Anasayfa
14-03-2017
İslamın kadına bakışı
Allah'u Teala insanoğlunu kadın ve erkekten yaratmıştır. Erkek ve kadın olarak yaratılan insanoğlunun bu dünyaya gelişinde hangi gruptan meydana gelmek istediği kendi tercihine bırakılmış bir durum değildir. Allah'u Teala insanların erkek veya kız olarak dünyaya gelişinde kendi tercihlerin olmadığını, erkek veya kız çocuğunun dünyaya gelişinde Yaratan'ın iradesinin olduğunu bizlere şöyle bildirmektedir:

"Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir. Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir." (Şûrâ S., 49-50)

Tarihe baktığımızda, insanlar arasında erkek olarak yaratılmanın bir ayrıcalık olduğu kabul edile gelmiştir. Oysaki Yaratan katında durum böyle değildir. Yaratılışta eşit olan kadın ve erkek arasındaki üstünlük yaratılış itibariyle değil, Allah'tan sakınma (Takva) alanındadır. Kuran-ı Kerim'ı Kerim kadın ve erkek arasındaki eşitliği ortaya koyar ve her bir bireye sorumluluk yükler. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır.

"Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır." (Hucurât S., 13) Ayet-i kerimede de ifade edildiği üzere Allah katında en üstün varlık olarak erkek veya kadın zikredilmemiş, her iki gruptan da takva bakımından Allah'tan sakınma, emir ve yasaklara itina ile uyma anlamında üstünlük zikredilmiştir.

İslam Dininin kadınlara verdiği değeri daha iyi anlamak için İslam gelmeden önce kadınların toplum içindeki durumlarının neler olduğunun bilinmesi gerekir. Cahiliye olarak ifade edilen İslamiyet'in gelmeden önceki dönem, Kuran-ı Kerimin ifadesiyle İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıktığı bir dönemdi.

Birçok konuda bozulmanın yaşandığı cahiliye toplumunda kadın hakları açısından da bozulma meydana gelmiş, kadınların haklarından bahsetmek şöyle dursun insanlar kız çocuklarının dünyaya gelmesi nedeniyle utanç duyar hale gelmişlerdir. İslâm'dan önceki Araplar'da bazı soylu aile kızları birtakım imtiyazlara sahip olsalar da genelde kadının durumu çok kötüydü. Müşrik Araplar, yeni bir kız çocuğunun doğumunu utanç verici bir olay sayarlardı; hatta bunu önlemek için bazı kabilelerde kız çocuklarını diri diri toprağa gömme âdeti bulunmaktaydı. Kur'an-ı Kerim cahiliye toplumunda kız çocuklarının dünyaya gelmesinden dolayı insanların takındıkları tavrı şöyle anlatmaktadır:

"Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!" (Nahl S. 58 - 59)

Yukarıda yapmış olduğumuz inceleme sonucunda İslam Dininin kadınlara vermiş olduğu hakları şu başlıklar altında özetleyebiliriz.

1. Yüce Rabbimiz katında kadın ve erkek kulluk yönünden aynı konumda tutulmakta, yaratılış itibariyle kadın ve erkeğe aynı sorumluluklar yani mükellefiyetler yüklenmekte, kazanılmış hakların kullanımında eşit haklar sağlanmaktadır.

2. İslam Dini kadınlar için annelik vasfı yüklemek suretiyle onlara itibar vermiş Cenneti annelerin ayaklarının altına yani onların razı olmalarına bırakılmıştır. Dünyada kendisine en çok iyilik yapmamız gereken annemiz olarak bildirilmiş, anne hakkının yenmesi sebebiyle dünya ve ahiret sıkıntısıyla karşılaşılacağı ifade edilmiştir. Ayrıca kız çocuklarının toplumlarda ikinci plana itilmesi İslam Dininde engellenmiş iki kız çocuğu terbiyesiyle, ahlakıyla büyütülmesi neticesinde bu kız çocuklarını büyütenlere cennet müjdesi verilmiştir.

3. Birçok toplumda yapıla gelen, özellikle günümüzde de kadınlara reva görülen, büyük haksızlıklardan olan ve onların iffetlerini ayaklar altına alan fuhşa sürüklenmek, İslam Dininde haram kabul edilmiş, Irz ve Namus hakkı en temel haklardan sayılmış, korunması ve gözetilmesi için gerekli prensipler getirilmiştir. Böyle bir hak ihlali neticesinde de yine ahiret azabıyla insanlar bu ihlallerden sakındırılmaya çalışılmıştır.


14 Mart 2017 Salı 13:57