Anasayfa


15-12-2015
"Dört yıllık eğitim fakültesi şart"
Batı Trakya Türk azınlığı eğitimindeki öğretmen sorunuyla ilgili yazı dizimize devam ediyoruz.
15 Aralık 2015 Salı

Azınlık okullarında Türkçe öğretmeni olarak görev yapacak öğretmenlerin eğitileceği kurumun nasıl olması gerektiği ve bununla ilgili nasıl bir eğitim sisteminin istendiği konusunu bu hafta azınlık milletvekilleriyle konuştuk.

Rodop milletvekilleri İlhan Ahmet ve Ayhan Karayusuf ile İskeçe milletvekili Hüseyin Zeybek, öğretmen sorunuyla ilgili olarak GÜNDEM'e konuştular.

some text

HÜSEYİN ZEYBEK

Azınlık eğitimine gösterdiği hassasiyet ve önemden dolayı GÜNDEM gazetesini tebrik eden Milletvekili Hüseyin Zeybek, azınlık eğitiminde görev alacak öğretmenlerin eğitim seviyelerinin en iyi şekilde olması gerektiğinin altını çizdi.

2014 yılı sonlarında mecliste kabul edilen azınlık eğitimiyle ilgili yasanın yeterli diyalog yapılmadan onaylandığını söyleyen Zeybek, "Bu yasada öngörülenlerin mutlaka yeniden gözden geçirilmesi ve yeniden ele alınması gerekiyor." dedi.

"NEREDEYSE SÖPA'YI ARAR HALE GELİYORUZ"

Selanik Özel Pedagoji Akademisi'nin kapatılırken, yerini alacak eğitim kurumunun hayata geçirilmemesinin büyük yanlış olduğunu dile getiren Zeybek, "SÖPA okulu Cunta'nın ürünüydü, eseri de ortadaydı. Tabii bu konuda genelleme yaparak bütün SÖPA mezunu eğitimcilere 'kötü' demek yanlış olur. Ancak bunların önemli bir kısmında sorun var. Azınlık bu kurumun kapatılmasını istedi. SÖPA'nın kapatılmasını isteyenlerden biri de bendim. Ama son gelişmelere baktığımızda gelin görün ki; neredeyse SÖPA'yı arar hale geliyoruz. Selanik Aristotelio Üniversitesi'nde güzel bir girişimde bulunulmaya çalışılmıştı. Azınlık Eğitimi Bölümü adı altında bir bölüm açılmıştı. Burada Türkiye'deki üniversitelerle işbirliğine gidilip öğretmen konusunda bir anlaşma sağlanmıştı. Dolayısıyla bu gelişmeler SÖPA'ya kıyasla iyi bir adımdı. Ancak ne yazık ki bu bölüm resmileştirilmeden kapatıldı." ifadelerini kullandı.

"BU YASA ÇOCUKLARIMIZI BOŞUNA OYALIYOR"

Azınlık eğitimine önemli değişiklikler getiren 2014 yılındaki yasa meclise getirildiği dönemde muhalefet milletvekili olduğunu hatırlatan Zeybek, "O dönemin PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi hükümeti, yeni bir eğitim yasasını hayata geçirdiler. Bu yasa azınlık eğitimine çok ciddi sorunlar getirecek bir yasadır. Bu yasa antidemokratik bir yasadır. Bu yasanın iptali için şahsen uğraşıyorum. Burada sorulması gereken sorular şunlar: Azınlık eğitimi istiyor muyuz ve nasıl bir eğitim istiyoruz? Bu sorulara samimi bir şekilde cevap vermemiz gerekir. Bizlerin, çocuklarımıza hak ettiği eğitimi verebilecek, dil ve bilgi seviyeleri yeterli öğretmenleri yetiştirmemiz gerekir. Ne yazık ki hali hazırdaki yasada bunlara yer verilmiyor ve bu yasa bu ihtiyaca cevap vermiyor. Bu yasa çocuklarımızı boşuna oyalıyor." diye konuştu.

