28-12-2015
ÖMRÜMÜZDEN BİR YIL DAHA KOPTU
Her gün güneşin batış ve doğuşu, âhirete biraz daha yaklaştığımızın habercisidir. Zira ömrümüzden kopan bir yıl geride kalmış, hayır, hasenat ve iyilik namına ne varsa hepsi kayıt altına alınmış, şer, isyan, kötülük adına ne mevcutsa o da zapt edilmiştir.
Bir hıristiyan inancı olan yılbaşı eğlenceleri, yılbaşı yortuları, noel baba hikâyeleri, yılbaşına ait çeşitli gelenek ve görenekler, hıristiyanların dinî adet ve geleneklerindendir. Müslüman Türk milletinin bu gibi millî ve İslâmî olmayan âdetlerden uzak kalmaları gerekir.
Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de yüce Allah, "... Bir toplum kendilerinde bulunan yüksek meziyetleri değiştirmedikçe, Allah onların meziyetlerini değiştirmez..." buyurmuştur (Ra’d, 13/11). Yeni ümitlerle yeni bir yıla başlayan müslüman, neler kazanıp, neler kaybettiğini düşünerek ömründen kopup geride bıraktığı bir yılın muhasebesini yapmalıdır.
Yılbaşı yeni bir takvim değişikliği olmaktan ziyade İslam dışı kültürlerin de bizim hayatımıza girmesine vesile olacağını unutmamalıyız. Ona göre kendimizi ve çocuklarımızı bu gibi farklı kültür ve dini inanış ve adetlerden uzak tutmalıyız. Bu günleri hayatımızın yıllık değerlendirmesini yapmak için bir fırsat olarak görmeliyiz. Efendimizin "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" hadisini ilke edinmeliyiz. İslam'ın yasak kıldığı şeylerden uzak durarak öbür yıla adım atmalıyız. Allah'ın razı olmayacağı davranışlardan kendimizi, ailemizi korumalı, bütün Müslümanlar için Allah'tan bağışlanma ve esenlik dileklerimizle yeni yıla girmeliyiz. Unutmyalım, ömrümüzden bir yıl daha eksildi.
Ömür; zamana bağlı bir kavramdır. Bu nedenle ömrümüzün başarılı geçmesi, zamanı iyi değerlendirmekten geçmektedir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de zamana yemin ediyor. İnsana dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak anahtar davranış biçimlerini bildirirken zamana yemin ederek, insan ve zaman ilişkisine dikkatlerimizi çekiyor. Merhum Elmalı M. Hamdi Yazır, meşhur tefsirinde Asr Sûresi’ni açıklarken zaman konusunda şunları naklediyor; "Zaman yaratıcı Allah’ın kudretine delalet eden her türlü şeyi içerir. Küllî veya cüz'î , alışılmış veya alışılmamış, acı veya tatlı, kârlı veya zararlı her türlü hareket ve olay, değişim ve başkalaşım onda meydana gelir. Devletler, milletler, nimetler, felaketler onda ortaya çıkar, onda büyür, onda son bulur, onda kalır. Zaman, bir taraftan ardı arkası kesilmeyen bir hareket ve cereyan arzeden bir değişim ölçüsü, bir taraftan da o hareketlerin ötesinde bir durgunluk ve sabitlik ifade eden sade bir süreç olarak görünür. Yokluğa benzer bir varlık, varlığa benzer bir yokluk gibidir. Güzellik ve çirkinlik, iyi ve kötü, genişlik ve darlık, sevinç ve hüzün, sıhhat ve hastalık, zenginlik ve fakirlik, kâr ve zarar gibi zıtlıkları bünyesinde toplayan zamanı, bir çok şair bizimle ölüme doğru akıp giden, fakat hareketlerini göremediğimiz bir gemiye benzetmişlerdir. Hatta denilmiştir ki; "Biz günleri geçiriyoruz diye seviniyoruz, halbuki her geçen gün ecelden, ömürden bir eksikliktir."
Kur'an-ı Kerim'de Asr Sûresi’nde zamanın içinde yaşayan ve ömrünü tamamlayan insanın zarar veya kazanç açısından durumuna dikkat çekilirken «Asr»a yemin edilmiştir. Zaman akıp gitmiş, takvim itibariyle bir yıl daha geride kalmıştır. Sevinçleriyle, kederleriyle, acılarıyla ve mutluluklarıyla bir zaman dilimini de yaşayıp ömrümüzden eksilterek, yeni umutlarla, beklentilerle dolu yeni bir yıla daha girdik. Geçmiş elimizden uçup gitti. An ve süresini bilemediğimiz gelecek yaşayacağımız ve görebileceğimiz bir gerçek. Onda hazırlanmak ve mutlulukları yaşayabilmek bize bağlı. Öyle ise bize, Yüce Rabbimiz’in bahşetmiş olduğu ömrü güzelliklerle, iyiliklerle neden süslemeyelim. Geçmişi ibret alınacak yaşanmış tecrübeler olarak değerlendirip, geleceğimizi Allah’ın rızasına uygun davranışlarla neden şekillendirmeyelim. Yeni yıl için iyi dileklerde bulunmak alışılmış bir davranış biçimi. Ben, yeni yılda kazanılmış değerlerimize karşı daha duyarlı olmayı, millî ve manevî değerlerimizi tüketmeden, hırpalamadan, yıpratmadan Müslüman Türk'üne yakışır bir şekilde korumayı, toplum olarak hep birlikte bizden sonra gelecek nesle daha güzel, yaşanabilir bir dünya bırakmayı nasip etmesini Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Unutmayalım ki, ömür bize verilmiş bir emanettir. Akıllı insan ise hayatın nihai gayesine göre yaşama sanatını bilen insandır. Yeni yılınızı kutlarken 2016'da yepyeni ümitlerle, sağlık ve afiyet içersinde sizlerle yine bu köşemizde buluşmak temennisiyle... Allah'a emanet olunuz...
28 Aralık 2015 Pazartesi 17:14