, vatandaşlık, mülkiyet ve seyahat hakları dahil insanca yaşamla ilgili her türlü insan haklarının tanınması, sağlanması ve hukukun tüm Yunan vatandaşlarına, tüm siyasi partilere ve tüm sivil toplum örgütlerine ırk ayırımı gözetilmeksizin eşit bir şekilde uygulanması için gereğini yapmaya davet ediyoruz."