"TÜRKÇEYİ İYİ KONUŞAN, YETERLİ DİL FORMASYONUNU TAMAMLAMIŞ ÖÄžRETMENLER İSTİYORUZ"

Dedeağaç'ta açılması planlanan birbuçuk yıllık bölümün (Didaskalio) okullarda görev yapacak Türkçe öğretmenleri için kesinlikle yetersiz olduğunu vurgulayan Milletvekili Zeybek şöyle dedi: "Pedagoji bölümünden mezun olan öğretmenler, daha sonra yeterli düzeyde Türkçe eğitimi almadan azınlık okullarına tayin edilecek. Burada azınlığımızın ve bizlerin kriteri Türkçe'yi iyi bilen öğretmenlerin okullarımıza tayin edilmesidir. Ama ne yazık ki hayata geçirilmek istenen uygulamanın bunlardan uzak olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bizler Türkçe'yi iyi konuşan, kültürlü ve kaliteli, yeterli dil formasyonunu tamamlamış öğretmenler istiyoruz. Bu bizim en doğal hakkımızdır."

"BAZI AYRIM NOKTALARINI DA HALKIMIZ BİLMEK ZORUNDADIR"

Azınlığın tamamının 2014 yılında kabul edilen eğitim yasasına karşıyken Rodop - Meriç SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği'nin bu yasadan yana olduğunu dile getiren Zeybek, bunun son derece üzücü bir durum olduğunu söyledi. Azınlık ailesi içinde bazı konularda farklı görüşler ve tartışmalar olabileceğini, ancak azınlık eğitimi konusunda bu şekilde davranma lüksünün olmadığını belirten Zeybek, "Eğer hedefimiz azınlık eğitimindeki kaliteyi arttırmak ise, burada bazı ayrım noktalarını da halkımız bilmek zorundadır. Herkesin kimin ne yaptığını bilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Azınlık okulları için yetiştirilmek istenen eğitimcilerin öğretmenlik vasfına uygun kişiler olması gerektiğini vurgulayan Zeybek, "Çünkü bizlerin en kıymetli ve geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza, her türlü güvenlerini sağlamamız gerekir. Ben burada görev yapan öğretmenlere de seslenmek istiyorum. Lütfen herkes kendini yetiştirmeye çalışsın. Çünkü öğretmenlik görevi çok önemli bir görev. Ve bunun bilincinde olmamız gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKÇE ÖÄžRETMENLERİ MUTLAKA DÖRT YILLIK BİR FAKÜLTEDE YETİŞTİRİLMELİDİR"

Azınlık eğitimine ciddi değişiklikler getiren ve Dedeağaç'ta "Didaskalio" adı altında bir buçuk yıllık bir seminer programına karşı olduğunu olduğunu yineleyen Milletvekili Hüseyin Zeybek, "Bu yasaya karşı isek ve amacımız azınlık kurumlarıyla okullarımıza en iyi öğretmenleri yetiştirmek ise, bu eğitim kurumunu hep birlikte kurmak için çaba sarfetmemiz ve mücadele etmemiz gerekir. Örneğin Aristotelio Üniversitesi'nde bu adım atılmıştı. Fakat bunun daha da geliştirilmesi gerekirdi. Şunu açıkça söylemek istiyorum. Azınlık okulunda Türkçe öğretmeni olarak görev yapacak kişinin mutlaka dört yıllık bir fakültede yetişmesi gerekir. Nasıl ki normal bir öğretmen dört yıllık üniversite bölümünde eğitim görüyor ve burada yetişiyorsa, Türkçe öğretmeni için de aynı uygulama olması gerekir. Alacakları eğitimin de Türkçe ağırlıklı olması lazım. Müfredatta Türkçe dili öncelikli olmalıdır. Kısacası yetişecek olan öğretmende var olan bilginin yanı sıra, bu bilgiyi aktarabilecek Türkçe'yi de çok iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.

