Anasayfa
<
08-02-2016

Devlete güven sorunu...
Batı Trakya Türkleri, Yunanistan sınırları içerisinde resmi olarak kabul edilen tek azınlık. Ancak resmi ideoloji, azınlık tanımını yaparken etnik değil, dini kimliği kullanıyor ve ön plana çıkarıyor. Bu nedenle azınlıktan bahsederken "Müslüman azınlık", hatta "Müslüman Elenler" ifadeleri sık sık karşımıza çıkıyor.

Sade vatandaşın da yaklaşımı genelde bu resmi ideoloji yönünde. Yani bu konuda ciddi bir kamuoyu ve etki alanı oluşturabilmiş devlet politikası. Örneğin bir Atinalı sizin Türk olduğunuzu anlamadıysa, "Orda Türklerle ne yapıyorsunuz?" diye sorabiliyor. Ancak Türk olduğunuzu anladığı andan itibaren kimliğiniz de artık onun nezdinde "Müslüman" olarak ani bir değişikliğe uğruyor.

Bölgemizde birlikte yaşadığımız birçok hemşehrimizin de tutumu aynı doğrultuda. Sanki herkes devletin sözcülüğüne soyunmuşçasına "Türk" ve türevi kelimeleri bizimle yaptıkları sohbetlerde kullanmamaya özen gösteriyorlar. Oysa kendi aralarındaki sohbetlerde "Türkler" tanımlaması çıkıverir ağızlardan.

Devletin azınlığa yaklaşımı sadece onun etnik kimliğini inkar politikası üzerine oturtulmamış. Azınlık gerçek anlamda eşit vatandaş olarak algılanmamış, "öteki" muamelisi görmüş ve dışlanmıştır. Hatta sık sık "milli tehlike" olarak görülmüş ve gösterilmiştir.

Doğal olarak ayrıştırılan, ötekileştirilen bu kitlenin istekleri de hiçbir zaman ciddiye alınmamış, görmezden gelinmiştir.

Azınlığın ihtiyaçlarına cevap vermek değil, azınlığın özel statüsünden kaynaklanan haklarını ortadan kaldıracak şekilde politikalar üretilmiş, önlemlere başvurulmuştur. İstenen, azınlığın kendi bilinciyle varlığını sürdürmesi değil, devletin çizdiği bir azınlık modelinin oluşmasıdır.

Devlet bu modeli oturtmak için politikalar üretir, tedbirler alır; azınlık da özünü yok etmeye yönelik her türlü girişime direnç gösterir. İşte yıllardır Yunan devleti ile Batı Trakya Türk azınlığı arasındaki ilişki bu temeller üzerinde devam eder.

Bunun sonucu olarak, tüm vatandaşlarına karşı kucaklayıcı olması gereken devlet anlayışından mahrum bırakılan Batı Trakya Türk insanının ülkesine, devletine olan inancı ciddi olarak zedelenmiştir. Azınlık insanı devletine güvenmez... Olup bitene hep şüpheyle yaklaşır... Herşeyin altında bir bityeniği arar. Haksız da değildir. İşin içinde hep bir iş vardır neticede. Tecrübeyle sabit...

SİRİZA hükümetinin bir yıllık icraatı, Yunanistan'da sola olan güveni de zedeledi. Azınlık politikasının partiler üstü olduğu inancını daha da kuvvetlendirdi. Yunan siyasi hayatına karşı olan kırgınlığa son damgayı, SİRİZA'nın yarattığı hayal kırıklığı vurdu.

Rodop SİRİZA Milletvekili Mustafa Mustafa, hafta içinde azınlık basınıyla biraraya geldi. Mustafa Mustafa bu yemekli toplantıda SİRİZA'nın azınlık sorunlarını unutmadığını söyledi. Önümüzdeki dönemde uygun bir zamanlama içinde azınlık sorunlarına eğilecekleri ve çözüm getirecekleri inancını dile getirdi.

Umarız söyledikleri gerçek olur.

Azınlık insanı yılların kırgınlıklarını, hayal kırıklıklarını, güvensizliklerini içinde taşıyor. Bu güvenden eksik ilişkiyi sona erdirecek ve sağlıklı bir vatandaş - devlet ilişkisi kurabilecek devletin ta kendisidir.

Azınlığa el uzatmak, azınlığa açılmak; bu kavramların içini dolduracak kararlar alıp, girişimlerde bulunmak, harekete geçmek gerekiyor.

Azınlığın gönlünü alacak, güvensizliğinin yerine güven tohumları ekecek bir yönetim şekli hayal ediyoruz. Hayallerin bir gün gerçeğe dönüşmesi dileğiyle...


8 Şubat 2016 Pazartesi 16:35