Anasayfa
01-09-2015
“Başlığı size bıraktım”
Azınlık ortaokullarına kayıt olayı bir sorun haline dönüştü. Bunun bir sorun haline gelmesindeki en büyük pay devletin azınlık eğitimine olan bakış açısıdır. “Azınlık eğitimini kendi haline bırakayım, zamanla yok olup gitsin, nasıl olsa azınlık toplumu da kuzu gibi hiç bir tepki vermiyor” şeklinde özetlenebilecek devlet politikası ve uygulamasıdır.
İskeçe ve Gümülcine’deki sadece iki azınlık ortaokul ve lisesi son 15 yılda sürekli bir gelişme kaydediyor. Her iki okulda da öğrenci sayısı bu 15 yıl içinde sürekli olarak arttı. Dolayısıyla iki okulun ihtiyaçları da arttı. Özellikle de yeni sınıf ve ek bina konusunda.

Ek sınıf ve bina konusunda Gümülcine Celal Bayar Azınlık Ortaokulu – Lisesi, İskeçe’ye oranla çok daha şanslı. Zira Celal Bayar Lisesi devasa bir arsa üzerine kurulu. Arsanın kenarından köşesinden tırtıklansa da, okulun bahçesi ve boş alanı hala çok büyük. Fakat Celal Bayar Ortaokulu – Lisesi’nde de uzun yıllar yer sıkıntısı prefabrik sınıflarla giderilmeye çalışıldı. Bir süre sonra okulun ana binasını oluşturan eski taş binanın yanına iki katlı yeni bir bina yapıldı. Fakat bu yıl da sınıf ihtiyacı prefabrik sınıfla giderilecek.

Olayla ilgili haberi gazetemizde okuyabilirsiniz. Doğu Makedonya - Trakya Eyalet Müdürü, iki azınlık ortaokulundaki kayıt ve bina sorununa değinirken, Gümülcine’ye iki prefabrik sınıfın yapılacağını söyledi. Ancak İskeçe’deki sorunun giderilmesi için bir adım atılacağını ne yazık ki dile getirmedi. Onun yerine İskeçe Muzaffer Salihoğlu Azınlık Ortaokulu - Lisesi’nde vardiyalı eğitim yapılacağını ifade etti. Yani sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki vardiyada eğitim yapılacak. Bu durum tabii ki hem öğrenciler için, hem veliler için, hem de öğretmenler için zor bir durum. Umarım yanılırım, ama böyle olduğu takdirde azınlık ortaokulundan ciddi bir oranda öğrenci kaçacak. “Acaba amaç bu mu?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Azınlığın tüm uyarılarına, tüm çağrılarına ve yıllarca yaşanan sorunun ortada olmasına rağmen devletimiz, iki azınlık lisesindeki bina sorununu, yani “yer” sorununu çözüme kavuşturmamakta direniyor.

Direndi ve direnmeye devam ediyor. Peki ama nereye kadar? İskeçe’de tütün deposundan okula dönüştürülen ve her yıl artan talebe yanıt verebilmek için bodrum katına bile sınıf yapılan bir binada bu yıl 600’ün üzerinde çocuk eğitim görecek. Dolayısyla yeni bir okul binası acil ihtiyaç olmaktan da öte geçti. Yeni ve büyük bir okul binası hem ihtiyaç değil bir zorunluluktur! Hem de çok acil.

Devletin ve devlet yetkililerinin, Batı Trakya Türk azınlığına karşı vurdumduymaz ve keyfi tavırlarından vazgeçmelidir. Devlet vatandaşına istediği türden eğitimi vermek durumundadır. Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilli bir sisteme dayanan ve azınlık okullarında verilen “Azınlık Eğitimi” Batı Trakya’daki her azınlık üyesinin hakkıdır. Bir kişi bile, istediği halde bu hakkı kullanamıyorsa orada eğitim hakkı ihlal ediliyor demektir. Bu soruna acilen çözüm bulunması ve İskeçe’deki azınlık ortaokulu – lisesinin en azından bin öğrenci kapasiteli bir binaya kavuşturulması şarttır.

Celal Bayar Lisesi’ne de yeni ve büyük bir ek binanın acil ihtiyaç olduğunu, durumun bundan sonra prefabrik sınıflarla idare edilemeyeceğini herkesin idrak etmesi gerekir.

*****

Azınlık eğitimi konusu ile alakalı olarak azınlığın taleplerine olumlu yanıt verilmemesi gerçekten bir sorun. Ancak bir sorun daha var. O da devletin azınlık eğitimiyle ilgili girişim ve uygulamalarında gerek azınlık kamuoyunu, gerek ülke kamuoyunu ve en sonunda da uluslararası kamuoyunu yanıltıyor olması. Geçen hafta haberini yapmıştık. Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Temsilciliği, Birleşmiş Milletler’e bir rapor sunarak Kasım ayında mecliste kabul edilen azınlık eğitimiyle ilgili yasanın yol açtığı ayrımcılıklara ve sorunlara değinmiş. Yunanistan da buna cevap verirken, “Biz bu yasayı azınlık öğretmen dernekleriyle görüşerek ve onların olumlu yanıtını alarak hazırladık” demiş. Bir defa azınlık eğitimiyle ilgili kapsamlı bir yasa sadece azınlık öğretmen derneklerinin konusu değil. Bu konu azınlığın en önemli meselesi ve tüm azınlığı ilgilendiriyor.

Kasım ayında yasa meclise sunulduğunda ve mecliste görüşüldüğü sırada ve mecliste kabul edildikte sonra Batı Trakya Türk azınlığı buna tepki gösterdi. Kaldı ki “görüşüp olumlu görüşlerini aldık” denilen azınlık öğretmen derneklerinden biri olan İskeçe ili SÖPA Mezunu Azınlık Okulları Öğretmenler Derneği yayımladığı yeni bir açıklamayla bu iddiayı yalanladı. Bu çok önemli. Dolayısıyla azınlık eğitimiyle ilgili konularda azınlığın yanı sıra, uluslararası platformun da yanıltılmaya çalışılması hem üzücü, hem düşündürücü. Bu taktiklerden vazgeçilerek, azınlık toplumuyla ve azınlık kuruluşlarıyla ciddi bir diyaloğa girmekten, çözüm üzerinde politika üretmekten ürkmemek gerekir.

Yeni bir eğitim – öğretim yılının arifesindeyiz. Aynı zamanda bir seçim arifesindeyiz. Bu yazıya nasıl bir başlık atsam diye düşünürken “Yeni eğitim yılı sorunlarla başlıyor” dersem çok klasik olacak diye düşündüm. Gerçekten de öyle. Bir Batı Trakya klasiği: “Yeni eğitim yılı sorunlarla başlıyor.” Bu nedenle yazının başlığını siz okurlara bıraktım. Zira, sorunun içeriği başlıktan çok daha önemli.

1 Eylül 2015 Salı 12:39