"YA MEVCUT ÖÄžRETMENLERE GÖREV VERECEKSİN YA DA ADAM GİBİ ÖÄžRETMEN YETİŞTİRECEKSİN"

Azınlık okullarına öğretmen yetiştirmek için Aristotelio Üniversitesi'nde bir başlangıç yapıldığını belirten Milletvekili Zeybek, bu bölümün yanında yeni bir bölümün açılmaya çalışılmasını pek gerçekçi bulmadığını söyledi. Zeybek, Aristotelio Üniversitesi'nde açılan Azınlık Eğitimi Bölümü'nün resmileştirilerek, geliştirilmesinin daha doğru olacağını vurgulayarak, "Dediğim gibi bu bölümün devam etmesi, resmileştirilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Bunun yanında Türkiye'den mezun olan öğretmenlere de azınlık okullarında görev verilmelidir. Trakya Dimokritos Üniversitesi Rektörlüğü, Dedeağaç'ta açılmak istenen 'Didaskalio' hakkında bizleri davet ettiğinde de ben bu görüşlerimi dile getirmiştim." dedi.

"YENİ SÖPA'LAR YARATILMAMALI"

Dedeağaç'taki Azınlık Eğitimi Bölümü (Didaskalio) projesine kesinlikle karşı olduğunu anlatan Zeybek, yamalama taktiklerle büyük sorunlara ve ihtiyaçlara çare bulunulamayacağını söyledi. Zeybek, azınlığın SÖPA'nın günahlarını hala ödemeye devam ettiğini ifade ederek, "Yeni SÖPA'lar yaratmayalım. Maalesef şu anda bu yapılmaktadır. Dedeağaç'taki Azınlık Eğitimi Bölümü bu yıl eğitime başlayacaktı. SİRİZA milletvekillerinin girişimleriyle burası faaliyete geçmedi. İnanıyorum ki SİRİZA partisi bu olayı diyaloğa açacak. Bunun için mücadelemize devam edeceğiz. Dolayısıyla azınlığımız için karar verilirken bizlerle birlikte karar verilsin. Gerek eğitimde yer alan kurumlarımız, gerekse azınlık temsilcilerimiz, bu yeterli bilgi ve donanıma sahiptir." diye konuştu.

"RODOP - MERİÇ SÖPA DERNEÄžİ YÖNETİMİ BU GÖRÜŞLERİN GETİRECEÄžİ YÜKÜMLÜLÜKLERE KATLANMAK ZORUNDADIRLAR"

Rodop - Meriç SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği Başkanı Mehmet Şerif'in, "Didaskalio'nun mevcut şartlarda kendilerini tatmin ettiğine" dair açıklamalarına da değinen Milletvekili Zeybek, sözkonusu açıklamaları "talihsiz" olarak değerlendirdi. Dernek başkanından ve yönetiminden bu görüşlerini tekrar gözden geçirmelerini isteyen Zeybek, "Bu tutum ve davranışlarıyla azınlık eğitimine hizmet etmediklerini, hatta zarar verdiklerini anlıyorum. Tabii bu kendilerinin görüşleridir. Ama bunun da getireceği yükümlülüklere katlanmak zorundadırlar. Bu arkadaşlarımız bir hata içinde ve inanıyoruk ki bu hatalarını da göreceklerdir." dedi.

"EÄžİTİM YASASI İPTAL EDİLMELİDİR"

Son olarak "azınlık eğitiminde değişim istiyoruz" ifadelerini kullanan Zeybek, azınlık okullarında görev yapacak öğretmenlerin dört yıllık bir fakültede eğitilmesinin Anayasaya aykırılık teşkil edeceği yönündeki görüşleri de eleştirdi. Zeybek sözlerini şöyle tamamladı: "SÖPA kurulduğu zaman orada ayrımcılık söz konusu değil miydi? Çünkü SÖPA kurulduğu zaman buraya sadece azınlık fertleri alınıyordu. Azınlık okullarına sadece azınlık çocukları gidiyor. Dolayısıyla tüm bu gelişmeler noktasında geçen yılki azınlık eğitim yasası tamamen iptal edilmelidir. Böylece sağlam temeller ışığında ve iyi niyet çerçevesinde yeni bir diyalog kapsamında hareket edilmeli, gerekli istişareler yapılmalı, görüşler alınmalı, adımlar atılmalı ve değişim gelmelidir."


