15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü nedeniyle yapılan ilk tören Türkiye'nin Gümülcine Başkonslosluğu'nda gerçekleşti.

Çok sayıda soydaşın katıldığı anma etkinliği tüm şehitler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulması ve ardından İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı.

DANIŞMA KURULU BAŞKANI İBRAHİM ŞERİF

Ardından Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif selamlama konuşması yaptı. İbrahim Şerif konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Bundan iki yıl once gerçekleşen hain darbe girişiminde hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize ve Türk milletine geçmiş olsun diyorum ve sabırlar diliyorum. İki yıl önce hepimizin hafızalarında taze olan, hep beraber yaşadığımız hain darbe olayını çeşitli şekillerde yorumlayabiliriz. Hepimizin duydukları ile, gördükleri ile ve bildikleri ile yorumlaması farklı şekillerde olabilir. Tabii ki televizyonlarda, sosyal medyada görüdüğümüz bazı yazıları okuduğumuz, gördüğümüz zaman gözlerimiz yaşarıyor bazılarında gerçekten üzülüyoruz. Benim görüşüme göre Türkiye'de gerçekleştirilmek istenen darbe öncelikle bir üst aklın düzenlediği bir oyundu. Hepiniz bilirsiniz 1912 Balkan savaşı ile aslında bugünkü Türkiye'nin sınırları çizilmiştir. Balkan savaşından iki yıl sonra 1. Dünya savaşı başlamıştı. Bu savaşın ardından bugünkü anadolu toprakları işgal edilmiş buralara işgalciler yerleşmiş ve Türkiye paramparça yapılmak istenmiştir. Ancak Türk milleti Çanakkale savaşında 250bin şehit vererek bu parçalama çabasına izin vermemiştir. O gün aslında Sevr anlaşması da paramparça edilmiştir. Lozan'a yani 1923 yılına gelindiğinde galip bir devlet olarak anadolu insanı bir takım kazanımlar elde etmiştir. İçimizde çeşit çeşit düşünenler olabilir. Lozan zafer mi hezimet mi? Bu sorunun cevabı baktığınız pencereye gore değişir. Osmanlı'dan bakacak olursak sadece anadoluda kalmak sadece o topraklara sıkışmak bir hezimet olarak görülebilir. Ama Anadolu topraklarının bir çoğunun işgal altında olması ve bu işgalcilerin bu topraklardan kovulması açısından bakacak olursak Lozan Anlaşması bir zaferdir. Bana gore 15 Temmuz'da Sevr'i yıkan insanlardan bir intikam alınmak istendi ve devamlı bu konuda çalışıldı. Bir tesadüf müdür bilmem ancak 1980 yılında bir PKK olayı ortaya çıktı ve bugüne kadar binlerce insanı zor kullanarak şehit etti. Öbür taraftan yine 1980'li yıllarda insanların vicdanlarına hitap eden yumuşak "kadife" bir FETÖ olayı ortaya çıktı. Bu ikisinin de çıkış tarihleri aşağı yukarı aynıdır. Bunların yanısıra biliyorsunuz bir kaç yıl once Tunus'tan başlamak üzere bir 'Arap Baharı' olayı başladı. Bu olaylar sonucunda Tunus, Libya, Yemen, Mısır ve en son da Suriye toprakları üzerinde kavgalar başladı. Bir çok insan bu olaylar sonucunda öldürüldü. Tabii ki bu plandan Türkiye'de rahatsız edilmeden bırakılamazdı. İşte 15 Temmuz olayı da bu diğer ülkelerde başlayan savaşların ve kargaşanın Türkiye'ye taşınarak ülkenin işgal edilmesi olayıdır. Ancak o gün Anadolu'nun yigit evlatları 'Anadolu fethedilemez' dediler ve Anadolu'yu işgalden kurtardılar. Biz Batı Trakyalılar olarak bu olayların neresindeyiz? Değerli kardeşlerim bizler 15 Temmuz'un ertesi sabahı bir çok kardeşimizle buradan Dedeağaç'a inen helikopter ve hain darbecilerin Türkiye'ye iadesi için bir gösteri düzenledik. Bizler azınlık olarak bu olayı kabullenmedik. Bir yandan buradaki olayları yaşarken diğer yandan Türkiye'den üzücü bir haber aldık. 15 Temmuz olaylarında bir Batı Trakyalı şehit olmuştu. Evet Mustafa Cambaz bizim kardeşimiz bizim toprağımızın insanı şehit olmuştu. Geçen yıl Türkiye'de bir yerden geçerken 15 Temmuz şehitlerinin yazılı olduğu ve fotoğraflarının bulunduğu bir lehvayı gördüm. Durdum ve Mustafa Cambaz'ı aramaya başladım. Evet Mustafa Cambaz ismiyle ve resmiyle orada yer alıyordu. Ben bir Batı Trakyalı olarak bununla gurur duydum. Her zaman söylerim ailesi büyük bir acı duydu ancak Batı Trakya'ya büyük bir gurur bıraktılar. Onunla övünüyoruz. Bundan sonra yıllarca unutulmayacak olan bu olayda bizlerde Batı Traklyalılar olarak biz de orada vardık biz de şehit verdik diyebileceğiz. Bundan dolayı ben şehitlere Allah'tan bir kez daha rahmet dilerken Mustafa Cambaz'a bir kez daha Allah'tan rahmet dilerken gelecek nesillere Batı Trakya'yı hatırlatacağı için Allah kendisinden razı olsun diyorum. Bugün buraya geldiğiniz için hepinizin ayağına sağlık diyorum hepinize teşekkür ediyorum."

