Anasayfa


18-01-2016
İlk köy toplantısı Yassıköy ve Sirkeli'de yapıldı
Tarım - Hayvancılık Araştırma Enstitüsü Yassıköy ve Sirkeli köylerindeydi.
18 Ocak 2016 Pazartesi

Yeni kurulan Tarım - Hayvancılık Araştırma Enstitüsü ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) Tarım - Hayvancılık Kolu, ilk köy toplantılarını Yassıköy ve Sirkeli'de gerçekleştirdi. Araştırma enstitüsü ve tarım - hayvancılık kolu, 16 Ocak Cumartesi günü Yassıköy Belediyesi Toplantı Salonu'nda bölgedeki çiftçi ve hayvan besicilerine yönelik bilgilendirmede bulundu. Ekip, 17 Ocak Pazar günü ise Sirkeli'de tütün üretimi ve hayvancılık üzerine bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Sirkeli köyündeki belediye meclisi salonunda düzenlenen toplantıya civar köylerden soydaşlar katıldı. Sirkeli'deki toplantıya Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Trakya Tütün Üreticileri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Esat ve belediye meclis üyeleri katıldı.

Toplantıya konuşmacı olarak ziraat mühendisleri Bülent Salih, Kadir Hüseyin ve İsmail Mahmut ile veteriner hekim İsmail Molla Ahmet katıldı.

Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet yeni kurulan enstitütüye çalışmalarında başarılar dileyerek, belediye olarak kendilerine her konuda destek vermeye hazır olduklarını belirtti.
Ziraat mühendisi Bülent Salih ise yeni oluşturulan enstitüyle ilgili bilgi verdi. Salih, enstitünün tarım ve hayvancılık ile uğraşan halka yönelik olarak, araştırma ve geliştirme konularında bilimsel ve teknik katkı sağlamaya çalışacağını belirtti. Salih, çiftçi ve hayvan besicisine yardım etmek için çalışacaklarını anlattı.


ZİRAAT MÜHENDİSİ BÜLENT SALİH

Bülent Salih, "Tarımsal ilaçlamada, ilaçlama suyu ve ph ilişkisi" konulu sunumuyla ilgili olarak GÜNDEM'e açıklamalarda bulundu. Yıllardan beri üreticilerde, kullanılan tarım ilaçlarının zamanla etkisinin düşürüldüğü yönünde fikirlerin olduğunu hatırlatan Salih, oysa bunun sudaki ph oranı ile ilişkili olduğunu söyledi. Salih, "Bizlerin şu anda ilaçlamada kullandığımız su genelde içme suyudur. Bu sularda Ph değeri 8 ve üzeridir. Bizim istediğimiz böcek ve mantar ilaçalarında bu ph değerinin, 4-7 arasında olmasıdır. Dolayısıyla ilaçlamada içme suyunu kullandığımızdan ve buradaki ph değerin yüksek olmasında dolayı, bir birim attığımız ilacın yarım birim etkisi olmaktadır. Böylece ilacın etkisinde yarı yarıya azalma olduğunu görürüz. Bu durumda bizlerde ilacın etkisinin az olduğu yönünde bir izlenim oluşturmaktadır. Oysa bu böyle değildir" dedi.

İlaçlama sırasında bazı uygulamalar yaparak, ph oranın düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Salih, "Ph oranını düşürmek için limon tuzu, sitrik asit, fosforik asit ve nitrik asit ve bunun yanısıra map gübresi vardır. Bu ürünler maliyeti arttırıcı ürünler değildir. Tüm bu uygulamaları uzun vadede yaptığımızı düşünecek olursak, bizleri yüzde yüz başarıya ulaştıracak sonuçlar almamıza neden olabilecektir" diye konuştu. PH değeri konusunda bugüne kadar azınlığın bilgi sahibi olmadığını hatırlatan Salih, enstitünün eğitim seminerlerine bu konuyu da dahil ettiğini söyledi.


