Anasayfa
20-05-2015
Azınlık eğitimi ve umut ışığı
Azınlık eğitiminin, Batı Trakya gündeminde ve kamuoyunda yeterince yer almadığına inananlardanım. Son yıllarda bu meselenin eskisi kadar konuşulmadığını da gözlemliyorum. Fakat bu hafta farklı bir şey oldu. Eğitimle ve özel olarak da azınlık eğitimiyle ilgili olarak üç gelişme yaşandı hafta içinde.

Birincisi; Rodop milletvekili Ayhan Karayusuf’un eğitim sorunuyla ilgili bir yazısı yayınlandı. Ayhan bey,-sosyal medyayı kullanan ve bundan yararlanan biri olma özelliğini de kullanarak- sosyal medyada bir yazı yayınladı.

İkincisi ise; Gümülcine Harmanlık Mahallesinin azınlık ilkokulu talebi. Üçüncü de; Okutan Anne Projesi.

Bunları tek tek ele almaya çalışalım. İktidarın büyük ortağı ve omurgasını oluşturan parti SİRİZA. Ayhan Karayusuf da bu partinin Rodop ili milletvekili.
Milletvekilliğinde ikinci dönemi yaşıyor. Dolayısıyla artık bir olgunlaşmadan ve bir tecrübeden sözetmemiz mümkün. Milletvekili Ayhan Karayusuf’un sosyal medya hesabından azınlık eğitimiyle ilgili köşe yazısı tarzında bir yazı yazmasını ve görüşlerini bu şekilde paylaşmasını önemsiyorum. Oldukça önemli noktalara değinip, önemli mesajlar vermiş. Yazısını başlıklar halinde özetelemeye çalışacağım:

- Batı Trakya’daki azınlık eğitiminin özel durumu nedeniyle ve modern toplum şartlarının dayatması sonucunda, çağdaş eğitim gereksinimlerinin dışına itildi.

- Azınlık eğitiminin bire bir yaşadığı problemlerin üzerine gidilmedi ve hiçbir başarı elde edilmedi. Eğitiminde çözüm bekleyen sorunlar arttı.

- Azınlık öğrencileri toplumsal ve mesleki dışlanma gibi birçok sorunla boğuşmak zorunda.

- Geçmiş yıllarda çift dilli eğitim konusunda hiçbir ciddi çalışma ve girişim olmamıştır. Çift dilli devlet anaokulları bölgemiz için önemli ve bir o kadar da acil ihtiyaçtır.

Azınlık eğitimi ile ilgili yazısının son bölümünde Milletvekili Ayhan Karayusuf şu görüşlere yer veriyor: “Azınlık eğitimi problemleri karmaşık olması sebebiyle kelimeler sayılı ve az olmalı, en önemlisi de kalıcı çözümle doğru sonuca ulaşılmalıdır. Rutin, katılaşmış fikirler, şüpheler, önlemlere sebep olan korkular ve en önemlisi de, önemli siyasi kararlar için olan isteksizlik problemin başlıca sebepleridir. Sol bir iktidar öncekiler gibi olmamalıdır. Ülke eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve sağlamlaştırılması, azınlık eğitiminin tüm boyutlarıyla ele alınması sol iktidarın görevidir.”

Bu son bölümün altına imzamı atarım. Azınlık eğitim sorununun çözümü için siyasi isteksizlik en büyük sorundur. Hükümetlerin, daha doğru bir deyişle devletin azınlık eğitimini görmek istememesi, böyle bir meselenin varlığını kabul etmemesi en büyük engeldir. Karayusuf’un yazısında; eğitim sorununun aciliyetini ve önemini vurgulama ve hükümette oluşabilecek isteksizliğe en azından bir “çimdik atma” niyeti seziyorum. Bir siyasetçi olarak azınlığın önemli bir sorunu hakkında görüşlerini paylaşma yönteminin de örnek alınması gereken bir hareket olduğunu söylemek isterim.

İkinci konuya gelince. Harmanlık mahallesi Gümülcine’nin en büyük Türk mahallelerinden biri. Son yıllarda Harmanlık mahallesi azınlık okulu talebiyle anılır oldu. Gerek mahallenin oldukça canlı bir sivil toplum kuruluşu olan Harmanlık Derneği, gerekse mahalle sakinlerinden Kamil Sıcakemin’in başlattığı bir insiyatif var. Her ikisi de azınlık okulu talebiyle ilgili. Bu konudaki ayrıntılara girmek istemiyorum. Çünkü burada önemli olan detaylar değil, amaçtır. O da mahalleye yeni bir azınlık ilkokulu talebinden başkası değildir. Bu bana bir umut ışığı veriyor. Zira birileri, insiyatif alıp bir hareket başlatıyor. Bu zaten kendi başına önemli bir olay.

Gelelim üçüncü ve son olaya. Okutan Anne Projesi, haftasonu İskeçe’de bir yardım kermesi düzenledi. Bu proje, ekonomik sıkıntı çeken öğrencilere yardım amaçlı bir çalışma grubunun ortaya koyduğu bir iş. Tamamıyla kadınlardan oluşan bir insiyatif. 360 civarında kadın, ortak bir kasa oluşturmuş ve çocuk okutuyor. Yardıma muhtaç çocuklara ve gençlere yardım ediyor. Bu sayı şimdilik 50 civarında. Önümüzdeki yıl bunu arttırmak istiyorlar. Okutan Anne Projesi, bana göre azınlığımızda en başarılı ve en anlamlı sosyal sorumluluk projesidir. Yazımı bu projenin yardımıyla okuyan Sevgül Zumre’nin sözleriyle noktalıyorum: “Annemi kaybettikten sonra okumayı düşünmüyordum. Eğer üniversiteye gidebildiysem, bu proje sayesinde olmuştur. Biz öğrenciler için Okutan Anne çok şeyler ifade ediyor. Hele hele benim gibi annesini kaybetmiş çocuklar için aynı zamanda bir anne şefkatini bulabildiğimiz sıcak bir yuva oldu. Hepimizin gürültülü şehirleri vardır. Bu gürültüden kaçıp sığındığımız barınağımız haline geldi Okutan Anne Projesi. Yuvamız, evimiz oldu. Hem maddi, hem manevi olarak yanımızda oldular. Şu anda çok mutluyum, çünkü hayalimi gerçekleştiriyorum. Bu proje, okuma aşkıyla parlayan bir çift göz için kuruldu. Bundan sonra daha nice kalplere dokunacak, nice gözleri parlatacaktır.”

Böyle bir çalışma ancak alkışlanabilir. Ve bu projeyi bizim insanımızın, bizim toplumumuzun hayata geçirdiğini görünce de umut ışıkları şüphesiz ki çoğalıyor!...

20 Mayıs 2015 Çarşamba 13:30