Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği Sorumlusu Panayotis Dimitras, son dönemde azınlık hakları ve ırkçılık temelli, yaşanan olaylar değerlendirildiğinde, Yunanistan’da Türk azınlık üyeleri için adaletin olmadığı inancının doğduğunu söyledi.

ALTIN ŞAFAK SALDIRISIYLA İLGİLİ SUÇ DUYURUSU ARŞİVE KALDIRILDI

Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği, 2016 yılında Atina’da, “Yunanistan’da Milli Azınlıklar” konulu etkinliği basan Altın Şafak Partisi milletvekili ve üyelerinin neden olduğu olayla ilgili suç duyurusunun arşive kaldırılmasına karşı girişimde bulundu.

Aralık 2016’da DEB Partisi ile Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği tarafından Atina’da düzenlenen etkinlik, ırkçı Altın Şafak Partisi milletvekili ve üyeleri tarafından basılmış, etkinliği organize edenler ve özellikle DEB Partisi yöneticilerine yönelik, ırkçılık ve nefret söylemi içerikli saldırı yapılmış, etkinliğin devam etmesi engellenmek istenmişti. Ayrıca DEB Partisi Başkanı Mustafa Ali Çavuş, ölümle tehdit edilmişti. Söz konusu olaydan sonra Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği ile DEB Partisi suç duyurusunda bulunmuştu.

Suç duyurusu, olayın üzerinden bir yıl sonra, 2017 Aralık ayında, olayla ilgili “faillerin bilinmediği” gerekçesiyle arşive kaldırıldı.

Bunun üzerine Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği geçtiğimiz günlerde, Altın Şafak grubunun saldırısıyla ilgili suç duyurusunun yeniden ele alınması için Irkçılık Suçları Savcılığı’na dilekçe sundu. Savcılığa sunulan dilekçede saldırıyı gerçekleştirenlerin bilinen ve tanınan kişiler olduğu bir kez daha hatırlatılarak, etkinliğe yapılan saldırıdan fotoğrafları içeren dosya da verildi.

PANGALOS İÇİN SUÇ DUYURUSU

Öte yandan Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği, geçtiğimiz günlerde bir radyoya verdiği röportajda “En iyi Türk, ölü Türktür” ifadesini kullanan eski dışişleri bakanı Theodoros Pangalos aleyhine suç duyurusunda bulundu. Irkçılıkla mücadele kanununa göre suç işlendiği ifade edilen, dosya dilekçesi, geçtiğimiz günlerde Irkçılık Suçları Savcılığı’na sunuldu.

PANAYOTİS DİMİTRAS

Gelişmelerle ilgili olarak GÜNDEM’e konuşan Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği Sorumlusu Panayotis Dimitras, olayın hukuk devleti değerleriyle açıklanamayacağını söyledi. Suç duyurusunun yeniden ele alınması gerektiğini dile getiren Dimitras şöyle konuştu: “Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği ile DEB Partisi’nin 12 Aralık 2016’da Atina Gazeteciler Cemiyeti’nde milli azınlıklarla ilgili düzenlediği etkinlikte, DEB Partisi yetkililerine karşı ırkçı küfür ve ırkçı tehdidin var olduğunu kabul eden savcılık görevlisi olmasına rağmen, Uluslararası Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği ve DEB’in suç duyurusunda, faillerin bilinen milletvekilleri ve Altın Şafak üyeleri olduğunu ortaya koyan fotoğraf bulunmasına ve geniş bir şekilde basında yer almasına rağmen, faillerin bilinmeyen kişiler olduğu belirtilerek ve suçlanan kişiler, ifade vermeye çağrılmadan dosyanın arşive kaldırılması bir hukuk devletinde kabul edilemez.”

Dimitras bu gelişmenin, Dünya İşkenceye Karşı Organizasyonu tarafından kayda alındığını ve 21 Şubat tarihinde Birleşmiş Milletler’e (BM) bildirildiğini belirtti. Ancak, “Yunan adaleti bu olayla ilgili olarak bir izahat vermek zorundadır” ifadesini kullandı.

“TÜRK AZINLIK ÜYELERİ İÇİN ADALETİN OLMADIĞI İNANCI DOĞUYOR”

Eski dışişleri bakanlarından Theodoros Pangalos’un “En iyi Türk, ölü Türk’tür” açıklamasıyla ilgili olarak da suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Dimitras, “Adalet sistemi Pangalos’un son derece ırkçılık içeren Türk karşıtı açıklamasıyla ilgili olarak kendiliğinden harekete geçmeliydi. Pangalos’un 13 Şubat 2018 tarihindeki açıklamaları nedeniyle yaptığımız suç duyurusu sonucunda dosya hazırlanmak zorundadır. Bu gelişmeler, başka benzer gelişmelerle ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk azınlık dernekleriyle ilgili Yunanistan’ı mahkum eden kararlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, doğal olarak Yunanistan’da Türk azınlık üyeleri için adaletin olmadığı inancı doğuyor” dedi.