Anasayfa
<
14-10-2019

Bir derneğin hikayesi...
Yıl 2001… Rodop ilinde ikamet eden 42 Türk kadını, faaliyet alanı kadınlara yönelik bir kültür derneği kurma kararı aldı. 21 Mart tarihinde kurulan derneğin “dernekler özel defterine” kaydının yapılması için 5 Nisan tarihinde mahkemeye yapılan başvuru ise 18 yıldır devam eden bir yargı sürecinin başlangıcı oldu.

Rodop Tek Hakimli Bidayet Mahmesi’nin 6 Haziran 2001 tarihinde çıkan kararı olumsuzdu. Mahkeme, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin tüzüğünün 3. maddesinin yanıltıcı olduğunu ileri sürdü; bu maddede köken, din vs. belirtilmediğini gerekçe göstererek başvuruyu reddetti.

Karar temyiz mahkemesine taşındı. Temyiz Mahkemesi 20 Eylül 2002 yılında davayı görüştü; kararını da 17 Ocak 2003 tarihinde açıkladı. Temyiz Mahkemesi bu kez derneği, isminde geçen “Türk” kelimesi nedeniyle dernekler özel defterine yazmayı reddetti.

Artık dava Yargıtay’a gitmeye hazırdı. İlk duruşma tarihi olan 6 Şubat 2004’de dava görüldü ve 28 Ocak 2005’e ertelendi. Raportör hakim Dimitrios Kiricakis, “Lozan Antlaşması’nın Müslüman azınlıktan bahsettiğini” ileri sürerek, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin kurulması aleyhinde görüş belirtti.

Yargıtay’ın olumsuz olan kararı 1 Nisan 2005 tarihinde açıklandı.
İç hukuk yollarını tüketen kadın derneği yöneticileri, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıma kararı aldı.

Batı Trakya Türk azınlığı ve kadınları arasında coşkuyla karşılanan AİHM kararı ise 27 Mayıs 2008 tarihinde açıklandı. “Emin ve diğerleri” (Emin and others) adıyla geçen davada, Yunanistan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesini ihlal etmekten suçlu bulundu.

Mahkeme, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği davasında Yunanistan’ın “kamu düzenini bozar” iddiasını asılsız bularak, henüz kurulmamış ve hiçbir faaliyet göstermemiş olan derneğin kamu düzenini bozacağının ispatlanmadığına dair karar verdi ve Yunanistan’ı haksız buldu.

Mahkeme ayrıca, Yunanistan’ın, “Dernek, kurulmasıyla Yunanistan’da etnik azınlığın varlığını teşvik edecek’’ yönündeki kuşkularını da yersiz buldu; böyle bir amaç gütse bile, demokratik toplumlarda bunun bir tehlike olarak görülmemesi gerektiğine kanaat getirdi.

Daha karar açıklanmadan AİHM’nin Yunanistan aleyhinde karar alacağı görüşünü savunanlar arasında yer alan, ülkenin önde gelen Anayasa profesörlerinden Atina Üniversitesi öğretim üyesi Nikos Alivizatos, “Hoşgörüsüzlüğün bu gösterişli mahkumiyetinden sonra, yetkililerin yeni bir sayfa açıldığını anlayacaklarını ümit etmek istiyorum. Dini – etnik açıdan farklı toplulukların barış içinde yaşamaları insan haklarını inkar etmekle değil, karşılıklı saygıyla mümkündür. Özellikle de örgütlenme özgürlüğü gibi temel insan hakları konularında. Zira bu haklar çağdaş anayasal cumhuriyetlerde, sadece önemli suçların işlenmesi durumunda sınırlandırılabilir.” yorumunda bulunmuştu.

Oy birliği ile Yunanistan’ı suçlu bulan mahkeme heyetinde, Hırvat başkanın ve Lüksemburglu, Azeri, Norveçli ve İsveçli yargıçların yanı sıra, Kıbrıslı Rum Yorgos Nikolau ve Yunanlı yargıç Petros Pararas da yer aldı.

Yunanistan’ı mahkum eden AİHM’nin Yunanlı hakimi Petros Pararas, ulusal medyanın yaylım ateşine tutuldu.

AİHM’nin kararının açıklanmasının ardından Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yorgos Kumuçakos, Yunanistan’ın AB üyesi olarak AİHM kurumuna ve bu kurumun kararlarına saygı duyduğunu söyledi.

Ancak Yunanistan, itiraz süresinin bitimine 10 gün kala itiraz hakkını kullandı ve temyize gitti.

6 Ekim 2008 tarihinde ise AİHM, Yunanistan’ın itirazını reddetti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, İskeçe Türk Birliği, Evros İli Azınlık Gençleri Derneği ve Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ile ilgili AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığı konusunu takibe aldı.

Bu arada, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği yöneticileri AİHM’in kararını gerekçe göstererek, red kararının kaldırması ve derneğin resmiyetinin kabul edilmesi için yeniden iç hukuk mücadelesine koyuldu. Sonuç bu kez de değişmedi.

2017 yılında, AİHM kararlarına Yunan mahkemelerinin adapte olmasına yönelik meclisten yoğun taştışmalar sonucunda geçen yasal düzenleme çerçevesinde, dernek yöneticileri yeni bir hukuk süreci başlattılar.
Geçen yıl 7 Aralık’ta Trakya İstinaf Mahkemesi’nde görüşmesi beklenen dava, avukatların grevi nedeniyle ertelendi. Neredeyse bir yıl sonraya. Evet, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin davası 25 Ekim’de görüşülecek.

Özetlemek gerekirse; Yunanistan, temel insan haklarından biri olan örgütlenme özgürlüğünü ihlal etmeyi ne yazık ki sürdürüyor. Aslında Yunanistan sadece imzasını attığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etmekle sınırlı kalmıyor. Dernek kurma özgürlüğünü güvence altına alan kendi anayasası ve medeni kanunun hükümlerini de çiğniyor.

Neticede, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği, 18 yıldır kurulma ve aktif hale geçme mücadelesi veriyor. 11 yıldır Yunanistan’ın AİHM kararlarını uygulamasını bekliyor.

Ne kadar uzun bir zaman dilimi değil mi?

Bu süreci bilmeyenlerin okuması için kaleme aldım bu haftaki yazımı. Bilmeyenler öğrensin, hatırlamayanlar da anımsasın diye…

14 Ekim 2019 Pazartesi 12:42