28-05-2024
Yakınlaşma süreci ve azınlığın beklentileri, kronikleşmiş sorunlarımız ve AP seçimleri
Türkiye ile Yunanistan arasındaki son dönemde yaşanan diyalog ve yakınlaşma süreci, hiç şüphesiz Batı Trakya Türk Azınlığını da yakından ilgilendiriyor. Azınlık kamuoyu ve azınlık temsilcileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Kiriakos Miçotakis ve diğer Türk ve Yunanlı yetkililer arasında yapılan görüşme ve temasları ilgiyle takip ediyor.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki son dönemde yaşanan diyalog ve yakınlaşma süreci, hiç şüphesiz Batı Trakya Türk Azınlığını da yakından ilgilendiriyor. Azınlık kamuoyu ve azınlık temsilcileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Kiriakos Miçotakis ve diğer Türk ve Yunanlı yetkililer arasında yapılan görüşme ve temasları ilgiyle takip ediyor.
Anavatan ile vatan arasında son dönemde yaşanan yumuşama ve yakınlaşma süreci aralık ayında yapılan ve iki ülke arasında Atina Anlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlanan Atina görüşmesinden sonra bu kez 13 Mayıs'ta Miçotakis Ankara'yı ziyaret etti. İki tarafından da uzlaşma sağlanamayan ve çözümü kolay olmayan konuların olduğunu açıkça belirtmesiyle birlikte görüşmelerin olumlu ve pozitif ortamda geçtiği vurgusunu yapması çok önemli. Türkiye ve Yunanistan'ın aralarındaki anlaşmazlık ve pürüzlere rağmen, iyi ilişkiler kurma ve bunları geliştirme hedefine doğru kararlılıkla yürümeye devam etme niyetini ortaya koymaları ümit verici. Bu ortam, yaşanacak ilk aksilikte diyalog sürecinden vazgeçilip gergin döneme geri dönüleceği endişesini de azaltıyor.
İnanıyorum ki; Batı Trakya Türkleri bu diyalog ve yakınlaşma sürecinden en çok memnun olan kesimlerden biri. Bu sürecin sonunda yıllarca çözüm bekleyen sorunlarımıza da sıranın geleceğine inanmak istiyoruz. Ancak Yunanistan'ın Batı Trakya Türklerinin sorunlarına atıfta bulunulmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmesini de görmezden gelemeyiz. Anavatan Türkiye yetkililerinin; "Yunanistan'daki soydaşlarımızın sorunları da çözüme kavuşturulmalı" veya "Pozitif gündem Batı Trakya Türklerinin sorunlarının çözümüne de katkı sağlamalı" gibi açıklamalar karşısında Yunanistan'ın kendi resmi tezini tekrarlama ihtiyacı duyduğunu görüyoruz.
En son Miçotakis'in Ankara ziyaretinde de aynı şey yaşandı. Ancak Yunanistan tarafı, ne zaman Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığından bahsedilse, azınlığın yaşadığı sorunlara veya bu sorunların önemine veya çözüm taleplerine değinmek yerine, "Batı Trakya'da Türk azınlık yoktur" söylemini tekrarlıyor. Sayın Miçotakis basın toplantısında birkaç kez "Azınlığın Türk olmadığını" vurgulama ihtiyacını hissetti.
Halbuki Batı Trakya'da çok uzun yıllar boyunca yaşanan sorunlar, Batı Trakya Türk toplumunun maruz kaldığı haksızlıklar ve bu sorunlara çözüm bulmak, azınlığa "kimlik biçmekten" çok daha önemli. Umarız ve temenni ederiz ki diyalog ve yakınlaşma süreci devam ettikçe bu yolda katedilmesi gereken mesafe de alınacaktır.
*****
Azınlık sorunları demişken. Yıllardır çözüm bekleyen sorunlarımız olduğu gibi orta yerde durmaya devam ederken, kronik sorunlara yenileri ekleniyor. Son yıllarda çözüme kavuşturulabilecek problemler, bilinçli bir şekilde çözümsüzlüğe terk ediliyor.
Bunların başında da azınlık eğitimi geliyor. Azınlık eğitimi ve azınlık okulları konusunda yıllardır dile getirilen talep ve beklentilere kulaklar tıkanarak, gözler yumularak görmezlikten gelindi. Azınlık eğitimindeki yapısal sorunlara değinilmedi, azınlığın talepleri dikkate alınmadı. Ve sonuç olarak azınlık eğitiminin can çekişmeye başladığı döneme gelindi. Ne yazık ki devlet ve hükümetler bu konuda son derece duyarsız. Azınlığın dile getirdiği talep ve beklentileri dikkate almayarak, azınlık eğitiminin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için atılacak her türlü adımdan uzak duruyor. Bu durumun değişmesi için Batı Trakya Türk Azınlığının, azınlık eğitimiyle ilgili ciddi ve zor kararları alması şart. Önümüzdeki kısa dönemde azınlık eğitimi ve azınlık okulu açısından "ya devam ya tamam" niteliğinde kararları almak zorunda kalacağımızı düşünüyorum.
******
Yunanistan 9 Haziran'da sandığa gidiyor. Bu kez beş yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri için. 27 Avrupa Birliği üyesi ülke, nüfusu oranında Avrupa Parlamentosuna göndereceği milletvekillerini seçecek. Her şeyden önce şunun altını çizelim ki, AP seçimleri Avrupa Birliği seçimi gibi değil, normal bir seçim gibi yapılıyor. Geleceğin Avrupasını tartışmak yerine siyasi partiler iç politikayı konuşuyor ve iç siyaset tartışılıyor. 2019 yılında yapılan AP seçimlerinde o dönem iktidar olan SİRİZA Partisi aldığı ağır yenilgi sonrasında erken seçim kararı almış ve bir ay sonra yapılan seçimlerde Yeni Demokrasi Partisi seçimleri kazanarak iktidara gelmişti.
Batı Trakya Türk Azınlığı ise 2014 ve 2019 yılında olduğu gibi 9 Haziran 2024'te yapılacak seçimlerde de DEB Partisi ile kendi sesini ve kendi varlığını bir kez daha duyurmaya hazırlanıyor. Gerek 2014 gerekse 2019'da yapılan AP seçimlerinde DEB Partisi İskeçe İl Teşkilatı Seçim Komisyonu Başkanı olarak görev yapan biri olarak, azınlığın kendi sorunlarını hatırlatma, sesini Yunanistan ve Avrupa'ya duyurma noktasında bu seçimin ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim. Batı Trakya Müslüman Türk toplumu, uğradığı haksızlıklara, maruz kaldığı vurdumduymazlığa karşı tepkisini inanıyorum ki yine gösterecektir. Azınlık seçmeni kendi partisine yani DEB Partisine ve parti listesinde yer alan 42 adaya sahip çıkacak, 9 Haziran'da "Ben Buradayım" deyip gereken mesajı önce Atina'ya, daha sonra da Avrupa'ya gönderecektir.