12-10-2015
YARATILIŞ GAYEMİZİ UNUTMAYALIM
Samimi bir Müslüman için hayatındaki en önemli şey Allah'ın rızasını kazanmak ve O'nun emir ve yasaklarına uyarak yaşamaya çalışmaktır.
İnsan, yüce Allah'ın yarattığı en mükemmel ve en şerefli varlıktır.
Bizi yoktan var eden Rabbimiz Tin Suresinde "Gerçekten biz insanı en güzel bir biçimde yarattık" diyerek bunu ifade buyurmuşlardır. İnsanın ilk yaratılış olayı anlatılırken onun meleklerden bile üstün yaratıldığı yine Kur'an-ı Kerimde şu şekilde anlatılmıştır: "Hani Rabbin Meleklere: "Muhakkak ben yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti. Onlar da: "Biz seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. (Allah): "Şüphesiz sizin bilmediğinizi ben bilirim" dedi. Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: "Eğer doğru sözlüyseniz bunları bana isimleriyle haber verin" dedi. Dediler ki: "Sen yücesin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten sen herşeyi bilen hüküm ve hikmet sahibi olansın." (Allah): "Ey Adem bunları onlara isimleriyle haber ver" dedi. O bunları onlara isimleriyle haber verince de dedi ki: "Size demedim mi göklerin ve yerin gaybını gerçekten ben bilirim gizli tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı da ben bilirim." Ve meleklere: "Adem’e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise diretti ve kibirlendi (böylece) kafirlerden oldu.'' (Bakara Suresi 30-34)
Öncelikle yaratılış gayemizi yine bizi yaratan Rabbimizden öğreniyoruz. Allah, insanı niçin yarattığını şu aytiyle bizlere bildirmektedir: "Ben cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım " (51/Zâriyât, 56)
İşte bu çok açık ifadelerle öğreniyoruz ki bu dünyaya geliş gayemiz Allah'ı bilmek, unutmamak ve onun emirlerine göre yaşamaktır. Kısaca ifade edecek olursak Allaha kulluk etmek her insanın en büyük yaratılış gayesidir. İnsan Allah'a kul olmak için yaratıldı. İnsana, mala mülke, nefse ve şeytana köle olmak için değil...
Şeytan insanı Allah yolundan alıkoymak için pek çok yöntem kullanır. Namaz kılmasına engel olmak için 'gece en tatlı uykundan uyanıp nasıl kalkacaksın, boşver uyu' der, 'bu sıcakta oruç mu tutacaksın, boşver Allah affeder' der, 'pembe yalanlardan bir şey olmaz' der, 'menfaatin için her şeyi yapmalısın' der...
Şeytanın bu telkinlerini duymayan insan yoktur. Ancak bu telkinlere karşı güçlü ve kararlı durabilen insan sayısı oldukça azdır. Allah'ı gerçekten seven, O'nun rızasını kaybetmekten korkan ve Allah'ın sınırlarını ve şeytanın oyunlarını bilen insanlar bu telkinlere karşı uyanıktırlar. Şartlar ne olursa olsun ibadetlerini yerine getirmekten, güzel ahlak göstermekten ve Rabbimizin sınırlarını korumaktan asla taviz vermezler. Çünkü bu dünyaya neden geldiklerini ve bir gün mutlaka Allah'a döndürüleceklerini asla akıllarından çıkarmazlar. Ne para, ne mal mülk, ne şöhret ne de herhangi bir menfaat onları Allah yolundan ayıramaz.
Evet zengin de olsak, fakir de olsak, ne olursak olalım geçici olan şu fani hayatta hep imtihandayız. İşte bununla ilgili iki Ayet-i Kerimenin manası şöyledir: O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak (imtihan etmek için ) için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. (Mülk / 2.)
Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri! (Bakara/155)
Allah (c.c.) bu ikazlara uymayanları ise şöyle uyarmaktadır: "Sizi boşuna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" (23/Mü'minûn, 115)
Dünya, bizim dediğimiz hayatımız, sahip olduğumuz her şey bir gün mutlaka yok olacaktır. Şeytan bize unutturmaya çalışsa da biz uyanık olalım ve asla ahireti unutmayalım. Aksi takdirde biz de unutulanlardan, hor ve aşağılık kılınanlardan oluruz.
Allah hepimize iyilik ve güzellikleri yaşamayı, kötülüklerden uzak durmayı ve bu dünya imtihanını kazanmayı nasip etsin....
12 Ekim 2015 Pazartesi 13:37