Anasayfa
13-08-2015
Acilen yeni okul binası...
Ekonomik kriz ve buna bağlı yoğun ve yorucu gündem, azınlık sorunlarını da biraz geriye itti hiç şüphesiz. Batı Trakya Türkleri bugüne dek hiç olmadığı kadar “ülke gündemi”yle meşgul oldu. Olmaya da devam ediyor. Bu durum, azınlık sorunları olarak adlandırdığımız ve yıllardır çözüm bekleyen sorunları biraz “kenara” itti. Daha sonra yeniden ele almak şartıyla azınlık bu problemleri unutmasa da geçici bir süreliğine erteledi.

Ancak, ekonomik kriz ülke gündemini ve dolayısıyla azınlık insanının da gündemini işgal etse de, krize bağlı sosyal ve siyasal gelişmeler birbirini izlese de, azınlık siyasetçileri kendilerini bu sarmala kaptırsa da, azınlık sorunları üzerinden bile birbirlerine çelme takmaya çalışsa da, “AZINLIK SORUNLARI” kendi sürecinde yolculuklarına devam ediyor. Azınlık sorunları var olmaya devam ediyor. “Çözümsüzlük geçmişine” takvim yapraklarını eklemeye devam ediyor.

İşte görüyorsunuz; yıllar önce çıkartılan “240 İmam Yasası” adı altında, azınlığın camilerini ve din eğitimini “zapturapt” altına alma planı, hiç aksamadan devam ediyor. Yasayı çıkaran başka hükümet, uygulanır hale getiren başka hükümet, hayata geçiren de başka hükümet. Ve şimdi de “uygulamaz” diye düşündüğümüz bir iktidar da “bal gibi de uygularım” dercesine yasada öngörülen kadroyu çoğaltıyor. Öyle anlaşılıyor ki; Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı sözkonusu olunca “devlette devamlılık esastır” ilkesi uygulanıyor.

Ama bunun dışında bugünlerde ve önümüzdeki haftalarda önümüzde bulacağımız ve ciddi sorun haline gelecek bir mesele var. Yıllarca yapılan çağrılara devletin kulak tıkaması ve azınlığın da sorunu sürekli “halının altına süpürmesi” azınlık ortaokul ve liselerindeki büyük problemi ortaya çıkardı. Batı Trakya’daki iki azınlık ortaokul – lisesi, azınlık öğrencilerinden gelen yoğun talebi karşılamıyor. Nasıl karşılasın ki? Nüfusun yarısına 20 – 30 okul varken, diğer yarısına sadece bir okul var. Bu nasıl bir adalet Allah aşkına? Bu nasıl bir eşitlik? Anlamak istemeyenler için tekrar etmek istiyorum: Azınlık Eğitimi, yani azınlık okullarındaki Türkçe ve Yunanca eğitim, bu azınlığın uluslararası hukuktan kaynaklanan bir hakkıdır. Bu hakkı azınlık ne zaman ve nerede kullanmak isterse devlet bunu sağlamak zorundadır. Birileri eğer azınlık okulundan canı sıkılıyorsa, bu durum yüzlerce azınlık gencini bir haktan mahrum bırakma lüksünü vermez o kişiye. Devlet bugüne kadar azınlıktan gelen, (fakat pek de ısrarcı olmayan) “yeni azınlık ortaokul – liseleri talebine” kulaklarını tıkadı. Görmezden geldi. “Nasıl olsa bir gün azınlık okulları kapanır” diye düşündü, hatta ümit etti.

Fakat toplumlar öz benliklerini koruyabilecekleri, kültürlerini muhafaza edecekleri kurumlarına sahip çıkarlar. Bu hak, küçük toplumlarda “refleks” olarak da kendini gösterir. Bu, İstanbul Rumlarının da hakkı, Arnavutluk Rumlarının da hakkı, Bulgaristan Türklerinin de hakkı. Ve tabii ki bu hak, Batı Trakya Türklerinin de hakkı.

Devletimiz, bugüne kadar yüzlerce azınlık gencinin bu hakkı (yani eğitim hakkını) kullanmasına dolaylı yönden engel oldu. Sonuçta İskeçe ve Gümülcine’de bugünkü durum ortaya çıktı. İskeçe’de 550, Gümülcine’de de 700’ün üzerinde öğrencisi olan iki azınlık ortaokul – lisesi. İki ilde de en kalabalık iki okul. Nüfusun yarısı için 20 – 30 okul, diğer yarısı için de 1 okul. En hafif tabiriyle rezalet! Ayıp ki ne ayıp...

Acaba azınlık bu muameleyi hak ediyor mu? Bu soruya bir yetkili bile çıkıp “evet hak ediyor” diyemez. Yapılan girişimler sonucunda eğitim bakanlığı bu yıl iki azınlık ortaokuluna ön kayıt yaptıran tüm öğrencilerin kayıtlarının yapılmasını kararlaştırdı. Bakanlık, bir öğrencinin en doğal hakkını kullanabilmesi doğrultusunda bir karar verdi. Yine de teşekkür ederiz.

Şimdi kapasitesinin çok üzerinde öğrenciye hizmet vermeye çalışan bu iki okula bu öğrencilerini sığdırmak için çareler aranacak. Gümülcine Celal Bayar Lisesi’ne iki prefabrik sınıfın ekleneceğini, soruna böylelikle geçici de olsa bir çare bulunacağını öğreniyoruz. Ancak İskeçe’de ne yazık ki daha katı bir tutum sözkonusu. İskeçe azınlık ortaokul lisesinde prefabrik sınıf gibi bir çözüme imkan yok. Fakat okulun spor sitesinin kullanılması geçici bir çözüm olabilir. Bu alternatife yetkililerin onay vermemesi için sebepler aranacağı ihtimalini düşünmek istemiyorum.

Fakat tüm geçici çözümler bir yana. Soruna gerek İskeçe, gerekse Gümülcine’de köklü çözüm bulmak şart. Bu da iki türlü olabilir. Ya azınlık nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde yeni azınlık ortaokul – liseleri açılmalı veya İskeçe ve Gümülcine’ye modern, günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte iki yeni okul binası yapılmalıdır. her iki okul binası da 1000 – 1200 öğrenci kapasiteli olmalıdır. Aksi halde ileriki yıllarda sorun devam edecektir. Önümüzdeki günlerden itibaren iki azınlık ortaokul – lisesindeki öğrenci velilerinin, öğretmenlerinin, okul yöneticilerinin, okul aile birliği ve encümenlerin, azınlık temsilcilerinin imzalarını toplamak amacıyla bir kampanyanın başlatılmasını ve imzalarla birlikte sözkonusu talebin Eğitim Bakanlığı’na ve gerekli tüm kurumlara ulaştırılmasını öneriyorum. Batı Trakya Türkü, hiçbir zaman hukuk ve demokrasi dışına çıkmamıştır. Demokrasi ve hukuku kullanarak etkin bir mücadele yapmak aslında hiç de zor değildir.

Kalın sağlıcakla...

13 Ağustos 2015 Perşembe 14:08