26-11-2018
Duanın anlam ve önemi
Dua kelime olarak çağırmak, davet etmek, dilemek, istemek gibi anlamlara gelir. Terim olarak dua, yaratılmış insanın bütün benliği ile Yüce Allah’a yönelerek ondan istek ve dilekte bulunması demektir. Dua yalnızca Allah’a edilir. Yüce Rabbimiz Kur’an’da "Gerçek dua ancak O'nadır..." (Ra’d suresi, 14) buyurmaktadır.
Öncelikle dua, imanın en önemli göstergelerinden birisidir. Duâ, Allah ile kul arasında kuvvetli bir bağdır. Duâ imanın en açık bir göstergesi olduğu gibi aynı zamanda kulluktur, ibadettir. Hatta Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in deyimiyle; "dua, ibadetin özüdür".
Dua; insanın, Yüce Allah’a seslenmesi, Ondan yardım dilemesi, sevincini, üzüntüsünü onunla paylaşması, iletişim kurması ve ona sığınmasıdır. Bu anlamda dua, insanın halini Allah’a arz etmesi, ona niyazda bulunmasıdır. Örneğin; bir nimete kavuştuğumuzda "Allah’a şükürler olsun", bir kimse bize bir iyilik yaptığı zaman "Allah razı olsun", çok sevdiğimiz bir kimseyi gördüğümüzde "Şükür kavuşturana". Yolculuğa çıkarken; "Allah yol selameti versin", Yolcu misafirlikten ayrılırken; "Allah'a ısmarladık, Allah'a emanet olun". Hasta olan "Allah şifalar versin". Yine sıkıntı ve acılı durumlarda; "Allah sabır versin" deriz. Bunlar günlük yaşamımızdaki dualarımızdan bazılarıdır.
Dua, insanın kibirden vazgeçip Allah’ın mutlak güç ve kudretini, adaletini, şefkat ve merhametini kavramasıdır. Kur’an’da insanın, ancak Allah’a olan yönelişi ile değer kazanacağı belirtilmiştir. Cenâb-ı Hak bu konuda şöyle buyurmuştur: "Duanız olmasa Rabbiniz size ne diye değer versin." (Furkan suresi, 77)
İnsanın yaratılışında güven, sevgi, tanınma, bağlanma gibi temel ihtiyaçları vardır. İnsanın doğasında bulunan bu ihtiyaçların tatmin edilmesi gerekir. Aksi durumda kişiliğin sağlıklı bir gelişme göstermesi beklenemez. Bu nedenle dua, insanın sevgi, güven, vb. ihtiyaçlarını karşılar ve onun mutlu olmasına katkı sağlar.
İnsan, kendi acizliğinin, güçsüzlüğünün farkına vardığı her durumda güçlü, yüce bir varlığa durumunu arz etme ve ondan yardım isteme ihtiyacı hisseder. Böyle durumlarda sonsuz bir güç ve sevgiyle evreni kuşatan Yüce bir varlığın olması onu rahatlatır.
Sonsuz güç ve şefkat sahibi olan Allah, insanlar için bir yardımcı, destekleyici, koruyucu ve kollayıcıdır. O bize bizden yakın olan, dua ve isteklerimizi karşılayandır. Ona hangi dilde ve ne şekilde dua edersek edelim, o bizi duyar ve dualarımızı kabul eder. O güçsüzlerin, çaresizlerin yardımcısı ve en büyük dostudur.
Yüce Rabb’imiz Kur’an’da dua örnekleri sunarak bize nasıl dua edeceğimizi öğretmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:
"Rabb’im! Ferahlık ver, işimi kolaylaştır" (Taha suresi, 25) "Rabb’im! İlmimi artır!" (Taha suresi, 114) "Rabb’im! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabb’imiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabb’imiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla. Bize acı. Sen Mevla’mızsın..." (Bakara suresi, 286) "Ey Rabb’imiz! Duamı kabul et. Ey Rabb’imiz! Hesap kurulacağı kıyamet gününde beni, annemi, babamı ve bütün inananları bağışla" (İbrahim suresi, 40-41) Her gün namazda okuduğumuz Fatiha suresinde yer alan 5-7'nci ayetleri arasında şöyle dua ederiz: "(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil."
Peygamberimiz (s.a.s.)'den bir dua örneği:
"Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden ve kabul olmayacak duadan sana sığınırım" (Müslim)
Dua eden insan, Allah’ın üstün gücü ve insana verdiği değer karşısında ona olan ihtiyacını kalbinin derinliklerinde hisseder. Böylece Allah’a sevgisini ve saygısını gerektiği şekilde gösterir. Bu durum onu Allah’a yakınlaştırır. İnsanın Allah ile arasındaki iletişimi daha canlı ve sürekli hale gelir. Her an O'nun varlığının farkında olması insana yaşama sevinci verir.
Yüce Allah’ın işitiyor olması ve duaları kabul etmesi insana güç verir, onun cesaret ve enerjisini artırır. Dua zihinsel ve bedensel değişikliğe neden olur. İnsan orada kendini görür. Ne olduğunun farkına varır. Hatalarını, gururunu, hırsını, bencilliğini görür ve bütün içtenliği ile daha iyi olana yönelir. Her türlü zorluk, sıkıntı ve tehlikelere karşı sabır kazanır. Karşılaştığı problemleri daha akılcı bir şekilde çözme imkânı bulur. Kur'an-ı Kerim'de dualarımızın kabulü için sabra ve namaza sarılmamız gerektiğini bildiriyor. "Ey iman edenler! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 153)
26 Kasım 2018 Pazartesi 15:31