Anasayfa
15-10-2016
Çeyrek asır sonra...
Batı Trakya Türklerinin baskı ve göç ettirme politikalarına karşı mücadelesinin ve Batı Trakya’da ipleri daha fazla germeme adına alınan önlemlerin bir sonucu olan Yasalar Önünde Eşitlik (İsonomia İsopolitia) uygulaması ilan edileli çeyrek asır oldu. Hatırlanacağı üzere 1991 yılında dönemin Başbakanı Konstandinos Miçotakis tarafından ilan edilmişti Yasalar Önünde Eşitlik. Azınlığın demokratik mücadelesi ve sesini yükseltmesi sonucunda azınlığın Rodop ve İskeçe’de iki bağımsız milletvekili seçmesinin ertesinde ilan edilen bu uygulama sayesinde, gayri menkul satın alabilme, evimizi tamir ettirebilme, bankadan kredi alabilme, traktör ehliyeti çıkartabilme haklarına sahip olduk. Yani ufak ufak “vatandaş” olmaya başladık. Ülkedeki diğer vatandaşlar gibi azınlık mensupları da “vatandaşlık hakları”ndan yararlanmaya başladı.

Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu, “azınlık” statüsüyle yaşamaya başlamasının üzerinden henüz bir asır geçmedi. “Azınlık” olarak yaşadığımız sürenin dörtte birinde “Yasalar Önünde Eşitlik” politikası uygulanıyor. Aslında geçmişe dayalı haksızlıkların, baskıların ortadan kaldırılması ve “yeni” bir başlangıç yapılabilmesi için yeterli bir zaman dilimi. 25 yılı aşkın bir süre, bir devlet otoritesinin Batı Trakya gibi ve yaklaşık 150 bin kişilik bir insan topluluğunda ciddi değişiklikleri hayata geçirmesi için oldukça uzun bir süreç.

Azınlıkla ilgili olarak daha Avrupai ve demokratik bir yönetim şeklinin benimsenmesi gerekirken, özellikle azınlık hakları alanında bu çeyrek yüzyılda bir gelişme olmadı. Kişisel haklar yani vatandaşlık haklarında kıpırdamalar oldu belki ancak, azınlığın kolektif haklarında ne yazık ki gerilemeler oldu ve oluyor. Örneğin bu süre içinde müftülük sorunu kökleşti. Türk azınlık dernekleri konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları olsa da antidemokratik karar ve uygulama devam ettiği gibi, kapsamı da genişledi. Azınlık eğitiminde sıkıntılar arttı. Taleplere hiç bir şekilde yanıt verilmedi. Siyasi haklar alanında azınlığı hedef alarak hayata geçirilen kısıtlayıcı kanun ve uygulamalar bu son çeyrek yüzyılda hep yürürlükte kaldı. Papandreu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminden başlayan ve bugünkü Başbakan Aleksis Çipras’ın muhalefet liderliği dönemine kadar uzanan bir zaman diliminde azınlık haklarıyla ilgili (örneğin Türkçe – Yunanca azınlık anaokulları konusunda) verilen sözler hep söz’de kaldı. Bu alanda Yasalar Önünde Eşitlik dönemi olarak nitelendirilebilecek çeyrek asırda ilerleme değil, gerileme oldu. bu durum, gerek ülkede faaliyet gösteren gerekse uluslararası alanda çalışan insan hakları örgütleri tarafından da sürekli dile getirildi ve getiriliyor.

Bakın hala İskeçe’de 650 öğrenciye eğitim veren İskeçe Muzaffer Salihoğlu Azınlık Ortaokul – Lisesi yeni ve çağdaş bir binaya kavuşturulmadı. İhtiyaca cevap verecek, büyük ve çağdaş bir okul binası bizim çocuklarımıza neden çok görülüyor? Neden bu konu bile “pazarlık” meselesi yapılıyor. “Yama” çözümler bile azınlık insanı için bir lütuf sayılıyor. Bu soruna bile çare bulunmaması, “Yasalar Önünde Eşitlik” döneminde geçen çeyrek asrı değerlendirmek için çok yeterli bir kriterdir.

Peki ülkedeki tüm vatandaşların sahip olduğu basit vatandaşlık haklarından yararlanma noktasında neredeyiz ve hangi durumdayız? Azınlığın özellikle ekonomik alanda gelişmesine yardımcı olmasını beklediğimiz Yasalar Önünde Eşitlik uygulaması bu alanda ne kadar başarılı? Tarıma dayalı bir toplum olan azınlık toplumu hala aynı durumda. Ekonomik anlamda, çok az birkaç özel teşebbüsün dışında ciddi bir katma değer sağlayan bir durum yok. Baskılar, ayrımcılıklar ve göç ettirme politikaları nedeniyle ekonomik ve sosyal açından geri bırakılan azınlık toplumuyla, devletin her türlü desteğini gören çoğunluk toplumu arasında oluşan (veya oluşturulan) uçurumun kapanması için devletin, yani 25 yıldır görevde olan hükümetlerin özel bir çabası olmadı. Batı Trakya’da işsizliğin “kırıp geçirdiği” kesimin başında yine azınlık geliyor. Balkan bölgesinde neredeyse yetişkin insan kalmadı. Avrupa’daki sağlıksız işlerde çalışıp evine para gönderen binlerce azınlık insanı var.

Bugün ekonomik anlamda azınlık 25 yıl öncesine oranla daha iyi noktadaysa bu Yasalar Önünde Eşitlik politikasından çok azınlık insanının çalışkanlığından, özverisinden ve tüm olumsuzluklarla mücadele ederek çocuklarını “okutma” gayretinden kaynaklanıyor.

Dolayısıyda “Yasalar Önünde Eşitlik” politikası ve uygulaması ilan edilişinden çeyrek asır sonra yeniden gözden geçirilmeye mahkumdur. İlan edildiği yıllarda Batı Trakya’daki gerilimi dindirmenin dışında azınlık açısından somut olarak bir kazanımı olmamış. Bu politika ve bu uygulama revize edilmek ve ihtiyaca cevap verecek şekilde güncellenmelidir. Zira sözkonusu politika, “azınlık hakları” alanında sınıfta, “vatandaşlık hakları”nda ise ikmale kalmıştır.



15 Ekim 2016 Cumartesi 14:12