İLHAN AHMET

Dedeağaç'ta açılmak istenen bir buçuk yıllık "Didaskalio"ya karşı olduğunu ifade eden Potami Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, hükümetten azınlık eğitimiyle ilgili olarak iyi niyet ve diyalog beklediklerini söyledi.

"DEVLET AZINLIK EÄžİTİMİ KONUSUNDA AZINLIÄžI DİNLEMEDİ, BUGÜN DE DİNLEMİYOR"

SÖPA'nın gerektiği gibi öğretmen yetiştirme vasfı olmadığını defalarca söylediklerini hatırlatan Milletvekili İlhan Ahmet, "Bizler her zaman SÖPA'nın kapatılmasını istedik. Söz konusu kurumda yetişen öğretmenler yeterince eğitim almıyorlardı. Bu kurumun Lozan Antlaşması'na uygun olarak düzenlenmesi ve Türkiye ile işbirliğine gidilerek öğretmenlerin getirilmesi gerekirdi. Azınlığın istekleri ve beklentilerine cevap verilmeliydi. Böylece azınlık okullarında eğitim verebilecek öğretmenler yetiştirilebilirdi. Ancak olmadı. Devlet SÖPA konusunda azınlığın söylediklerini hiç bir zaman dikkate almadı. Şimdi de ne yazık ki yine azınlığın görüşleri dikkate alınmıyor. Son örnek, Dedeağaç'ta açılmak istenen ve adına 'Didaskalio' denen seminer programıdır." dedi.

"HÜKÜMETİN GAYRETİ, AZINLIK EÄžİTİMİNİ DEVLETLEŞTİRME GAYRETİDİR"

SÖPA'nın kapatılmasının ardından hükümetin bir kanun tasarısı ile azınlık eğitimi için Didaskalio'yu öngördüğünü belirten Milletvekili Ahmet sözlerine şöyle devam etti: "Pedagoji bölümünden mezun olan bir kişi bu kurs veya seminer programı diyebileceğimiz bölüme 3 dönem gidecek ve daha sonra Türkçe öğretmeni olacak. Türk dilini öğretme kabiliyetini kazanacak. Bu asla mümkün değildir. Türkçe dersini öğretecek olan öğretmen yetiştirme mantığının bu şekilde olmaması gerekir. Burada bir önceki hükümet tarafından başlatılan bir gayret var ve bu gayret hali hazırdaki hükümet tarafından da devam ettiriliyor. Bana göre bunun adı da; azınlık eğitiminin devletleştirilmesi, azınlık eğitimi statüsünün yıpratılması, ortadan kaldırılması ve böylece devletin eğitim sistemine entegre edilmesi gayretidir."

"SON EÄžİTİM YASASI DERHAL İPTAL EDİLMELİDİR"

Son dönemde azınlık eğitimi üzerinde çeşitli oyunların oynandığının altını çizen İlhan Ahmet, "Buradaki amacın azınlık eğitimini hatırlatan her türlü unsurun - Azınlık Eğitimi Koordinatörlüğü'nün kaldırılması, SÖPA'nın kaldırılıp yerine bir şey yapılmaması, azınlık okullarının birleştirilmesi, Cuma namazı uygulamasının kaldırılma talebi gibi - ortadan kaldırılmasıdır. Dolayısıyla tüm bu uygulama ve girişimlere baktığımızda 'azınlık eğitimi statüsü' bu uygulamalarla arındırılmaya çalışılıyor. O yüzden sözkonusu eğitim yasasının bir an önce değiştirilmesi, hatta derhal iptal edilmesi gerekir." diye konuştu.

