Anasayfa
22-09-2018
Yeniden “kitap sorunu”
“Kitap sorunu” azınlık eğitiminin uzun yıllar en önemli sorunlarından biriydi. “Kitap sorunu” deyince de akla azınlık okullarında okutulan Türkçe kitaplar geliyordu.

Biliyorsunuz anlaşmalar uyarınca okullarımızdaki Türkçe müfredat kitapları Türkiye’den geliyor. Bundan yıllar önce Türkiye’den gelen ve azınlık okullarındaki Türkçe müfredat için kullanılan kitapların buraya gelmesine izin verilmiyordu. Veya Yunanistan bu kitapları çok uzun süreli denetimlere tabi tutuyordu. Bunun sonucunda yıllarca azınlık okullarında Türkçe eğitim eski kitaplarla yapıldı. Cep telefonlarının çıkmaya başladığı dönemlerde azınlık okullarına giden çocuklar “Bir gün insanoğlu ay’a çıkacak” diye müjde veren kitaplarla eğitim yapmak zorunda kaldı yıllarca.

Sonra bu sorun bir şekilde giderildi ve anavatan Türkiye’den kitaplar sorunsuz bir şekilde gelmeye başladı. Son yıllarda bu konuda sürecin çok istisna durumlar haricinde normal bir şekilde işlediğini söylemek gerekir.

Peki bu eğitim yılının başından bu yana yaşadığımız “kitap sorunu” neyin nesi? Şöyle anlatalım. 1990’lı yılların sonlarında Atina Üniversitesi öğretim üyelerinde Anna Frangudaki ile Thalia Dragona, Eğitim Bakanlığı tarafından görevlendirildi. Frangudaki Programı olarak bilinen “Müslüman Çocukların Eğitimi” projesi başlatıldı. Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen bir program. Bu program çerçevesinde azınlık okullarında Yunanca kitaplar değiştirildi. O zamana kadar devlet okullarında eğitim yapılan Yunanca kitaplar azınlık okullarından çekildi yerine Frangudaki programının hazırladığı kitaplar geldi. Bu kitaplar daha basit kitaplar olmakla birlikte, anadili Yunanca olmayan öğrencilere yönelik bir eğitim sistemini benimseyen kitaplar olduğu ifade edildi. Birkaç yıl içinde azınlık okullarındaki tüm Yunanca kitaplar AB destekli Frangudaki programı tarafından hazırlanan kitaplarla değiştirildi. O dönemde azınlığa “bu kitapları değiştiriyoruz, size başka kitaplar getiriyoruz, ne dersiniz?” diye sorulmadı. Zira bugün olduğu gibi azınlık için azınlığın dışında düşünenler kararlarını vermişti bile.

O dönemde sayın Frangudaki’ye azınlık temsilcilerinin “azınlık eğitiminin sadece Yunanca ayağını iyileştirmek işe yaramaz, azınlık eğitiminin tümünü ele almak gerekiyor. Özellikle de Türkçe eğitim ayağının iyileştirilmesi lazım” dese de bir sonuç alınamamıştı. Dedik ya; azınlık için azınlık dışında düşünenler vardı zaten.

Neyse bu paragrafı kapatalım ve asıl konuya dönelim. Okullarımıza Frangudaki kitaplarının geldiği yıllarda, azınlık okullarından ayrılarak devlet okullarını tercih eden öğrenci sayısı hızla arttı. Ve devlet okulunu tercih edenler ağırlıklı olarak “daha iyi bir Yunanca eğitim alabilmek” amacıyla yaptılar bunu. Gelelim yeni “kitap sorunu”na. Son yıllarda azınlık eğitim camiasında ve veliler arasında, hatta azınlığımızın siyasi çevrelerinde okullarımızdaki Yunanca kitapların yetersizliği konuşulur oldu. Bu kitapların değiştirilmesi veya iyileştirilmesi ihtiyacı vurgulanır oldu. bu talep azınlık siyasileri tarafından bakanlığa da iletildi. Eğitim yılının başında azınlık okullarında da 1990’ların ortalarına kadar olduğu gibi devlet okullarında okutulan kitapların geleceği söylenmeye başlandı.

Nihayet eğitim yılının başında Eğitim Bakanlığı’ndan talimat geldi. Sonra bir talimat daha geleceği söylendi. En son talimata bir ek daha geleceği ifade edildi. Azınlık okullarında Frangudaki kitaplarının veya devlet okullarında kullanılan kitapların mı kullanılıp kullanılmayacağı kararı öğretmenlere bırakılıyor dendi. Her öğretmen sınıfın seviyesine göre karar verecek ve ona göre kitapları seçecek şeklinde bir yöntem dillendirildi. Yunanca derslerine giren öğretmenler ise buna temkinli yaklaştı. Sonra “hayır biz eğitim politikaları enstitüsünün kararını ve tavsiyesini bekliyoruz” dendi. Yani tam bir kaos. Öyle anlaşılıyor ki; Eğitim Bakanlığı azınlık okullarında Frangudaki kitaplarını tamamen bırakma ve diğer kitaplarla eğitime geçme olayına hazır değil. Bakanlık bunun için gerekli iradeyi gösteremedi. Ve sonuçta bir kaos kargaşa yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Şimdi de; ‘okulda Frangudaki programının kitapları kullanılacak, devlet okullarında okutulan kitaplar ise destek nitelikli ve yardımcı kitap olarak kullanılacağına’ dair bir bakanlık kararının geldiği yönünde bilgiler var.

İskeçe Merkez Türk Azınlık İlkokulu’ndaki eylem işte bu kaotik ortama bir tepki niteliğinde. Öğrenci velileri bu “yeni” kitap sorununun bir an önce çözüme kavuşarak eğitimin aksamadan devam etmesini talep ediyor.

Ne yazık ki Batı Trakya’daki azınlık okullarında yeni bir kargaşa ile karşı karşıyayız. Yeni bir “kitap sorunu”yla karşı karşıyayız. Tüm bunlar devletle, yani Eğitim Bakanlığı ile azınlık arasında sağlıklı bir diyalog ve istişare mekanizmasının olmamasından kaynaklanıyor. Ve bu durum azınlık eğitimiyle alakalı olarak azınlık toplumu ile ciddi ve samimi bir diyalog sürecinin başlamasının aciliyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Azınlık eğitimiyle ilgili diyalog ve istişare mekanizmasının hayata geçirilmesi artık bir zorunluluk. Aksi takdirde bu tür sorunları bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz.

Acaba bu durumdan ve ortaya çıkan bu “yeni sorun”dan birileri ders çıkartır mı dersiniz?

22 Eylül 2018 Cumartesi 23:13