Anasayfa
17-02-2020
Sayın Cumhurbaşkanı, ne dersiniz?
Bir devlet adamı düşünün ki ülkesinin bir bölgesine gidiyor ve bölgenin vatandaşlarına, yani kendi vatandaşlarına “sizin şu hakkınız yok!” diyor. Kim bu devlet adamı diye soranlara söyleyelim. “Bizim Cumhurbaşkanımız Prokopis Pavlopulos.

Rodop ilindeki dört belediyeden biri olan Maronya – Şapçı Belediyesi sayın Cumhurbaşkanı’na fahri hemşerilik ünvanı kararı almış. Türk belediye meclis üyelerinin de bulunduğu meclis bu kararı oybirliğiyle almış. İyi de etmiş.

Nitekim Cumhurbaşkanı Pavlopulos 10 Şubat Pazartesi günü bölgemize gelip fahri hemşerilik ünvanının kendisine verilmesiyle ilgili törene katıldı. Tören, Maronya’da gerçekleştirildi. sayın Cumhurbaşkanı, Maronya’nın Yunan tarihi açısından önemine vurgu yaparak başladığı konuşmasında, Şapçı ve Maronya’da doğan ve Helenizme hizmet edenleri saydı. Cumhurbaşkanı konuşmasının devamında sözü Batı Trakya’da yaşayan azınlığa getirdi. Ve azınlığın Türk milli kimliğin inkar etme yolunu tercih etti bir kez daha. “Bir kez daha” diyorum, çünkü Cumhurbaşkanı Pavlopulos bunu görev süresi boyunca birkaç kez yaptı.
Batı Trakya’da yaşayan yaklaşık 150 kişilik Müslüman Türk Toplumu’na kendisine göre (bir kez daha) bir kimlik biçti; “Yunan Müslümanları”. Cumhurbaşkanı konuşmasında “Bu bölgede Hıristiyan ve Müslüman Yunanlılar yaşıyor. Bunların barış ve uyum içinde yaşamalarına imkan sağlayan birleştirici unsur da Yunanlılık unsurudur” ifadelerine yer veriyor.

Peki bu ilk kez mi oluyor? Hayır ilk kez olmuyor. Ancak Cumhurbaşkanı’nın her bölgeye yaptığı ziyarette lafı dönüp dolaştırıp azınlığın kimliğine getirmesi ve bizleri kimlik açısından kendine göre, veya temsil ettiği politikaya göre tanımlaması ve bunda ısrar etmesi oldukça garip ve düşündürücü.

Pavlopulos’un 2017 yılı Aralık ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyareti sırasında Erdoğan’la yaptığı görüşme sırasında da “Lozan antlaşmasına göre Yunanistan’da dini azınlık vardır. Bu da Müslüman Yunan azınlıktır” dediği hala hafızalarımızda. Pavlopulos, bu tavrını görev süresi boyunca hep sürdürdü. Batı Trakya bölgesine gerçekleştirdiği ziyaretlerde, Batı Trakya Türklerinin milli kimliğiyle ilgili açıklama yapmayı hiç “ihmal” etmedi.

Nasıl ki Lozan antlaşmasına göre Türkiye’de gayri müslim azınlık öngörülmesi, oradaki azınlığın Rum azınlık olduğu gerçeğini değiştirmiyorsa, antlaşmanın Batı Trakya’da Müslüman azınlık öngörmesi bizim kendimizi toplum olarak “Türk azınlık” olarak tanımlamamızı engelleyemez. Kaldı ki sürekli bir şekilde uluslararası hukuktan ve Avrupa hukukundan bahseden Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un bununla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının olduğunu unutmaması gerekir.

Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki, ülkesi içinde ziyaret ettiği bir bölgede yaşayan vatandaşların yarısına yakınının “milli kimliğini ifade etme hakkını” ihlal etmeye yönelik açıklamalarda bulunuyor. “Sizlerin milli kimliğini ifade etme hakkı yoktur” demeye getiriyor bu söyledikleriyle. Ve bunu bir kez değil, düzenli olarak yapıyor. Hatta bu açıklamalar bir süre sonra sistematik bir hal aldı. Prokopis Pavlopulos özellikle son dönemde bölgemize yaptığı her ziyarette, azınlığın kimliğine değindikten sonra sözü Türkiye’ye getirir ve bol bol mesaj verir hale gelmişti.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, vatandaşı olduğu Yunanistan tarafından Türk milli kimliğinin inkarına karşı gereken mesajı yıllar öncesinde vermişti. Azınlığın en büyük toplumsal tepki hareketi, Türk kimliğinin inkarına karşı verilen 29 Ocak mücadelesinde ortaya çıkmıştır. Nitekim, Cumhurbaşkanı Pavlopulos’un açıklamalarıyla ilgili olarak azınlık kurumları bu sefer de açıklamalar yayınlamış ve tepki göstermiştir.

29 Ocak 1990’da maruz kaldığımız saldırılar, yakına kadar uygulanan yasalar ve idari kararlarla ayrımcılık, haksızlık ve baskıya maruz kalan Batı Trakya Türk Toplumu’ndan samimi bir özür ve ayrımcılıkların neden olduğu ekonomik, sosyal ve eğitimsel geri bırakılmışlığımızın telafisi için önlemler alınacağı yönünde açıklamalar beklerken, devlet büyüklerinden “sizin milli kimliğiniz yok, olamaz ve olmayacak” türünden beyanatların modası geçmedi mi?

Sayın Cumhurbaşkanı ne dersiniz?

17 Şubat 2020 Pazartesi 19:24