21-12-2015
Mevlid Kandili
22 Aralık Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece "Mevlid Kandili", yani Sevgili Peygamberimizin doğum yıl dönümüdür. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz, miladın 571'inci yılı, kamerî aylardan Rebiulevvel'in 12'nci Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke'de dünyaya geldi.
Şüphesiz O'nun doğumu, beşeriyetin saadeti açısından, insanlık tarihinin en önemli olayıdır. İnsanlığı içine düştüğü sapıklık ve cehalet karanlığından aydınlığa çıkarmakla ve onlara hidayet ve gerçek saadet yolunu gösteren son ilahî kitap Kur'an-ı Kerim'i tebliğ etmekle görevli, bütün alemlere rahmet olan son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'in doğumundan daha önemli bir olay düşünülebilir mi? Bugün insanlık ona ne kadar da muhtaçtır?
Peygamber Efendimiz, risaletinden sonraki hayatı ile insanlar için her bakımdan örnek olduğu gibi, peygamberlik öncesi yaşayışında da, kendisini tanıyan herkesin güven, saygı ve takdirini kazanmıştı. Bu yüzden Mekkeliler O'na, daha çocukluk döneminden itibaren "Muhammedü'l-emin" (yani güven duyulan, kendisine güvenilen Muhammed) diyorlar; hiç kimseye güvenip teslim edemedikleri en kıymetli şeylerini O'na emanet ediyorlardı.
Sevgili Peygamberimiz, güler yüzlü, nazik tabiatlı, ince ve hassas ruhlu idi. Katı yürekli, sert ve kırıcı değildi. Kendisinden sert ve kaba hiçbir söz duyulmazdı. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de Al-i İmran Sûresi'nin 159. ayetinde: "Allah'ın rahmeti eseri olarak sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi." buyurulmuştur.
Mekke'nin fethedildiği gün, daha önce kendisine her türlü kötülüğü reva görüp, O'nu çok sevdiği yurdu Mekke'den göçe mecbur eden ve bu yüzden kendilerine verilecek cezayı merakla bekleyen Mekkelilere aynen Hz. Yusuf'un kardeşlerine söylediği gibi:
- "Bugün size geçmişten dolayı bir azarlama yok... Haydi gidiniz, hepiniz serbestsiniz..." buyurarak toptan hepsini affetmişti.
Peygamberimiz fakirlerin evlerine gider, onların hatırlarını sorar, onlarla beraber otururdu. Arkadaşlarının arasında bulunduğu zamanlarda, dışarıdan gelen kimseler, oturduğu yer itibariyle O'nu ayırdedemezlerdi. Peygamberimiz kendi işlerini kendisi görürdü. Arkadaşlarıyla beraber bir iş yapılacağı zaman, kendisi de onlarla birlikte çalışırdı. Bir yolculuk esnasında istirahat edilmiş, yemek hazırlamak için görev bölümü yapılmıştı. Peygamber Efendimiz "Öyle ise ben de yakacak temin edeyim." buyurmuştur. Arkadaşlarının, istirahat etmesi yönündeki ısrarlarına rağmen, onlara yardım etmiştir.
Peygamberimizin özü sözüne uygundu. Hiç kimse ile alay etmez ve kimsenin dedikodusunu yapmazdı. Kimseye küsmez, küskünleri barıştırır, suçluları affederdi. Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat gösterir; yetimlere, dul kadınlara ve ihtiyacı olanlara çok acır, onlara elinden gelen yardımı yapardı. Kadınların haklarına çok dikkat eder, komşu hukukuna riâyet eder, hayvanların hakları hususunda da büyük titizlik gösterirdi.
Bizler, böylesine yüce ve üstün ahlâklı bir peygamberin ümmetiyiz. Kur'an-ı Kerim'de: "Allah'ın rasûlünde, sizin için en güzel örnek vardır." (Ahzap, 21.) "Peygamber size neyi getirmiş ve size neyi emretmişse onu alın (yapın); neyi yasaklamış ise ondan sakının." (Haşr, 7.) "Kim Peygambere itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiştir." (Nisa, 80.) "Şüphesiz sen, büyük bir ahlâka sahipsindir." (Kalem, 4.) buyurulmaktadır.
O halde Sevgili Peygamberimiz'i iyi tanıyalım. O'nun hayatını, örnek yaşayışını, üstün ahlâkını, güzel öğütlerini anlatan kitapları alıp okuyalım. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren Peygamberimizi öğretelim. Onların temiz kalplerine Allah ve Peygamber sevgisi yerleştirelim. Mevlid Kandilini ihya ederken bütün hayatımızda, her işimizde, O'nu kendimize örnek edinelim ve O'nun gösterdiği nurlu yoldan ayrılmayalım. Kutlu doğumun aydınlığında Peygamberimizin hayatını örnek alarak sevgi dolu, kardeşçe, barış ve huzur içinde bir hayat yaşamak temennisiyle Batı Trakya Müslüman Türk Toplumunun ve tüm İslâm Âleminin Mevlid Kandili mübarek olsun.
21 Aralık 2015 Pazartesi 14:07