22-02-2017
Dimokritos Üniversitesi ve akademik olgunluk
SÖPA'nın kapatılmasının ardından, azınlık okullarının Türkçe müfredatı için eğitimci yetiştirme konusunda ortaya çıkan boşluk, geçen hafta meclisten geçen yasal düzenlemeyle rayına girmiş görünüyor.
Azınlık okullarına eğitimci yetiştirme görevini Selanik Aristotelio Bölümü'ne veren yasa tasarısı, geçen hafta meclis genel kurulunda yapılan oylamayla kabul edildi. Yasa tasarısına koalisyon ortakları SİRİZA ve ANEL'in yanı sıra PASOK, KKE ve Potami partileri "evet" oyu verdi. Yeni Demokrasi, Altın Şafak ve Merkez Birliği'nin tavrı ise yasa tasarısı aleyhinde oldu. Yani Hayır!
Selanik Aristotelio Üniversitesi bünyesindeki Azınlık Eğitimi Bölümü'nün geçmişi aslında 2011 yılına uzanıyor.
Azınlık tarafından eleştirilen ve eğitim fakültesi standardından yoksun olan Selanik Özel Pedagoji Akademisinin 43 yıllık faaliyeti sona erdirilince, Aristotelio Üniversitesi bünyesinde bir Azınlık Eğitimi Bölümü kuruldu.
Albaylar Cuntası'nın eseri olan ve iki ülke arasındaki anlaşmaları ihlal ederek ortaya çıkan SÖPA, azınlık içerisinde bir çıban başı olarak yıllarca varlığını sürdürdü. Azınlığın yanı sıra, bu kurumdan mezun olan azınlık öğretmenleri de artık bu kurumun yetersizliğini dile getirmeye başladılar ve bu duruma kökten bir çözüm bulunması gerektiği sürekli dile getirdiler.
SÖPA'nın kapatılmasının ardından 2011 yılında kurulan Azınlık Eğitimi Bölümü'ne ilk yıl 20 öğrenci alındı. Ancak o günkü konjonktür, bu bölümün ölü doğduğunu kısa bir süre sonra ortaya koydu. Tüm çabalara, üniversitenin girişimlerine rağmen, bölümün resmileştirilmesi bir yerlere takıldı ve gerçekleşmedi.
Bölümün sorunlu doğduğu ve yaşamasına izin verilmeyeceği, YDP - PASOK koalisyon hükümeti döneminde, azınlığın karşısına çıkarılan "Didaskalio" düzenlemesiyle de kanıtlanmış oldu. 2014'te mecliste oylanan yasa, azınlık okullarında görev yapacak öğretmenlerin dört yıl normal bir eğitim fakültesinde, iki yıl da Dedeağaç'ta açılması planlanan Didaskalio olmak üzere toplam altı yıl eğitim görme zorunluluğunu getiriyordu. Azınlığa dayatılan bu yasaya, azınlık külliyen karşı çıktı.
Azınlık Eğitim Bölümü, SİRİZA hükümetinin Eğitim Bakanı Kostas Gavroglu'nun attığı imzayla yeniden gündeme geldi. 14 Aralık 2016 tarihli kararla, Selanik Aristotelio Üniversitesi'nde "Azınlık Eğitimi Bölümü" yeniden açıldı.
Sonrası ise hepimizce malum. Geçen hafta meclisten geçen yasa tasarısıyla artık bu konu resmi bir boyut kazandı. Kazanmasına kazandı da, buna tepki gösteren çevreler de hemen ortaya çıktı.
Bu tepkiler içerisinde en dikkati çekeni ise bölgemizdeki Trakya Üniversitesi'nden gelen itirazlar.
"Trakya gibi milli açıdan hassas bir bölgede faaliyet gösteren Dimokritos Üniversitesi"nin tepe yönetimi, "son derece önemli ve gerekli bir devlet politikası tercihi olarak gördükleri" Didaskalio'nun iptal edilmesi karşısında deyim yerindeyse, hop oturup hop kalktılar.
Gerek SİRİZA hükümetinin aldığı inisiyatife, gerekse Trakya'daki SİRİZA milletvekillerinin yaptığı ortak açıklamaya tepki gösteren Dimokritos Üniversitesi yetkililerine milletvekili Mustafa Mustafa'nın gazetemize yaptığı açıklama sırasında sarfettiği sözler cevap niteleğinde:
"Biz üniversiteden toplumumuzu ilgilendiren diğer konularda ve sorunlarda da tavır almasını bekliyoruz. Hukuki konularda, toplumsal konularda, bölgeyi ilgilendiren tarım konularında da tavır almasını bekliyoruz. Geçmişte de birçok uygulamalar vardı. Ayrımcılıklar vardı, haksızlıklar vardı, 19. madde vardı. Tüm bu konularda üniversitenin tavır almasını beklerdik. Şu anda Yunanistan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde birçok konuda davaları var. Bu konularda da üniversitemizin kurum olarak ağırlığıyla tavır almasını beklerdik. Üniversiteler bilim yuvalarıdır. Ve bu anlamda devletin danışmanıdır."
Evet, Mustafa Mustafa'nın bu söylediklerine ekleyecek bir iki kelamım daha olacak.
Üniversitenin, azınlık insanıyla, azınlık kurumlarıyla uzlaşmasını beklerdim. Azınlığa açılmasını beklerdim. 20 yıldır yayınlanan GÜNDEM gazetesine üniversiteden gönderilen ne bir basın bülteni, ne de bir basın toplantısı daveti hatırlıyorum.
1973 yılında, Cunta yönetiminin lideri Papadopulos'un imzasını taşıyan kanun hükmünde kararnameyle kurulan Dimokritos Üniversitesi'nin, "milli" nedenlerle kurulmuş bir eğitim kurumu imajını yıkmak için çağdaş adımlar atmasını beklerdim.
Yaka bölgesinde azınlık insanına ait 3200 dönümlük arazi istimlak edilerek, bunun cüzi bir kısmına kampüsü kurulan üniversitenin bu konuda azınlıkla yüzleşmesini beklerdim.
İşte o zaman, azınlık eğitimi için ortaya koyduğu "kaygıları" samimi bulabilirdim. Kuruluşunun temeli "milli nedenlere" dayanan, bunu çürütecek girişimler ortaya koymayan, toplumsal kaynaşmaya katkı sağlamayan bir kurumun, "azınlık eğitimi" alanında akademik olgunluğa ve yetkinliğe sahip olmadığı inancındayım.
22 Şubat 2017 Çarşamba 18:57