15-10-2018
Hayatı dengeli yaşamak
Denge ölçü demektir. Kâinatta hiçbir şey tesadüfi değil, en ince noktasına kadar Yüce Rabbimiz her şeyi dengeli bir şekilde yaratmıştır. Güneş sistemi, üzerinde yaşadığımız dünya ve diğer gezegenler çok ince hesap ve hassas dengelerle şu uçsuz bucaksız kâinatta varlıklarını sürdürmektedirler. Küçücük bir ayar bozukluğu, dengelerin bozulmasına neden olur.
Kâinatın küçük bir kopyası olan biz insanoğlu için de bu denge unsuru çok önemlidir.
İnsanın her hareketinde denge olması lazımdır. Başarının sırrı dengeli bir hayat yaşamaktan geçer diyebiliriz. Küçük bir hareket insanı en yüce bir mertebeye çıkarır, küçük bir kötülük de bazen telafisi mümkün olmayan, dönüşü çok zor olan alçalışa iter. Bir terazide iki dağ karşı karşıya gelse, sadece küçük bir taş dengeleri bozar.
Dinimizde ibadetlerin gayesi insanları böyle dengeli bir hayat yaşamayı eğitmektir.
Çünkü ibadetler, ruhumuzun huzura kavuşmasına ve davranışlarımızı ölçülü kullanmamıza neden olur. Özellikle beş vakit namaz insanı günlük bir programa, hayatı disiplin altına almaya ve zamanı iyi kullanmaya alıştırır. Bu nedenle ibadetlerde esas olan samimiyet ve devamlılıktır. Yoksa "ben çok ibadet edeceğim" deyip bir müddet sonra terk etmek dengelerin bozulmasına sebep olur.
Bir grup hanım Peygamberimiz (s.a.s.)'e gelip kocaları çok ibadet ettikleri için onları ihmal ettikleri şeklinde şikâyette bulunduklarında; Peygamberimiz o kişileri azarlamış ve "hanımlarınızın da hakkı var. İbadet edeceksiniz ama aile hayatını da ihmal etmeyeceksiniz." diyerek uyarıda bulunmuştur.
Yüce Rabbimiz de şöyle buyurmkatadır: "Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez." (Mâide Suresi, ayet: 87)
Hiçbir şeyde ölçüyü kaçırmamak gerekir. Ölçüyü bozan da küçük bir şeydir. Meselâ yemekte fazla tuz konulduğu zaman lezzetli de olsa o yemek artık yenmez. Dozu kaçırmamak lâzımdır. Doz; sınırı aşmak demektir. Aslında doz denilen şey gerçeğin ölçüsüdür. Çiçeğe iyilik yapacağım diye, fazla su verilirse gelişme hemen durur. İlaçta doz sınırı aşılırsa, zehir halini alır.
"Söz" de ilaç gibidir. Az olursa faydalı, çok olursa zararlıdır. Söze dikkat etmeli. Söz söylemede az söylemek ve çok söylemek dengeyi bozduğu gibi, hangi sözü nerede kullanılacağında da denge gerekir. Güzel bir söz var; "Her sözün doğru olmalı fakat her doğruyu söylemek senin hakkın değildir." İlaca benzeyen bir başka şey de acıma duygusudur. Ölçülü ve dikkatli kullanmalıdır. Meselâ bir anne; çocuğunu hep yanında olmasını ister. Ama çocuğu topluma faydalı ve saygın bir meslek sahibi olması için zorlu bir tahsil hayatı geçirmelidir. Çocuğumun uzak diyarda, gurbet ellerde olmasına dayanamıyorum deyip onun tahsilini engellemeye kalkmak acıma olmaktan çıkar, çocuğunun geleceğini karanlığa boğar.
Her şeyin ifratı zararlıdır. Aşırı arzu, aşırı gıda, aşırı spor, aşırı iyimserlik, aşırı güven, hatta aşırı sevgi; tüm aşırılıklar bu espriye girer. Ne israf, ne cimrilik. her şeyi değerince yer vererek hayatta dengeyi korumalı. İsraf, küçümsemenin bir sonucudur. "Bir damla sudan ne çıkar?" bir kez dedi mi insan, musluktan akan sular barajları tüketir. Saniyede bir damla, ayda bir ton demektir. Efendimiz, ırmakta abdest alan bir sahabiye, suyu israf etmekte olduğunu söyler. Sahabi de; "Ey Allah'ın Rasulü, ırmakta abdest alırken de israf olur mu?" diye sorar. Sevgili Peygamberimiz de; "Evet, ırmakta da olsa israf olur" buyurdu.
Huzur içte sağlanan dengenin meyvesidir. Bu denge içersinde büyür ve yücelir ruh. Her dengesizlik yokluk alemine bir davetiyedir. Biyolojik olarak dengeli olmak yetmez, ruh alanında da denge lazım insana. Denge hayatımızın birçok alanlarında ortaya çıkmaktadır:
Madde ve mana arasındaki denge. Şuursuz ve şuurlu bir hayat arasında denge. Gaflet ve uyanıklık arasındaki denge. Korku ve ümit arasındaki denge. Öğrenme ve öğrendiklerini hayata taşıma arasındaki denge. Dünya ve ahiret arasındaki denge. İnsanî münasebetlerimiz arasındaki denge. Kendi varlığımızla dünya arasındaki denge.
Kur'an-ı Kerim'de bize hep dengeden bahsetmekte bizi dengeli olmaya çağırmaktadır.
Kur'anda meseleler ele alınırken ve insanlara hitap edilirken; orta yolu, dengeli ve ölçülü davranmayı, ifrat ve tefritten kaçınmayı öngörmektedir. Gelin, dengeli bir hayat yaşayalım.
15 Ekim 2018 Pazartesi 13:37