"BU KURULUŞ KAR AMACI GÜTMEYEN AZINLIK VE ÇOÄžUNLUK ÜRETİCİLERİ İÇİN KURULAN BİR KURULUŞTUR"

Bülent Salih sözlerini, "Bizler bir hizmet kuruluşuyuz. Azınlık insanımızın kurulan bu enstitünün arkasında durması gerekir. Bu kuruluş kar amacı gütmeyen, azınlık ve çoğunluk üreticileri için kurulan bir kuruluştur. Buradaki amaç üreticiyi, hem eğitici toplantılar hem de proje çalışmalarıyla bir kademe yükselterek, kendilerine daha çok ekonomik girdi sağlamaktır" diyerek tamamladı.

VETERİNER İSMAİL MOLLA AHMET

Enstitünün toplantısında konuşan veteriner hekim İsmail Molla Ahmet sunumuyla ilgili olarak GÜNDEM'e bilgi verdi. Hayvan üreticilerinin ve üretim sırasında yapılan bazı hataların neler olduğu konularında bilgi veren Molla Ahmet, özellikle küçük baş hayvan üretiminde senkronizasyon döneminin önemli olduğunu söyledi.

Hayvan besicilerinin talep olayına özel bir önem vermesi gerektiğini anlatan İsmail Molla Ahmet, yoğun talebe yanıt verilmesi gerektiğini söyledi. Molla Ahmet, "Bizler üreticilerimizden yani besicilerden talebin çok olduğu dönemlerde bu talebe uygun olarak et yetiştirmelerini istiyoruz. Bunun üreticilere başta ekonomik olmak üzere, getiriceği avantajlar var. Küçük baş hayvan üretimi sırasında toplu olan doğumlarda beslenme de düzenli olur. Yapılan aşılamalar da daha sağlıklı olur. Bunun yanında sürü bazında yapılan bütün tedavilerde hastalıklara karşı etkili bir önlem alınmış olur. Böylece daha kaliteli et elde etmiş oluruz ve üretimden daha yüksek seviyede randıman sağlamış oluruz" diye konuştu.

Veteriner Molla Ahmet küçük baş ve büyük baş hayvan üretiminde ideal bir barınağın nasıl olması gerektiği konularında bilgi verdi.


ZİRAAT MÜHENDİSİ KADİR HÜSEYİN

Toplantıda bölgenin en önemli geçim kaynağı olan tütün yetiştiriciliği konusunda katılımcılara bilgi veren ziraat mühendisi Kadir Hüseyin, GÜNDEM'e açıklamalarda bulundu. Tütünde ilk aşamada yapılan fide (haşlama) yetiştiriciliği konusuna değinen Hüseyin, ayrıca tütün üreticilerinin çok iyi bildiği halde ilaçlama sırasında insan sağlığına ve kendi sağlıklarına dikkat etmediklerinin altını çizdi.

"ÜRETTİÄžİMİZ ÜRÜNDEN ÇOK SAÄžLIMIZ ÖNEMLİDİR"

Hüseyin sözlerine şöyle devam etti: "Tütünde sulama yöntemleri çok önemlidir. Ayrıca bir çok üreticimizin ilaçlama ve gübreleme sırasında maalesef eldiven kullanma alışkanlığı yok. Oysa bu sağlımız için çok önemli. Bunu herkes biliyor ve maalesef kimse gerekeni yapmıyor. Bence ürettiğimiz üründen daha çok sağlımız ön sırada gelmelidir."

"TARIMDA EN ÖNEMLİ OLAN KONU TOPRAK ANALİZİDİR"

Üreticilerin masraflarını en aza indirmek istediğini vurgulayan Hüseyin, "Tarımda en önemli olan konu, toprak analizi yapılarak, yapılan üretim şeklidir. Bu tütün üretimi için de son derece önemlidir. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizle birlikte insanlarımız yapması gerekli olan gübrelemeyi de daha aza indirgeyerek, suya ilave ederek yapmaya başladılar. Bunun sonucunda da örneğin dönümde alınan 150 kilo civarındaki tütün, 110-120 kilo civarına düştüğünü ve kalitede de düşüşlerin olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla gerekli gübreleme ve ilaçlama yapıldığı takdirde bu bizlere kilo ve kalite olarak geri döner" diye konuştu.

