Anasayfa
16-01-2017
Salih insan
Salih insan, Allah'ın kendisi üzerindeki haklarını yerine getiren, Allah’a karşı farzları, kullara karşı da haklarını ödeyen, itikad ve amelinde doğru olan, haramlardan kaçınan, ömrünü Allah’a itaatte, malını da O'nun rızası yolunda sarfeden, dünya ve ahiretini düzelten şeklinde tarif edilmektedir.

Sâlih insan, Kur'an'da ehl-i kitap'tan bahseden ayetlerde şöyle tarif edilmektedir: "... Onlardan geceleri secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyanlar vardır. Bunlar Allah’a ve ahiret gününe inanır, iyiliği emreder, kötülükten yasaklar ve hayır işlerine koşarlar. İşte onlar salih insanlardır." (3/Âl-i İmran, 114) Bu ayete göre salih insanın özelliklerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Allah’a ve âhiret gününe inanmak, Allah'ın âyetlerini okumak, Allah’a secde etmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, hayır işlerine koşmak, sâlih amel işlemek. Kur’an-ı Kerim’de salih insan olmak, mü’minlere ait çok üstün bir özelliktir. Peygamberler bile bu özelliğe sahip olmak için dua ve temennilerde bulunmuşlar, salih insanlardan olmayı arzu etmişlerdir. Örneğin; Hz. İbrahim; "Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat." (26/Şuarâ, 83) Yine Hz. İbrahim’in "Rabbim, bana salihlerden bir çocuk lutfet" (37/Saffat, 100) diye temenni ve duada bulunduğu görülmektedir. Peygamberlerin salih insanlardan olmayı arzu etmelerinin sebebi şudur: Salih, Kur’an’da her bakımdan mükemmel bir insan tipi olarak çizilmektedir. Peygamberler ise, insanlar içinde Allah’ın seçtiği insanlar olmaları sebebiyle en mükemmel insanlardır. Dolayısıyla onlar salih insanlardan olmaya daha layıktırlar.

Kâmil bir salih insan, Allah’a isyan etmeyen, günah ve isyanları hatırına getirmeyendir. Gerçek anlamda salih insan olmak, derecelerin en yükseği, mertebelerin en büyüğü ve makamların en şereflisi demektir. Peygamberlerin hedefleri, yeryüzünü ıslah etmek, fesadı kaldırmaktır. Böylece iyiliğin emredildiği, kötülüğün yasaklandığı ahlak temellerine dayanan ve Allah’ın emirleri doğrultusunda bir toplum düzeni kurmak için başarılı bir tebliğ yapan insanlar, salih insan vasfına layık olurlar ki, bunların başında peygamberler ve onların izini takip eden mü’minler gelir.

Salih insanlardan olmanın temel şartı, iman ve salih amel işlemektir. "İman eden ve salih amel işleyenleri, salih insanlar arasına sokarız." (29/Ankebut, 9)

Salih insanların derecelerine ulaşmak için, sarp ve dik yokuşları aşmak, canlı bir Kur’an olmaya gayret etmek lazımdır. Önce salih insan grubuna girmeliyiz ki, başkalarını da islah edebilelim. Biz salih insan olamazsak, etrafımızı islah yerine ifsad ederiz Allah muhafaza.

Gerek Kur'an ve gerekse hadisler insanın dünyada niçin var olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İnsandan öncelikli olarak istenen, Allah'ı Rab olarak kabul etmesi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e O'nun elçisi olarak iman etmesidir. Bunun ardından ibadetler gelir. Namazları aksatmadan kılmak, oruç tutmak, imkân varsa hacca gitmek, zekât vermek gibi bazı ibadetleri yerine getirmekle yükümlüdür.

Dolayısıyla Allah katında salih kul, iyi bir insan olabilmek için bu sorumlulukların yerine getirilmesi şarttır. Bizleri yaratan, yerine getirilmesi gereken ödevler olarak bunları bizlerden istemektedir. Allah'ın mesul tuttuğu bu sorumlulukları yerine getirmeyen kimsenin Allah katında iyi bir insan olarak kabul edilmesi mümkün olamaz. Allah ondan namaz kılmasını isterken, zekâtını vermesini emrederken, o bunları çeşitli bahanelerle yerine getirmez, ondan sonra da Allah'ın kendisini salih bir kul olarak kabul etmesini ve cennetine koymasını beklerse, bu anlamsız bir beklenti olur. Bizim en büyük yanılgımız, Allah'ın sonsuz merhametini yanlış yorumlamamızdır. Allah Tealâ elbette merhametlidir, ancak bu hak edenleredir, merhamet edilmek için çabalayanlar içindir. Hz. Peygamber'in buyurduğu gibi, bizim O'na bir karış yaklaşmamızı beklemektedir. Biz bir karış yaklaşırsak, o bir kulaç yaklaşacaktır. (Buharî). Yeter ki bir çaba içerisinde olalım.

"Ey Rabbine itaat edip huzura kavuşmuş insan! Sen O´ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. Haydi gir (salih) kullarımın içine. Gir cennetime...!" (89 / Fecr, 27 - 30)


16 Ocak 2017 Pazartesi 15:19