Azınlık eğitimiyle ilgili olarak 2005 yılında ciddi anlamda bir şura yapıldığını anımsatan Milletvekili, daha o yıllarda sözkonusu azınlık eğitimiyle ilgili sıkıntıların dile getirildiğini, şu anda da Dedeağaç'a açılması planlanan Azınlık Eğitimi Bölümü'ne tamamen karşı olduğunu vurguladı.

"TÜRKİYE İLE İŞBİRLİÄžİ YAPILABİLİR, BUNDAN KİMSE RAHATSIZ OLMASIN"

Dedeağaç'taki bölümün yerine, en az 4 yıl eğitim verecek bir eğitim fakültesi istediklerini kaydeden Milletvekili Ahmet sözlerini şöyle sürdürdü: "İlk başta eğitimci olacak olan kişi, hangi alanda eğitim vereceğini seçmelidir. Bu özgür iradeye saygı gösterilmesi gerekir. Dolayısıyla eğer bunun içi yeterince doldurulmazsa, 4 yıllık okul kurmak da yeterli olmayabilir. Bunun içini doldurabilmek için diğer üniversitelerle işbirliğine gidilmelidir. Dolayısıyla Lozan Anlaşması'na uygun olarak Türkiye ile işbirliği yapılabilir ve yapılmalıdır da. Eğitilecek öğretmen adaylarına da ağırılıklı olarak Türkçe dersleri verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bundan da kimsenin rahatsız olmaması gerekir."

"BU İKTİDARIN BAKANI AZINLIÄžIN MİLLETVEKİLLERİNİ GÖRMEZDEN GELİYOR"

Son dönemde Rodop - Meriç SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği'nin aldığı kararları doğru bulmadığını söyleyen Milletvekili İlhan Ahmet, kendilerinin büyük bir yanlış içerisinde olduklarını ifade etti. İlhan Ahmet bu tespitini açıkça dile getirmek istediğini belirterek, "Gümülcine derneğindeki arkadaşların söylediklerine, özellikle de Didaskalio ile ilgili olanlara katılmıyorum." dedi. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Eğitim Bakanlığı'nda azınlık eğitimiyle ilgili yapılan görüşmeye davet edilmediğini vurgulayan Ahmet, "Bunu basından öğrenmiş bulunuyorum. Diğer milletvekillerinin de gidip gidemediğini bilmiyorum. Gitmişler ise bugüne kadar bir açıklamalarını da görmedik. Bu nasıl bir zihniyet? Bu iktidarın bakanı, genel sekreteri SÖPA mezunları dernek başkanını bu toplantıya çağırıyor ve azınlığın milletvekillerini görmezden geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

"AZINLIK EÄžİTİMİ YILLAR BOYUNCA YONTULARAK İÇİ BOŞALTILMIŞTIR"

Sadece azınlık eğitimi için, azınlık çocuklarına yönelik kurulması istenen 4 yıllık eğitim fakültesinin Anayasa'ya aykırı olmadığını belirten Ahmet, "Anayasaya aykırılık kesinlikle söz konusu değildir. Bunlar anlaşmalar ve hukuk dışında ortaya atılan iddialardır. Her şeyi yerli yerine oturtmak gerekir. Bizler kendilerini her ne kadar Eğitim Şurası kitapçığını okumaya davet etsek de, bunu yapamayacaklar. Bizler kendilerine tekrar bunu izah etmeye ve anlatmaya hazırız. Eğer benim de düşüncelerimde bir yanlış varsa, bana da bunu argümanlarla anlatsınlar. Dolayısıyla bizler kendilerinin bu düşüncelerinin yanlış olduğunu söylüyoruz. Dolayısıyla azınlık eğitimi anlaşmalarla düzenlenmiştir. Ama ne yazık ki son yıllarda bu yontularak, içi boşaltılmıştır." dedi.

