09-01-2017
İbrahim Ethem'in bir gence nasihatları
Büyük veli İbrahim Ethem'e bir genç geldi, halinden şikâyette bulunarak şöyle dedi:
"Hocam, nefsimden şikâyetçiyim, nefsim, istemediğim halde beni günaha zorluyor, nasihatte bulunsanız da günahlardan uzak dursam!.."
Genci düşündürmek isteyen İbrahim Ethem; ona, "günaha girme şartlarını öğrenmen senin için yeterli olur" der ve şu beş şartı sıralar:
1- Günah işleyeceğin zaman, Allah'ın yarattığı rızkı (gıdayı) yeme! Çünkü hem Allah'ın yarattığı rızıkları yiyeceksin hem de O'na isyan edeceksin, bu olmaz ve insanlıkla bağdaşmaz.
Hayatta iki seçeneğimiz var. Ya günah işlemeyelim ya da Allah'ın yarattığı rızkı yemeyelim. Allah'tan başka hiç kimse rızık yaratamadığına göre, tek seçeneğimiz kalıyor, günah işlememek!
Yüce Allah buyuruyor:
"Rızkınız göktedir ve size vaad edilen şeyler de (göktedir)." (Zâriyât, 22)
Yediğimiz her lokma için, içtiğimiz her damla su için gerçekten Allah'a çok çok şükür edelim. Nankörlük edip sakın günah işlemeyelim ve o güzel Mevlâmıza isyan etmeyelim.
Şükrü de yalnızca dilimizin ucu ile değil, Allah'ın huzurunda secdeye kapanarak, namazı kılarak tüm bedenimizle ve kalbimizle yapalım.
2- Günah işleyeceğin zaman, Allah'ın mülkünden çık ve başka bir yere git! Çünkü Allah'ın mülkünde oturup O'na isyan etmen, apaçık bir nankörlüktür ve insanlık dışı bir davranıştır.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Göklerin ve yerin mülkiyeti yalnızca Allah'ındır. (Çünkü) O diriltir, O öldürür. Sizin için Allah'tan başka, ne bir dost ne de bir yardımcı vardır." (Tevbe, 116)
Yüce Allah dünyayı insanların yaşam koşullarına ve insanı da dünyadaki yaşam koşullarına göre yarattığı için insan da dünyadaki yaşam koşullarının dışına çıkamaz ve başka yerde yaşayamaz. O halde, Allah'ın belirlediği yaşam koşullarının dışına çıkamayan insan'ın, gerçekten tek seçeneği var o da, günah işlememek!..
3- Günah işleyeceğin zaman Allah'ın görmediği bir yere git ve orada günah işle! Çünkü Allah'ın huzurunda günah işlemen, gafletin de ötesinde çılgınlıktır ve insanlık dışı bir davranıştır. O halde Allah'ın görmediği ve bilmediği bir yer olmadığına ve olamayacağına göre, günah işleme! Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Bir şeyi açığa çıkarsanız da gizleseniz de, kesinlikle Allah her şeyi bilir." (Ahzâb, 54)
Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim! Bizi, bizden daha iyi bilen Allah, gizlice ve açıkça günah işleyen kullarını bilmez ve görmez mi? Elbette biliyor ve görüyor. Yine tek seçeneğimiz var, günah işlememek!
4- Hiç beklemediğin bir anda ve beklemediğin bir yerde Azrâil âniden karşına dikilince, "ben şu anda ölüme hazır değilim ve ölmek de istemiyorum! Çünkü benim daha çook işlerim var. Bak kızım evlenecek, oğlum askere gidecek, torunum sünnet olacak. Ayrıca evim yarım, işim yarım kaldı ve ödenecek borçlarım var. Bunlarla uğraşırken namaz kılmaya ve tevbe etmeye vakit de bulamadım. Sen şimdi git de, işlerimi tamamlayınca ve kaza namazlarımı kılınca gelirsin," de! Bunun üzerine genç dedi ki: "Ben nasıl Azrâil'e şimdi git, sonra gel diyebilirim ki!"
Bunun üzerine İbrâhim Edhem: "Azrâil'e şimdi git, sonra gel diyemeyeceğini bildiğin halde nasıl günah işliyorsun" deyince, genç ağlamaya başladı ve "Beşincisi nedir?" diye sordu.
5- Mahşer yerinde sevapların ve günahların tartıldığı zaman, eğer sevabın hafif (az) gelirse, Allah (c.c.) zebânilere emir verecek.
"Onu tutun, (elini boynuna) bağlayın, sonra onu cehennem'e atın" (Hâkka, 30-31)
İşte o zaman sen zebânilere karşı diren, ellerinden kaç ve cehenneme gitme! Bu son şartı da duyan genç, ağlayarak İbrâhim Edhem'e sarıldı ve şöyle dedi: "Artık günahlardan, isyan ve itaatsizlik duygusundan vazgeçiyorum, tüm günahlarıma tövbe ediyorum, tövbe esteğfirullah!."
Bu şartlar bizim için de geçerli, değil mi? Biz de Allah'ın verdiği rızkı yediğimize, mülkünde oturduğumuza ve O'nun görmediği yer bulamayacağımıza göre, öyle ise biz de bu genç gibi içten bir duyguyla Allah'a yalvaralım! Rabbimiz bizi bağışla!
9 Ocak 2017 Pazartesi 16:03