Anasayfa
<
18-03-2019

Güneş balçıkla sıvanmaz...
Yunanistan ile Makedonya, yeni ismiyle Kuzey Makedonya arasındaki sorunlar Prespes Anlaşması’nın imzalanmasıyla yola girmeye başladı. Ancak yıllarca “milli meselesi” olarak gündemde tutulan bu konuya ilişkin tartışmaların sona ereceğini beklemek yanlış olur.

İki ülke arasıdaki anlaşmazlığın temelini “Makedonya” isminin kullanımı oluşturuyor gibi görünse de, Yunanistan’da bir Makedon azınlığın varlığı gerginliğin önemli parametrelerinden biriydi ve olmaya da devam ediyor.

Son günlerde Yunanistan’da Makedon azınlığın varlığını inkar eden bir furyadır gidiyor. Fitili aslında, geçtiğimiz günlerde İngiliz BBC’nin “Yunanistan’ın Görünmez Azınlığı” başlığıyla verdiği haber ateşledi. Deyim yerindeyse Yunanistan’da kıyametler koptu.

Sular durulmadan, bu kez de Yunanistan’da yaşayan Makedon azınlığın siyasi partisi Gökkuşağı’ndan gelen istekler ortalığı karıştırdı.

Prespes Anlaşması’nda Makedoncanın resmi dil olarak kabul edilmesinin ardından, Gökkuşağı Partisi Ortodoks Fener Rum Patriği Vartholomeos’a, Makedon azınlığın yaşadığı bölgelerdeki kiliselerde Makedonca dini ayin yapılması isteğini iletti. Çok geçmeden, çağdaş Makedonca’nın Balkan, Slav ve Doğu Bilimleri bölümünde okutulması isteğiyle Selanik’teki Makedonya Üniversitesi’ne bir yazı gönderdi.

İş böyle olunca, “olmayan Makedonların”, “olmayan dili” üzerine medyadan, siyasi çevrelerden akıl almaz açıklamalar gelmeye başladı.

Aslında biz bu tür tepkilerin hiç, ama hiç yabancısı değiliz. “Yunanistan’da etnik azınlık yoktur. Sadece dini bir azınlık vardır, o da Trakya’daki Müslümanlardır.” devlet politikasının bir muhatabı da biziz.

O nedenle gerek Gökkuşağı Partisi’ne yönelik saldırıların, gerekse kuzey - batı Yunanistan’ın geniş bir bölgesine yayılmış olan bir etnik azınlığın varlığının inkar edilmesinin ne anlama geldiğini en iyi biz anlarız.

Yunanistan’da gazetecilerden, siyasetçilere, yoldaki vatandaşa kadar herkesin varlığını inkar ettiği Makedonca, Gökkuşağı Partisi yöneticisi Pavlos Voskopulos’a göre Kuzey Yunanistan’da yaklaşık 500 köyde konuşuluyor.

Ne komiktir ki, varlığı inkar edilen bu dilin ilkokul okuma kitabını (Abecedar) ilk basan da Yunan hükümetinin ta kendisidir (1925).
Sevr Anlaşması ve Cenevre Protokolü hükümleri gereği adı geçen kitap bizzat Yunanlı dil bilimciler ve uzmanlar tarafından hazırlanmış ve basılmış, ancak son anda okullara dağıtılmasından vazgeçilmiştir.

Daha yakın tarihe bakacak olursak, 1991 yılında dönemin Başbakanı Konstantin Miçotakis’in, bağımsızlığını ilan eden Makedonya’nın tanınması için koyduğu koşullardan biri, bu ülkenin Yunanistan’da Makedon azınlık olmadığını açıkça beyan etmesiydi.

Birkaç yıl sonra Miçotakis bu konuda izlediği politikayı, “Beni başından itibaren meşgul eden bu devletin adı değildi. Benim için sorun, Batı Makedonya bölgesinde ikinci bir azınlık meselesinin ortaya çıkmamasıydı. Yunan – Üsküp anlaşmazlığın anahtarı buydu.” sözleriyle açıklayacaktı.

Etnik, kültürel, dinsel, dilsel farklılıklar… Bunlar gizlenebilecek şeyler mi? Unutmayalım, güneş balçıkla sıvanmaz!

18 Mart 2019 Pazartesi 18:28