19-12-2018
İnsan hakları ile insandır
10 Aralık 1948 tarihinde dünya devletleri tarafından ortak değerler olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin kabul edilmesinin yıl dönümü vesilesiyle, her yıl 10 Aralık İnsan Hakları günü olarak kutlanmaktadır.
Gerek İnsan Hakları Beyannamesi, gerekse insan haklarını ve özgürlüklerini içeren, ulusal ve uluslararası düzeyde onaylı, siyasî ve hukuki diğer bütün metinler de insan düşüncesi ve tecrübesinin gelişmiş ürünleri olarak insanın mutluluğu için ortaya çıkmıştır.
Böyle olmakla beraber insan mutlu edilemiyor. Kişiler arası tecavüzler, bölgesel çatışmalar, milletlerarası savaşlar devam ediyor. Zulümlere gerekçeler üretilip, zayıf fertler ve topluluklar eziliyor, kanı emilircesine sömürülüyor.
Bütün bu olumsuzlukların ana sebebi, Allah'a ve ölümle başlayacak ahiret hayatına, ilâhî sorgulamaya; Cennet'e ve Cehennem'e iman yoksunluğudur veya inanç zaafıdır. Bu ana sebebe bağlı olarak da insanın insan tarafından tanınamayışıdır. Tanınamayan insan nasıl mutlu edilebilir?
İnsanın, insan tarafından tanınabilmesinin tek yolu, onu yaradan Allah'ın bildirilerine başvurmaktır. O halde (İnsan nedir?) sualini soralım, cevabını da Kur'ân'dan almaya çalışalım.
İnsan; Allah'a ibadet amacıyla yaratılan ve ilk ferdi topraktan oluşan bir varlıktır. Yüce Allah zâtından ilim ve irade gibi değerler üfleyerek en güzel kıvamda yarattığı bu ilk insandan eşini halk etmiştir. Koyduğu üreme kanununu işleterek, bu çift aracılığıyla da insanı nesillendirmiştir.
İnsan; Allah'a karşı mükellef kılınmış bir varlık olduğu gibi, insanlara ve insan için yaratılmış varlıklara karşı da yükümlü kılınmış bir varlıktır. Bu sebeple insan, hakları, hürriyetleri ve tabii çevresi korunarak gelişimi ve mutluluğu için çalışılması Cennet'e, hakları, özgürlükleri çiğnenerek ve sömürülerek muzdarip kılınması da Cehennem'e yol kılınmış kutsal bir varlıktır. Bir diğer ifadeyle insan, kendisine karşı yapılanı, Allah'ın kendi zatına yapılmış olarak kabul ettiği varlıktır.
"İnsan Hakları" kavramı başlıbaşına bir kaynağa işaret ediyor: İnsanlık, İnsan Doğası, bir kişi veya insan olma şeklinde açıklanabilir.
10 Aralık 1948'de kabul edilen İnsan hakları Evrensel Beyannamesi incelersek, orada yer alan yaşama hakkı, adalet, özgürlük ve eşitlik gibi hakların 1400 sene evvel Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S.) tarafından Veda Hutbesiyle ele alındığı görülür. Bu tarafıyla Veda Hutbesine ilk insan hakları evrensel beyannamesi de denir. İnsan hakları Peygamber Efendimiz tarafından Veda Hutbesiyle apaçık insanlara duyurulmuştur. Peygamber efendimiz insanların haklarına ne kadar önem verdiğini ve kimse kimseden üstün olmadığını ne kadar güzel anlatmıştır.
İslam, insanların doğuştan getirdiği devredilemez ve yadsınamaz bir takım haklara sahip olduğunu kabul ederek bunların engellenmesine şiddetle karşı çıkar. Bunların başında yaşama hakkı, Din ve vicdan özgürlüğü hakkı, ilim öğrenme hakkı gelmektedir. Ayrıca İslam; insanların özel yaşamlarının da korunmaya değer olduğunu kabul eder. Bununla ilgili olarak "birbirinizin ayıbını araştırmayınız" şeklinde bir ilke belirler.
İslam bütün insanlığı evrensel insan kardeşi olarak değerlendirir. Onların arasında ayrımın olamayacağını vurgular. "Hepiniz Ademin çocuklarısınız" şeklinde bir genel yaklaşımla insanlığı renk, ırk, makam ve mevkiye dayalı ayrımcılığa karşı uyararak, birbirimizi insan kardeşi olarak anlamaya çalışmanın, toplumsal barışı ve evrensel kardeşliği sağlamak açısından önemli olduğu belirtilmiştir.
Açıkça anlaşılacağı üzere, insan olarak doğan her bir varlık, Kur'ân'ın bildirdiği özellikleri taşır ve koyduğu haklara sahiptir. Ne var ki, ancak Rabbine inanan ve O'nun tanıttığı gibi kendisini tanıyabilen insan, bu özelliklerini ve haklarını koruyabilir. Müslüman, bu özellikleri ve hakları bilen ve koruyabilen insandır.
Rabbine inanmadığı ve yaratılış özelliklerini tanıyamadığı için yücelik çizgisini izleyemeyen, Kur'ân'ın ifadesiyle "Esfel-i safilin"e (aşağıların en aşağısına) atılan insan; ne dünyasını, ne âhiretini mutlu edebilir, ne de insanlara beklenen olumlu katkıları sağlayabilir.
Geleceği, insan olma hakkını elinde bulunduranlar kuracaktır. O halde kimdir insan olma hakkını elinde bulunduranlar?
İnsanın yaratıkların en şereflisi olduğu gerçeğine inananlardır. İnsan insanın kurdudur diyenler değil, insan insanın cennetidir diyenlerdir. Bu inanca sahip olanların İnsan Hakları günü kutlu olsun.
19 Aralık 2018 Çarşamba 11:56