Hafta başında İskeçe SÖPA Mezunu Azınlık Okulları Öğretmenler Derneği yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklama, başka azınlık kuruluşlarının da katılımıyla yapılan ve azınlık eğitimini ilgilendiren iki toplantıdan haberdar ediyordu kamuoyunu. Haberini gazetemizde okuyabilirsiniz. Birinci toplantı, Eyalet Eğitim Müdürlüğü’ne geçtiğimiz günlerde atanan Panayotis Keramaris’in makamında yapılmış. İkinci toplantı ise, geçen Aralık ayında bir önceki hükümetin son günlerinde yapılan yasa değişikliği uyarınca azınlık okullarında Türk öğretmenliği yapacak eğitimcilerin yetiştirilmesi için kurulacak bir yıllık (!) ‘Öğretmen Okulu’yla ilgili.

Konunun ayrıntılarına girmeyeceğim. Ancak İskeçe ili SÖPA Mezunu Azınlık Okulları Öğretmenler Derneği’nin açıklamasının son derece yerinde olduğunu, dile getirilen tepkilerin son derece makul ve mantıklı bir şekilde ifade edildiğini ve açıklamanın azınlık toplumunda genel bir kabul ve takdir gördüğünü vurgulamak istiyorum. Üzülerek şunu gözlemliyoruk ki; Batı Trakya Türk azınlığına, özellikle de azınlık eğitimi konusunda dayatma uygulamaları devam ediyor. Azınlığın talepleri, hassasiyetleri ve beklentileri hiçe sayılarak, önceden başka hazırlanan programlar uygulanmaya çalışılıyor. Üstelik de “azınlıkla diyalog yapıyoruz” süsü verilerek! İşin daha da üzücü yanı ise; azınlığın tüm bunlara organize, örgütlü, dinamik ve kararlı bir tepki verememesi, alternatif bir mücadele yol ve yöntemi üretememesi.

Azınlık eğitimindeki sorunlar her eğitim yılının başında ve sonunda su yüzüne çıkar. Neden? Çünkü azınlık eğitimindeki uygulamalar bu dönemde daha çok hissedilir. Bizim de tepkilerimiz, bu konudaki haber ve yorumlar doğal olarak yoğunluk kazanır. Aslında sorun da galiba burada. Çünkü eğitim döneminin başında ve sonunda hatırlanan azınlık eğitimi “mevsimlik” bir sorun gibi görülüyor.

Gazetemizin yayına hazırlandığı Perşembe günü bir haber aldık. İki azınlık ortaokul – lisesinde öğrenci kayıtları başlamış. 11 Haziran Perşembe itibarıyla öğrenci kayıtları başlamış. Ancak ciddi bir sorun var ortada. “Yetkili” makamlar kayıt dönemini olabildiğince kısa tutmuş. 20 Haziran’da kayıt dönemi sona eriyor. 20 Haziran da Cumartesi’ye geldiği için 19 Haziran Cuma günü son kayıt günü. Evet doğru duydunuz. Aslında dolu dolu BEŞ gün. Yüzlerce öğrencinin eğitim gördüğü Gümücline Celal Bayar Azınlık Ortaokul – Lisesi ile İskeçe Muzaffer Salihoğlu Azınlık Ortaokul – Lisesi’ne kayıt yaptırmak için sadece beş gün. Peki ama neden? Lütfen biri beni, ilginin çok arttığı bu okullara daha az öğrenci kayıt olması için böyle bir yönteme başvurulmadığına ikna etsin! Azınlık ortaokul ve liselerine daha az öğrencinin kaydolması için böyle bir “çare”ye başvurulmuş olabilir mi? Devlet bu kadar “küçük” düşünüyor olabilir mi?

Aslında bu ve bunun gibi yöntemlerle azınlık okullarına kayıt sayısı düşük tutulabilir. Sonra bu okullara kayıt olmayan öğrenciler mecburen devlet okullarına kayıt olur. Bu sayede devlet yetkilileri, eğitim bakanlığı temsilcileri, azınlık öğrencileri için çeşitli programlarda, projelerde çalışan akademisyenler, büroratlar “azınlık eğitim sistemi kötü olduğu için gördüğünüz gibi devlet okullarına giden azınlık çocuk sayısı hızlı bir şekilde artıyor” diye “övünebilir”.

Oh ne alâ memleket! Bir sorun daha var. Aslında sıkıntı sadece kayıt süresinin birkaç günle sınırlı olmasınının yanısıra, yeni kayıt yapan öğrenci sayısının yüksek olması halinde okula alınacak öğrencilerin KURAYLA belirlenebileceği söyleniyor. Umarım bu doğru değildir. Perşembe günü bu haber duyuluca, çok sayıda kişi tedirginliğini ve tepkisini dile getirdi. Eğer bu söylenen KURA olayı doğruysa o zaman 25 yıl geriye gidiyoruz demektir.

Bu noktada azınlık kurumları tarafından zaman zaman dile getirilen, yeni azınlık ortaokul ve lise talebini de hatırlamakta fayda var. Hala kura olayından bahsediliyorsa, azınlık okuluna kayıt yaptırmak için kura uygulaması düşünülüyorsa ortada çok büyük bir AYIP, ondan da daha büyük bir HAKSIZLIK var demektir. Acaba devlet ve hükümet yetkilileri, herşeye rağmen azınlık ortaokul ve liselerine bu yığılmanın sebebini anlayabiliyor mu? Bunu biraz olsun düşünmeleri gerekmez mi? Rodop ve İskeçe illerine birkaç azınlık ortaokul ve lisesi açılmış olsaydı, bugün bu yığılmadan ve KURA’dan falan bahsetmek zorunda kalmayacaktık.

Azınlık okulunda okumak isteyip de, çeşitli idari karar ve uygulamalardan dolayı bu okullara kaydı yaptırılmayan azınlık öğrencilerinin eğitim hakkı ihlal ediliyor demektir. Azınlık Eğitimi, azınlığın kazanılmış hakkıdır. Bu hak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na uluslararası anlaşmalar, ikili sözleşme ve anlaşmalar ve Yunanistan’ın kendi çıkardığı yasalarca tanınmıştır. Azınlık eğitim hakkı azınlığın uluslararası hukukun güvencesi altında olan hakkıdır. Bu kazanılmış hakkın ihlal edilmesi ve azınlık öğrencilerinin elinden alınması antidemokratik olmakla beraber, hukuk dışıdır. Zorumlu eğitimin tüm aşamalarında devlet, azınlık çocuklarına Türkçe ve Yunanca bir müfredata dayanan AZINLIK EĞİTİMİ’ni sağlamak zorundadır. Bu hak, azınlığın hem vatandaşlık, hem azınlık hakkı’dır.