Anasayfa
<
18-11-2019

Avrupa’nın yeni utanç duvarları
Avrupa, geçtiğimiz günlerde bir devrin sonunu simgeleyen Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30’uncu yıl dönümünü kutladı.

İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, Sovyet Rusya ile ABD arasındaki bloklaşmayı, dönemin İngiltere Başbakanı Churchill “Demir Perde” tabiriyle tanımlamıştı.

Churchill’in Demir Perdesi 1961’de Berlin’de inşa edilen duvarla gerçeğe dönüştü. Bu sadece Almanya’yı, Avrupa’yı değil, dünyayı ikiye bölen bir duvardı.

Ancak 9 Kasım 1989’da binlerce kişi önce Berlin Duvarı’nı aştı, ardından onu yerle bir etti.
Evet, “Utanç Duvarı” sonunda yıkılarak, insanlık tarihinin kara lekelerinden biri ortadan kalktı. Duvarın yıkımı özgürlük, dayanışma ve işbirliğinin de simgesi haline geldi.

Berlin Duvarı’nın ortadan kalkmasıyla yeni bir Avrupa, yeni bir dünya ortaya çıktı.

Ancak Avrupa, görünen o ki geçmişte yapılan hatalardan ders çıkartamamış. Kendisini ayıran, bölen duvarları 30 yıl önce kaldırmayı başaran Avrupa, kaderin cilvesi mi desek, şimdi yeni duvarların oluşumunda baş aktör olarak rol alıyor.

Bu kez Avrupa, savaş ve zulümden kaçan mültecileri engellemek için yeni duvarlar örüyor.
Hollanda merkezli Transatlantik Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunan yaptığı bir araştırma, AB ülkelerinde bulunan tel örgü ve duvarların bin kilometreye yaklaştığını ortaya koyuyor. AB’de, mültecileri engellemek için Berlin Duvarı’nın 6 katı uzunluğunda duvar örüldü.

Aynı kuruluşun bir başka araştırma sonucuna göre ise, duvar ve tel örgü örmenin ilgili şirketlere sağladığı kar payı 1 milyar euroyu buluyor.

Ne kadar ürkütücü bir durum değil mi?

Gerçek şu ki, 2015 yılından itibaren alevlenen mülteci krizi, Avrupa Birliği’nde duvar uygulamalarını yaygınlaştırdı.

Sığınmacı karşıtı tutumuyla ön plana çıkan Macaristan, bu konuda ilk harekete geçen ülkelerden biri oldu. Ve tabii ki arkası geldi…

Bu çılgınlığın sonucu, farklı Avrupa ülkelerinde 20’ye yakın tel örgü ve duvarın ortaya çıkması oldu.

Ülkemiz Yunanistan, 2012’de Türkiye sınırına yüksek dikenli teller çekti…

Hemen şöyle bir etrafımıza bakalım; Bulgaristan 2103’te 30 kilometre ördüğü dikenli tel duvarını, 2016’da 146 kilometreye çıkardı… Kuzey Makedonya 2015’te Yunanistan sınırına tel örgü çekti…

Ne yaman bir çelişki değil mi? Mal ve kişilerin serbest dolaşımını benimseyen, insan hakları savunuculuğu rolünü üstlenen Avrupa, yeni duvarlar, yeni sınırlarla savunduğu değerlerin tersi hareket ediyor.

Berlin Duvarı’nın yıkılış yıl dönümlerini coşkuyla kutlayan Avrupa, diğer taraftan mültecilere karşı yeni Berlin Duvarları inşa ediyor.

Bu ise ister istemez kıtada özgürlük yerine kısıtlamaların, bölünmüşlüğün galip geldiğini ortaya koyuyor.

Neticede, tekerrür eden tarihe aldırmadan yeni utanç duvarları oluşturuluyor. Belki bir gün gelecek, bu duvarlar da yıkılacak. Bu duvarların yıkılışı da coşkuyla gerçekleşecek, yıl dönümleri kutlanacak.

Ama keşke sonradan duyulan pişmanlıklar fayda etse…



18 Kasım 2019 Pazartesi 15:06