Anasayfa
<
15-10-2018

Kitap için her gün 10 dakika
Kitap okuyor muyuz? Bir kaç dakikanızı ayırıp kendinize bu soruyu sormanızı ve bir cevap vermenizi rica ediyorum.

Kitap okumak, bir toplumun, bir ülkenin gelişmişliğinin en temel özelliklerinden biridir. Basılan kitap türleri ve sayısı, kitap okumaya ayrılan vakit, kişi başına düşen kitap miktarı gelişmişlik derecesini ölçmede esaslı bir kriter oluşturur.

Toplum olarak kitap okumaya pek de meyilli olduğumuzu söyleyemeyeceğim ne yazık ki? Aslında ülke geneline de baktığımızda durum çok farklı değil.

Kitap okuma alışkanlığı sıralamasında Yunanistan diğer Avrupa ülkelerinin gerisinde kalıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Yunanistan’da sistematik kitap okuyanların (yani yılda 10 kitabın üzerinde kitap okuyanlar) oranı yüzde 7,8.

Kıyaslama yapabilmek adına, bu sıralamanın başında gelen İzlanda’da aynı oran yüzde 35,1. Lüksemburg ve Finlandiya’da yüzde 24,4, Almanya’da yüzde 22,1.

Yunanistan’da yılda en az bir kitap okuyanların oranı ise yüzde 48,8. İzlanda, Norveç, İsveç gibi ülkelerde aynı oran yüzde 80, hatta yüzde 90’ların üzerinde seyrediyor.

Bazı Yunanlı yayıncıların verdiği rakamların da pek iç açıcı olduğunu söyleyemeyeceğim. Metehmio yayınlarının sahibi N. Papageorgiu, ülkemizde yılda 10 kitabın üzerinde kitap okuyanların sayısının yüzde 10 olduğunu söylüyor.

Psihogios yayınlarının sahibi de Yunanistan’da sistematik kitap okuyanların nüfusun yüzde 22’si oluşturduğuna, hiç kitap okumayanların oranının da yüzde 48’i aştığına dikkat çekiyor.

Kitap okumak bir alışkanlık işidir. Zaman içerisinde elde ettiğimiz olumlu bir kazanımdır. Ancak kitap okuyamamaya neden olarak hepimizin onlarca bahane sıralayabileceğini tahmin ediyorum.

“Ama hiç vaktim yok” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, günümüzde çoğumuza zamanın yetmediği kesin. Sürekli bir koşuşturma içindeyiz. Ama kitap okumak için zamanın olmaması sadece arkasına sığındığımız bir bahane.

Niye mi? Her gün okumaya 10 dakikamızı ayırsak, bu yılda 10 kitap anlamına geliyor.

Gün içinde 10 dakikamızı nerelere harcamıyoruz ki?

Bilgisayar oyunları, cep telefonlarında sosyal medyada geçirdiğimiz zaman, televizyonda izlediğimiz dizilerin süresi…. Tüm bunları düşününce 10 dakikanın ne kadar kısa, ama aynı zamanda ne kadar önemli bir süre olduğunu anlıyoruz.

Kitap okumak bir alışkanlıktır demiştim ya… Herşeyden önce böyle bir alışkanlığa sahip miyiz, değil miyiz ona bir bakmak gerekiyor. Bu konuda araştırmalar yapacak, veriler ortaya koyabilecek hem kurumlarımız, hem de bu kurumlarda çalışabilecek insanlarımız mevcut.

Eğer azınlık olarak ileriye gitmek, gelişmek, aydın bir toplum olmak istiyorsak bunları yapmak zorundayız.

Örneğin, Yüksek Tahsilliler Derneği azınlığın kitap okuma alışkanlığını ortaya koyabilecek bilimsel bir çalışma yapabilir. Ve bu çalışmanın sonuçlarına göre de önlemler alınabilir.

Mesela elde edilecek sonuçlar doğrultusunda, çocuklara okuma alışkanlığını aşılayacak, geliştirecek sosyal etkinlikler planlanabilir.

Bir başka öneri kitap okuma grupları oluşturulabilir. Tiyatro grubunda bu tür bir çalışmanın yapıldığını duymuştum. Bunun alanı, yaş grupları vs. çeşitlendirilerek genişletilebilir, daha yaygın hale getirilebilir.

Her zaman, herkesin okumaktan zevk alacağı bir kitap, kitaplar mutlaka vardır. Yeter ki ilgi alanımıza hitap edecek kitaplara ulaşabilelim.

Harry Potter romanının yazarı J.K. Rowling, “Eğer kitap okumayı sevmiyorsan, doğru kitabı bulmamışsındır.” derken fazlasıyla haklı.

O zaman, “Her gün kitap için 10 dakika” diye bir kampanyaya ne dersiniz? İmkansız görünmüyor değil mi?

15 Ekim 2018 Pazartesi 13:42