"EÄžİTİM ŞURASI KARARLARININ YENİDEN OKUNMASINI TAVSİYE EDECEÄžİM"

Hükümete çağrıda bulunan Milletvekili İlhan Ahmet, azınlığın taleplerine kulak vermesini istedi. "Azınlığın zamanla oybirliğiyle almış olduğu kararlar nazarı itibara alınsın" diyen Ahmet sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer tekrar bir Danışma Kurulu toplantısı olursa, arşivden çıkartılarak yeniden 2005 yılında yapılan Eğitim Şurası'nın kararlarını bastırarak, tüm kurum ve kuruluşlara yeniden gönderilmesini, basında yer almasını ve yeniden okunmasını, hatta buradaki bildirilerin şu andaki hükümete de yeniden gönderilmesini tavsiye edeceğim. Eğer bu kararların ve taleplerin gözden geçirilerek güncellenmesi gerekiyorsa o da yapılabilir. Ancak orada alınan kararlar azınlık eğitiminin temel sorunları ve taleplerini ilgilendiriyordu. Bu gerçekler bugün de değişmedi."



AYHAN KARAYUSUF


SİRİZA Rodop Milletvekili Ayhan Karayusuf, azınlık okullarında görev yapacak öğretmenlerin eğitilmesi için Dedeağaç'ta açılması planlanan Azınlık Eğitimi Bölümü'yle ilgili olarak, "Bu bölüm kesinlikle bizleri tatmin etmiyor. Bizler bu konudaki görüşlerimizi yetkililere ilettik. Bu konudaki endişelerimiz çok fazla. Bu kurum işe yaramayacak." değerlendirmesinden bulundu.

Sözkonusu bölümün yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Karayusuf, bu bölümde Türkçe'yi kimlerin ve ne şekilde öğreteceğinin çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye'deki üniversitelerle işbirliğine gidilmesi gerektiğini kaydeden Karayusuf, ilgili konuların önümüzdeki günlerde meclisteki Eğitim Komisyonu toplantısında dile getirileceğini sözlerine ekledi.

Azınlık eğitiminde sözü geçen kurumların fikirlerinin dile getirilmesi gerektiğini belirten Karayusuf, "Bunun mutlaka yapılması gerekir. Daha sonra bizler de milletvekili olarak bu görüşleri ilgili komisyonlarda dile getirerek taraflarla fikir alışverişinde bulunalım ve tekliflerimizi sunalım." dedi.

"ÖZERKLİÄžİ TAM OLARAK UYGULAYABİLMEK İÇİN ELİMİZİN ZAMAN ZAMAN CEBİMİZE GİTMESİ GEREKİR"

Son çıkarılan eğitim yasasıyla ilgili olarak azınlıkla yeterince diyalog kurulmadığını anımsatan Karayusuf, "Bazı şeylerin uzun süren istişareler neticesinde hayata geçirilmesi gerekir. Fakat bu maalesef olmadı." ifadelerini kullandı. Azınlık eğitiminin Yunan eğitim sisteminin bir parçası olmanın yanı sıra Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan anlaşmalar gereği düzenlenmiş bir eğitim sisteminin parçası da olduğunu söyleyen Karayusuf, "Tek taraflı azınlık eğitimine, en azından müfredat kapsamında bir değişiklik yapıldığını söylemek biraz zor. Bazı konularda sözüm ona azınlık eğitimi için klişe bir laf vardır; 'azınlık eğitimi özerktir' şeklinde. Özerkliği tam olarak uygulayabilmek için elimizin zaman zaman cebimize gitmesi gerekir. O yüzden biraz esnek davranmak gerekir." diye konuştu.

"ENDİŞELERİMİZ ÇOK FAZLA"

Azınlık eğitimi içerisinde görev alan encümenlerin de söz sahibi olması gerektiğini kaydeden Karayusuf, zamanında encümenlerin yetkilerinin ellerinden alındığını, azınlığa danışarak bu konuda yeniden yasal düzenlemeye gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Dedeağaç'ta açılması planlanan Azınlık Eğitimi Bölümü'nün (Didaskalio) kendisini tatmin etmediğini dile getiren Karayusuf, "Bu bölüm kesinlikle bizleri tatmin etmiyor. Bizler bu konudaki görüşlerimizi yetkililere ilettik. Bu konudaki endişelerimiz çok fazla. Bu kurum işe yaramayacak." değerlendirmesinde bulundu.