"BÖLGEDEKİ NEHİR VE ÇAYLARDAN AKAN SULAR TARIMDA KULLANILABİLİR"

Bölgede yaz aylarında yaşanan su sıkıntısı konusuna da değinen Kadir Hüseyin, Kozlukebir bölgesinde yapımı devam eden Yassıhöyük barajının bir an evvel tamamlanması gerektiğini söyledi. Bunun yanısıra Ircanhisar barajının da bölge tarımında daha etkili kullanılması gerektiğinin altını çizen Hüseyin, başta milletvekilleri olmak üzere, yetkililerin bu konuda harekete geçmesi gerektiğini kaydetti. Ayrıca bölgede yer alan bir çok nehir ve çayların özellikle kış aylarında aktif olduğunu kaydeden ziraat mühendisi Kadir Hüseyin, buradan akan suların olası yapılacak çalışmalar neticesinde (gölet ve su setleri) bu suların yaz aylarında tarımda kullanılması gerektiğini vurguladı.

"AVRUPA'DA PRİMİ KESİLEN TEK ÜRÜN TÜTÜNDÜR"

Ayrıca tütün priminin kesilmesiyle ilgili olarak Hüseyin şunları söyledi: "Avrupa'da primi kesilen tek ürün tütündür. Bu konuda büyük bir haksızlık sözkonusudur. Ayrıca sattığımız tütünün katma değer vergisinin geri alımında da çok büyük haksızlığa uğramış durumdayız. Oysa bu konuda gerekli mücadele verildiği takdirde tütün primini direkt alamasak da, bunu Ortak Tarım Politikası (KAP) programları kapsamında yapılacak yeni düzenlemelerle elde etmemiz mümkün olabilir. Biz bu konuyu oldukça önemsiyoruz."

"BÖLGEDE SULAMALI TARIMA GEÇİŞ ÇOK ÖNEMLİ"

Bölge tarımı için sulamalı tarıma geçişin şart olduğunu söyleyen Hüseyin, "Öncelikle tütünün gerek tüccarın vereceği fiyatla, gerekse verilen primlerle desteklenmesi gerekir. Tütüne ve özellikle bölgede üretilen 'Basma' tütününe ihtiyaç her zaman var. Ürettiğimiz tütün, piyasada değeri olan bir tütündür. Ancak tütüncülerimizin çoğunda tarım arazileri yetersiz. Bölgede sulamalı tarıma geçişi önemsiyorum. Örneğin 20 dönüm arazisi olan bir aileyi düşünecek olursak; bunun 15 dönümünü tütün ekerse ve bunun yanında 5 dönüm başka bir ürün yetiştirmek isterse bu aileye ek bir gelir sağlamış olacaktır. Ancak genelde tütün üreticilerinde arazi miktarının az olması sebebiyle ve bölgede sulamalı tarımın yaygın olmaması sebebiyle üreticilerimiz, ikinci bir ürün yetiştirme konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadır. Çünkü tütün yılın sadece belirli döneminde elde edilen bir üründür. Eğer arazimiz yeterli olursa ve bunun yanında sulamayı da ilave ettiğimizde, yeni ürünler de yetiştirmemiz mümkün olabilir diye düşünüyorum" dedi.

Haberler


Metios, Topsidis’in ticari faaliyetlerinin araştırılması için adalete başvuracak

Endonezya Büyükelçisi Garanis’i ziyaret etti

İbrahim Şerif’in hayatını anlatan kitap İskeçe’de tanıtılacak

DMTE, Yunanistan Eyaletler Birliği kongresine ev sahipliği yapacak

Atina Belediye Meclisi, Gazze ve Lübnan için ateşkes çağrısı yaptı

32 bin küçükbaş hayvan itlaf edildi

Son ankette SİRİZA baraj seviyesinde, Kasselakis’in partisi ise yüzde 6,5

Özgür Ferhat, Tarım ve Gıda Bakanı Çiaras ile görüştü

Yakıt yardımı için başvurular başladı

Miçotakis, Avrupa’nın iç enerji piyasasının güçlendirilmesini istedi

GTGB’de ‘Yaratıcı Çocuk’ etkinlikleri devam ediyor

Dedeağaç’ta turizmin nabzı tutuldu: En çok Türkiye’den turist geliyor