Anasayfa
<
20-05-2015

Anneme ve tüm annelere…
Anne… Annelerimiz… Hepimizin kıymetlisi… Vazgeçilmesi mümkün olmayan bir sevgiyle bağlı olduğumuz kutsal varlıklar onlar. Yanımızda olsa da, uzaklarda, dönülmeyen yolculukluklara çıksa da ayrılamadığımız onlar. Yaşımız kaç olursa olsun, içimiz acıdığında, üzüldüğümüzde koşmak, sarılmak istediğimiz, göğsüne gömülüp ağlamak istediğimiz canlar onlar. Dizine yatıp, saçlarımızı okşamasını beklediğimiz, sığındığımız liman onlar.

Her anıyla bizimle olan, en küçük derdimizde içi titreyen, mutluluğumuzla mutlu, mutsuzluğumuzla mutsuz olanımız onlar. Karşılığı olmayan, karşılık beklemeden bir sevgiyle sevenimiz onlar.
Onların yüreğindeki sevgiyi tarif etmek ne mümkün… Onlar kadar sevgi dolu, yüreği kendinden çok çocuğu ve sevdikleri için atan bir başka canlı var mı şu dünyada? Merhameti, bağışlamayı, karşılıksız sevgiyi, sevecenliği “ana yüreği” diyerek tanımlamaz mıyız?

Öğrendiğimiz dil onun dilidir. Söylediğimiz ilk heceler, konuştuğumuz ilk kelime ve cümleler anamızın dilidir.

Cennet bile anaların ayağının altında değil midir?

Annem, canım annem… Her zaman en değerlim oldu hayatımda. Ama onun gerçek değerini, kendi kızımı kucağıma aldığımda anladım. Evlat sevgisinin ne demek olduğunu, çocuğun için yaşamanın, onun için endişe, kaygı duymanın ne ne anlama geldiğini işte o zaman farkettim.

Büyüdüm, anne oldum… Olgunlaştım… Şimdi kızım beni “endişeli annem” diye seviyor. Ve muhtemelen endişelerimin sebebini, o da anne olunca anlayacak.

Annem… Tüm anneler… Gününüz kutlu olsun. Siz bir günün değil, her günümüzün, tüm yaşamımızın vazgeçilmezlerisiniz.

Büyük usta Can Yücel’in “analık” tarifi, siz dünyanın en güzel varlıklarına ithaf olunur… Anneme ve tüm annelere…


Analık nedir Annem?” derdim de anacığıma; “Ben ol da bil” derdi Mevlânaca..

Ben ol da bil!

“Sen” oldum annem bak!..

“Sen” oldum ve bildim neymiş bu işin yürekcesi..

Hani “Köpekler bile “ana” olmasın” derdin ya hep, o ızdıraplı yüreğinle, o engin şefkatinle..

Anlamazdık o zaman biz zamâneler..

“Zor kızım, çok zor analık” derdin ardından derin bir iç çekişle..

Zormuş anam..

Ana olmak “Hiç” ken “Hep” olmakmış meğer..

Çoğalmakmış durmadan..

Dünyaya meydan okumak, mazi ve istikbâli sırtlamak, pervâsız bir gözü karalıkmış..

Zormuş Annem.. Olduk, gördük, bildik bak..

Ana olmak meğer; Kor ateşlerde üşümesi, kara kışlarda buz kesmesiymiş yüreğin..

Hep; “Ben!” derken,

Artık; “O”, “İllâ O!” demesiymiş..

Hiç varmayacağı kapıları çalması, hiç ederek ömrünü adamasıymış.

Hiç kızmaması yüreğin, almayı hiç düşünmeden hep vermesiymiş.

Hep sarıp-sarmalaması, hiç hesap sormadan, hep dost hep yâr olmasıymış..

Zormuş Anam..

Meğer ölümüne bir kara sevdaymış analık..

Olduk, gördük, bildik bak..

20 Mayıs 2015 Çarşamba 13:00