BAŞKOSOLOS MURAT ÖMEROÄžLU

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif'in ardından sözü Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu aldı. Başkonsolos Ömeroğlu şunları kaydetti: "Değerli katılımcılar, değerli soydaşlarımız. FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen menfur darbe girişiminin ikinci yıldönümü vesilesiyle biraraya gelmiş bulunuyoruz. Türkiye Cumhuriyet'i tarihinin en kanlı terör saldırısını atlatmamımız üzerinden iki yıl geçti. FETÖ terör örgütü üyeleri hain darbe girişiminde anayasal düzenimizi, tüm seçilmiş makamlarımızı ve demokratik kurumlarımızı hedef aldılar. O gece ulusal meclisimizi bombalayan, silahsız sivillerin üzerine tanklarla giden, savaş uçakları ve saldırı helikopterlerinden masum insanların üzerine ateş eden, insanlıktan çıkmış canilerle karşı karşıya olduğumuzu gördük. Bunlar asker değildi. Asker üniforması giymiş hainlerdi. Bu menfur darbe girişiminde 251 masum vatandaşımız şehit oldu. İki binden fazla vatandaşımız yaralandı. Cesur halkımız bir destan yazarak darbe girişimine dur dedi. Toplumun ve siyasi yelpazenin her kesiminden vatandaşlarımız darbecilere karşı koydular. Türk halkı tek yürek olarak büyük bir cesaretle darbecilerin karşısına çıktı. Tankların önünde durdu. Devlet kurumlarımızın ele geçirilmesini engellemek için vucüdunu siper etti. Türk halkı demokrasi dışındaki müdahalelere müsade etmeyeceğini kararlılıkla ortaya koydu. Türkiye'nin geleceğine millet iradesinin şekil verceğini ispat etti. Menfur darbe girişimi sırasında siz değerli soydaşlarımızın desteğini de yakından hissettik. Bu vesiyle darbecilerle mücadele ederken şehit düzen Mustafa Cambaz'ın hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Mustafa Cambaz Batı Trakya Türkleri'nin darbe girişimi karşısında gösterdiği mücadelenin bir sembolü oldu. Türkiye bu iki yıl içinde siyasi istikrarının yanısıra ekonomik açıdan da dayanıklılık ve gücünü kanıtlamıştır. Son olarak biliyorsunuz ülkemizde büyük bir katılımla Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapıldı. Ayrıca ekonomimiz son derece olumlu sinyaller veriyor. G20 ülkeleri içerisinde birinci OECD ülkeleri arasında ise ikinci en hızlı büyüyen ekonomi durumundayız. Büyüme oranımız AB ülkelerinin neredeyse üç katına yaklaşıyor. Bununla birlikte FETÖ ile mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Sonuç olarak 15 Temmuz gecesi Türk demokrasisine kast edilmiş ancak neticede milletimiz ve demokrasimiz kazanmıştır. Bu vesileyle şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor gazilerimize minnet duygularımızı ifade ediyoruz. Ayrıca bu anlamlı günde buraya gelerek bize destek olan sizlere teşekkür ediyoruz."

Türkiye Başkonsolosu Murat Ömeroğlu'nun konuşmasının ardından başta 15 Temmuz şehitleri olmak üzere bugüne kadar hayatını kaybetmiş tüm şehitler için İskeçe Müftüsü Ahmet Mete tarafından dua yapıldı.

GÜMÜLCİNE TÜRK GENÇLER BİRLİÄžİ'NDE SİNEVİZYON GÖSTERİSİ

Türkiye Gümülcine Başkonsolosluğu'nda yapılan törenin ardından Gümülcine Türk Gençler Birliği'nde de bir anma etkinliği düzenlendi.
Etkinlikte ilk olarak saygı duruşunda bulunuldu. Ardından açılış konuşmasını GTGB Başkanı Necat Ahmet yaptı. Ahmet hain darbe gecesinde yaşadıklarını anlatan bir konuşma yaptı. Necat Ahmet Türk halkının o gece gösterdiği kahramanlığı ile bir kez daha tarih yazdığını belirterek hayatını kaybeden tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

GTGB Başkanı Necat Ahmet'in konuşmasının ardından 15 Temmuz hain darbe girişimini anlatan sinevizyon gösterisine geçildi.

Bu arada akşam saatlerinde İskeçe Türk Birliği'nde 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri konulu fotoğraf sergisi açılacak. İskeçe ve Gümülcine müftülükleri tarafından ise Yatsı namazı öncesinde camilerde mevlitler okutulacak.