Anasayfa
10-04-2017
Çocuklarımızı Kur'anla buluşturmak
Çocuklarımızın kendisiyle ve toplumla barışık iyi birer insan olarak yetişmeleri, din konusunda doğru ve sağlıklı bilgi edinmeleri, anne-babaların sorumluğunun bir parçası olduğu kadar toplumsal bütünlüğümüz açısından da son derece büyük önem arz etmektedir. Kur'ân okumayı, öğrenmeyi ve Kur'an ahlakını hayata geçirmeyi neslimize sevdirmek gerekir. Çünkü İslam Dinine göre Kur'anın öğretilmesi, inancın sağlamlaştırılmasında ve imanın yerleşmesinde en önemli unsurdur.

Batı Trakya Müslüman Türkleri olarak bizler, çocuklarımıza Kur'ân'ı öğrenme, okuma sevgisini yerleştirmemiz ve ömürleri boyunca Kur'an'dan kopmamaları için kalplerine aşılamamız gerekir. Çünkü Kur'ân, Müslümanların temel kitabıdır. Kur'an bizlere Rabbimizden uzanan bir iptir. O'na sarılan kurtuluşu bulur. Kur'an sırat-ı müstakimin işaret çizgilerini belirler. "(Kur’an,) diri olanları uyarıp korkutmak ve küfre sapanların üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir)." (Yasin, 36/70) Kur’an, insan için, insanın inanma ve yaşama ilkeleri için, kalbinde hayat ışığı olanları uyandırmak için gönderilmiş bir kitabtır.

Gençliğimizin, iyi bir Müslüman, iyi bir insan, millî ve dinî değerlerine göre kimliğini buhafaza edebilmesi, Kur'ân'ın cihanşümul prensipleriyle eğitilmelerine, terbiye edilmelerine bağlıdır. Kur'ânla buluşmak, tanışmak, kaynaşmak ve kucaklaşmak onların fıtratındaki iman cevherinin vazgeçilmez ilkesidir. Müslüman çocukların Kur'ânla hemhal olmaları ve barışık bir hayat sürmeleri, onların doğuştan gelen en önemli temel hakkıdır. Onları bu temel haktan mahrum etmek ve uzak yetiştirmek kadar büyük bir vebal ve haksızlık yoktur. Onların fıtratında bulunan imanın muhafazası, gelişmesi ve aksiyoner hale gelmesinin, doğruluk, sadakat, ahde vefa, adalet, şefkat, merhamet, cömertlik gibi üstün ahlakî faziletlerin kazanılmasının temel düsturu Kur'ân'dır. Kur'ânsız neslin, fıtratında ve özünde bulunan iman cevherini geliştirmesi ve koruması zordur. Fıtrattan uzaklaşmanın neticesinde, istikametten sapmalar başlar ki, bu takdirde gençlik dümensiz bir gemi gibi ne tarafa yöneleceği, savrulacağı, çarpacağı belli olmaz, kimliğini kaybeder ve parçalanıp gider. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin rotasını kaybetmemesi, asimile olup yok olmaması için her anne baba çocuğuna Kur'ân'ı sevdirilmeli, Kur'an-ı Kerimin yanı sıra, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hayatının ve temel dini bilgilerin de öğretildiği Kur'an kursuna göndermelidir. Çünkü yarın çok geç olabilir. Hele hele Batı Trakya Müslüman Türkü olarak bizim gibi farklı din ve kültürün hâkim olduğu bir toplumda yaşıyorsak, buna çok daha özenle durmamız ve sorumluluk bilinci içersinde hareket etmemiz gerekir.

Hz. Peygamberimizin şu hadisi, anne - babalara önemli bir müjde olduğu gibi, onların bu hizmeti yürütmesi için de mühim bir teşvik kaynağıdır.

"Çocuğuna Kur'ân öğreten kimseye kıyamet günü cennette taç giydirilir." Bir başka hadiste ise "Kuran'ı okuyan ve içinde bulunan hükümlerle amel eden kimsenin anne-babasına kıyamet günü dünya evlerinize vuran güneşin aydınlığından daha fazla aydın olan bir taç giydirilir..."

İmam Gazali'nin belirttiği gibi; "çocuk, anne - babasının yanında ilahi bir emanettir. Onun kalbi saf bir cevherdir. Her türlü nakış ve suretten boş, nakşedilen her şeyi kabule müsaittir. Kendisine yönelen her şeye meyil eder vaziyettedir. Şayet hayır ile alıştırılıp yetiştirilir ve terbiye edilirse, dünya ve âhirette mutlu olur. Onu böyle yetiştiren anne-baba, öğretmen ve terbiyeci de sevapta ona ortak olur. Eğer şer ile (kötü telkinle) yetiştirilir ve ihmal edilirse, kötü olur ve helak olur. Çocuğun muhafazası, onu eğitmek, terbiye etmek, Ona ahlaki faziletleri öğretmek ve kötü arkadaşlardan korumakla olur."

Bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir iman dersi almazsa, daha sonra çok zor bir şekilde İslamiyet ve imanın rükünlerini ruhuna alabilir. Çocukların isyan, itiraz ve karşı koyma duyguları gelişmeden Kur'ân öğrenmelerini ve Kur'an'la buluşmlarını sağlamalıyız. "Ağaç yaş iken eğilir" atasözünün verdiği mesaj, teşvik ve büyük bir gayretle eli çabuk tutmaktan başka çare yoktur. Aksi taktirde, çocuklarımızın, gençlerimizin ve neslimizin istikamet bunalımı ile elimizden çıkması muhtemel ve mukadderdir. Allah muhafaza...

Unutulmamaldır ki Kur'an, bizi sonsuzluğa ve Allâh'a bahtiyar olarak kavuşturacak olan en temel adımdır. Eğer insan yaratılışına uygun, iki cihanda da huzur içinde var olacaksa Rabbi ile, yani O'nun gönderdiği mesaj ile -Kur'an ile- O'nun insanın önüne koyduğu önder, Hz. Muhammed (s.a.v.) ile var olacaktır.

10 Nisan 2017 Pazartesi 18:01