17-02-2024
Kalıplaşmış algıların tadilatı
Bir beyaz, bir Çinli, bir zenci ve bir de dilsiz bir çocuk.
Bir beyaz, bir Çinli, bir zenci ve bir de dilsiz bir çocuk.
Yetişkin olarak bu dört çocuk için yükleyeceğimiz anlam ve zihnimizde canlanan faktörler, ırk, ten rengi, görünüş veya tek biri için insani olarak acıma duygusu olacaktır. Ancak bir yetişkin olmadan veya başka bir deyişle akıl kemale ermeden önce hayat normları, oluşturulmuş algılar ve bunun getirisi olarak ayrışma çocuklar için bir ifade etmez.
İnsan faktörünün ilk sırada ve ön planda olduğu bu masumane ortam daha sonra yerini kalıplaşmış, tek yönde düşünmeye ve zihnin bu yönde şekillenmesine iten bir çoğu yapay etkenlerin insanoğlunu ele geçirmesiyle farklı bir boyut alır.
Bir zamanlar oluşturulan Müslüman eşittir terörist algısı milyonlarca gruplaşma ve kategorize etmede küçük bir örnektir. Din, dil, ırk ayrımı karmaşık faktörlerin, yılları aşkın oluşturulmuş algılar ve bazı olayların bir ürünüdür.
Günümüzde kişisel bazda ilişkileri ve bu bağlamdaki davranışları etkileyen en büyük faktör standart bir algıya yenik düşme meselesidir.
Oluşturulan ve durmadan artan yapay gereksinimler, yapay yeni hayat standartları, insanoğlunu, bu standartların peşinde hırsla koşmaya zorlamaktadır. Aldatıcı, yapay gereksinimlerin oluşturmuş olduğu bu hırs da insanı, hayatta kalabilme adına bir birey veya bir grubu ötekileştirme yoluna itmekte, sonuç olarak da insan kavramını ve yardımlaşma, dayanışma gibi kavramları tüm toplumlarda oldukça zedelemektedir.
Bunun sonucunda örnek olarak, yıllarca eğitimini almak adına büyük çabalar sarf etmiş bir operatör doktorun 100 ameliyatından 99'unun başarılı geçmiş olmasına rağmen bir ameliyatı sırasında yaşadığı aksaklığı fırsat bilip bu durumdan kendine yükselmesi adına pay çıkarabilecek kişiler doğmuştur. Bu, dar çember içerisinde bulunan, belirli cesarete ulaşamamış, fikrini beyan etmekte çekinen kişilerce çemberin dışına, oluşturulan, toplum bazında geçeri bulunmayan kuralların dışına çıkanlara karşı kendi çemberine çekme çabasıdır.
Algıların, sığ düşüncelerin etkilediği hırsları, kişisel çıkarları, ötekileştirmeyi bir yana bırakarak takdir, gönülden yardımlaşma ve dayanışmaya önem verme aslında uzun dönemde takdir gören, özellikle gençlerin, diğer tüm toplumdaki bireyleri de başarılı konuma getirme potansiyelini artırmaktadır.
Ön planda her daim insan etkeninin, dayanışma ve yardımlaşma duygusunun, kırıcı yerine yapıcı, karalama yerine takdir davranışlarının ön planda olduğu bir gelecek dileği ile..