29-04-2015
"ALLAH'IN RAHMETİ" NEDİR?
Rahmeti bol olan Üç Ayların içinde bulunuyoruz. Bulunduğumuz ay, Recep ayıdır. "Rahmeti bol" dedik, acaba rahmet ne demektir?
Rahmet; Allah'ın insanlara yardım ve merhameti demektir. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:
"Allah, insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu engelleyecek, kısacak olan yoktur. Her neyi de tutar kısarsa, onu ondan sonra salıverecek yoktur. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (Fatır Sûresi, 2)
Allah'ın Rahmeti üzerimize tecelli ettiği zaman; fikirlerimiz, çalışmamız ölçülü ve düzgün olur. Hayatımızın yönü değişir. Allah'ın gücü her şeye yettiğini gönülden inanarak yalnız O'ndan yardım dileriz. Böylece başarımızı engelleyecek tüm şüphelerden uzak kalırız. Allah'u Teâlâ'nın sunduğu nimetlerin kıymetini daha iyi anlar, rahat ve huzur içinde oluruz. Bu sayede mutluluğun zirvesine ulaşırız. Çünkü Rahmet; sıkıntıya giden tüm yolları kapatmıştır.
İnsan eğer rahmeti yakalamadıysa, dünya onun olsa, o aslında kayıptadır. Dünyanın en zengini olsa, makam ve mevki olarak zirveye ulaşsa, rahat ve huzur içinde değildir. Gerçek mutluluğu asla yakalayamaz. Çünkü o; elde ettiği bu şöhretini kaybetme endişesi ile yaşar. Geceleri stres ve sıkıntıdan uykusuz, gündüzleri gereksiz çaba ve çırpınıştan daima yorgun olur.
Allah'ın rahmetini bulan bir insan, zengin de olsa, makam mevki sahibi de olsa, asla gurura kapılmaz, Allah'a şükreder. Bu mal mülkün tümünü kaybetse, moralini bozmaz, sabreder. Rahmeti bulan, zindanlarda dahi olsa, huzur içindedir. Ondan yoksun olan ise; nimetlerin içinde yüzse bile o darlık ve sıkıntı içindedir.
Rahmet kapısını bulamayan kimselerin, evlâtları, malları, güç ve kuvvetleri onlar için sıkıntı, belâ ve yorgunluk olur. Rahmeti bulanlar ise; malları, evlâtları, güç ve kuvvetleri huzur kaynağı olur. Bütün bunların, Cenâb-ı Hak'kın kendilerine vermiş olduğu nimetler olduğunu gönülden inanırlar. Böylece O'na daha çok şükredip yardım ve hoşnutluğunu kazanırlar.
Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: "Ben mü'minin işine şaşarım. Allah onlara nimet verir, buna karşılık şükrederler sevap kazanırlar. Kendilerine Allah'tan bir belâ musibet gelir, buna karşılık sabrederler yine sevap kazanırlar. Onların kaybettikleri an yoktur. Hep kazanma halindedirler."
Hepimiz bu rahmeti arayıp bulmalıyız. Ona sahip çıktığımız zaman, kaybetmemek için ona sımsıkı sarılmalıyız. Peki, nasıl bulacağız? Allah'ın bize vermiş olduğu nimetlere karşı şükredip O'na kulluk etmemizle. Böylece Allah'ın rahmetine kavuşmuş oluruz. Artık Allah'ın rahmetine kavuşan kişi, huzuru bulmuştur.
Müslüman, Allah'ın rahmeti sayesinde hangi durumda olursa olsun, Allah'tan ümidini kesmez. Yeterki bu rahmet kapılarını aralayabilsin.
İbrahim (a.s.) zalim Nemrut tarafından ateşe atıldığı zaman, Allah'ın rahmetini ateşte buldu. Ateş, güllük gülistanlık oldu. Kehf Eshabı uğradıkları zulümden kurtulmak için Allah'ın Rahmetini mağaraya sığınmakla ve orada 300 küsur yıl uykuya dalmakla bulmuşlardır. Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor:
"O yiğit gençler mağaraya sığınmışlar ve: Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize şu durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!, demişlerdi."
"İçlerinden biri şöyle demişti: mademki siz o zalimden kaçtınız, o halde mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde sizin için fayda ve kolaylık versin."
Eyüp (a.s.)'ın hastalıktan kurtulması yine Allah'ın Rahmet ve merhameti sayesinde olmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.) ile arkadaşı Hz. Ebu Bekir (r.a.) Medine'ye hicretleri esnasında rahmeti mağaraya sığınmakta bulmuşlardı. Mekkeli müşrikler, mağaranın kapısına kadar geldikleri halde, onları içeride göremediler. Bizim de hayatımızda da belki farkına varmadan nice belalardan kurtulmamız yine Allah'ın üzerimize yağdırdığı rahmetiyle olmuştur.
Görüldüğü gibi, kişi Allah'ın rahmetine yapıştığı zaman, Cenâb-ı Hak ona ummadığı yerden çıkış yolları ve kolaylık gösterir. Allah'ın rahmeti üzerimizde olsun.
29 Nisan 2015 Çarşamba 21:09