"ANAYASANIN DIŞINA ÇIKMADAN BİR EÄžİTİM KURUMU KURULMASI GEREKİR"

Geçtiğimiz günlerde Eğitim Bakanlığı'nda yapılan görüşmeye de değinen Karayusuf, Gümülcine dernek yönetiminin bakanlığa geldiğini, ancak İskeçelileri göremediğini söyledi. Karayusuf, Eğitim Bakan Yardımcısı Pelegrinis'le dernek yönetimi ve iki azınlık milletvekilinin ayrı ayrı görüştüğünü dile getirdi.

Karayusuf ayrıca, azınlık eğitiminde yapılacak olan değişikliklerin Anayasa'ya ters düşmemesi gerektiğini belirtti. "Anayasa'nın dışına çıkmadan bir eğitim kurumu kurulması gerekir. Bu iş daha ziyade hukukçuların işidir. Siyasi çözüm üretmek de bizim işimizdir." diyen Karayusuf, bu konuda daha fazla görüş belirtmek istemediğini söyledi.

Azınlık eğitimine öğretmen kadrosu yetiştirmek için yeni bir üniversite bölümünün açılması taraftarı olduğunu söyleyen Karayusuf, "Devam etmeyen eski bir kurumu yamamak yerine, yeni bir kurum açılması daha sağlıklı olacaktır. Bizim için eğitimde kalite önemlidir. Yeter ki kaliteli eğitim veren bir kurum olsun. Burada sadece öğretmenlerin eğitiminin düşünülmesi gerekir. Fedakarlık gerekiyorsa ve bazı öğretmenler de öğretmenlik yapamıyorsa öğretmenliği bıraksınlar, başka işler yapsınlar. Burada iğneyi de, çuvaldızı da kendimize batırmamız gerekir. Bu iş ciddi bir iştir." diye konuştu.

"GÖNÜL İSTER Kİ; EÄžİTİM BAKANLIÄžI YETKİLİLERİNİ GÜMÜLCİNE'YE GETİRTİP BUNLARI TARTIŞALIM"

Son olarak önümüzdeki günlerde yapılacak Eğitim Komisyonu toplantısını anımsatan Karayusuf sözlerini, "Bu toplantıda herkes görüşlerini dile getirebilir. Gönül şunu ister ki; Eğitim Bakanı ya da azınlıktan sorumlu Eğitim Bakan Yardımcısı Grigoris Pelegrinis'i Gümülcine'ye getirterek burada azınlık eğitimiyle ilgili tartışma başlatılsın. Bu azınlığımız ve hepimiz için çok daha iyi olur." diyerek tamamladı.

Haberler


Metios, Topsidis’in ticari faaliyetlerinin araştırılması için adalete başvuracak

Endonezya Büyükelçisi Garanis’i ziyaret etti

İbrahim Şerif’in hayatını anlatan kitap İskeçe’de tanıtılacak

DMTE, Yunanistan Eyaletler Birliği kongresine ev sahipliği yapacak

Atina Belediye Meclisi, Gazze ve Lübnan için ateşkes çağrısı yaptı

32 bin küçükbaş hayvan itlaf edildi

Son ankette SİRİZA baraj seviyesinde, Kasselakis’in partisi ise yüzde 6,5

Özgür Ferhat, Tarım ve Gıda Bakanı Çiaras ile görüştü

Yakıt yardımı için başvurular başladı

Miçotakis, Avrupa’nın iç enerji piyasasının güçlendirilmesini istedi

GTGB’de ‘Yaratıcı Çocuk’ etkinlikleri devam ediyor

Dedeağaç’ta turizmin nabzı tutuldu: En çok Türkiye’den turist geliyor