Anasayfa
19-10-2015
MEYDAN ve KERMES
Yardım kermesleri Batı Trakya Türklerinin son on yılda gerçekleştirdiği en güzel, anlamlı ve başarılı organizasyonlardan biri oldu. Özünde “paylaşma” ve “yardım etmeyi” barındıran kermesler, ekonomik krizle birlikte daha da gerekli olmaya başladı. Öyle ki bu kermeslerde elde edilen gelir sayesinde onlarca öğrenciye burs veriliyor. Aileleri yetersiz kalan gençlerin eğitimlerini tamamlaması için yardım yapılıyor.

Bugüne kadar neredeyse tüm azınlık dernekleri yardım kermesleri düzenledi, düzenliyor ve bundan sonra da düzenleyecek. Bu işin başını da kadınlar çekiyor. Azınlık derneklerideki kadın kollarını “elinin kınası” olduğu artık bu kermesler. Bu yardım etkinliklerinin “yardım” boyutu olduğu gibi bir de “sosyal” boyutu var tabii ki.

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği, geçtiğimiz günlerde biri Gümülcine’de diğeri de İskeçe’de olmak üzere iki kermes düzenlemek için Gümülcine ve İskeçe belediyelerine başvurdu. Gümülcine’de meydana yakın belediye parkında, İskeçe’de ise şehir meydanının hemen yanındaki valilik önündeki park alanında yapılacaktı kermesler. “Yapılacaktı” dememin nedeni İskeçe Belediyesi’nin “anlamsız” , “ayırımcı” ve “dışlayıcı” kararı!

Duyduğum zaman inanmakta zorlandım. İskeçe Belediyesi, şehir meydanında kermes düzenleme talebini reddetmiş! Haberini gazetemizde okuyabilirsiniz. “Bu dernek nasıl bir dernek” , “amaçları nedir”den tutun da “bu kermes çok büyük olacak, çok kalabalık olacak”a kadar eften – püften bahanelerle azınlık derneğinin kermes düzenleme talebi reddedildi.
Bu kararın hiç bir ama hiç bir haklı gerekçesi olamaz. Teknik bazı sorunlar varsa (ki olmasına imkan ve ihtimal yok) o zaman başka bir yer tahsis edilmesi için çare aranması gerekirdi. O da yapılmadı.
Belediye komisyonunda 7 kişi oy kullandı. Bunlardan altısı “hayır” diyor. sadece bir kişi “evet” diyor. O da Koyunköylü Levent Karaosman.

İskeçe Belediyesi’nin bu kararını son derece antidemokratik, dışlayıcı ve ayrımcıdır. Bunun ötesi yok. İskeçe Belediyesi bu tutumuyla azınlık toplumunu, azınlık kurumunu şehir meydanında organize bir etkinlikte görmek istemediğini, bunu içine sindiremediğini göstermiştir! Bunun ötesi berisi yok. İskeçe’de yaşayan Türkler vergi vermiyor mu? Elbette ki veriyor. Peki diğer vatandaşlar gibi azınlığın da şehir meydanından yararlanma hakkı yok mu? Bu şehirde kültürel etkinlik yapma hakkı yok mu? İskeçe şehir meydanı neredeyse her gün kültür – sanat etkinliklerine sahne olurken, ilk kez burasını bir etkinlik için isteyen azınlığa “HAYIR sen burasını kullanamazsın” demek ırkçılık değilse nedir? İskeçe Belediyesi’nin Kermes düzenlemek üzere şehir meydanını azınlığa tahsis etmeme kararı azınlığa “Seni şehir meydanında görmek istemiyorum. Bunu hazmedemiyorum” demekten başka bir şey değildir! Azınlık insanına ikinci sınıf vatandaş muamelesi 2015 yılında dahi tüm görkemiyle karşımızda duruyor!

Anlıyoruz ki, azınlığın “merkeze” gelmesine birilerinin tahammülü yok. Belediyenin, yani yerel yönetimin de bu düşüncede olması çok üzücü. Sadece üzücü değil, endişe verici. Azınlığın “Getto” halinde yaşanmasından “sözde” rahatsız olanlar, aslında bundan hoşnutmuş da “takiyye” yapıyorlarmış. Demek ki “mahallenin kenarında veya en iyi ihtimalle Azınlık Lisesi’nin spor sitesinde kermes yapsın da şehir meydanına gelmesin” düşüncesi hakim.

Bu olayın azınlığa yapılmış bir haksızlık olduğunu, hatta haksızlıktan öte bir hakaret olduğunun çok iyi anlatılması lazım. Bunun için belediye meclisine seçilen 10 azınlık üyesine çok büyük görev düştüğünü söylemeye sanırım gerek yok.

Bundan 10 yıl önce 2005 yılında İskeçe’deki azınlık mensupları biraraya gelerek bir yıl sonra (2006) yapılacak belediye seçimlerinde ne yapacağını tartışmaya başlamıştı. Üst üste yapılan toplantılardan sonra İskeçe Belediyesi’nde azınlığın bağımsız bir listeyle seçimlere katılması kararı çıkmıştı. Bu görüşü destekleyenlerden ve bu hareketin azınlığın hak arama mücadelesinde mihenk taşlarından biri olduğuna inananlardanım.

İskeçe’de yaşayan Müslüman Türk azınlık o hareketi sadece belediyede temsilcisiz kaldığı için, hiç belediye meclisi seçemediği için yapmadı.

İskeçeli Türklerin siyasi, sosyal ve kültürel hayattan izole edilmesine, dışlanmasına, kültürünün adeta reddedilmesine, görmezden gelinmesine ve kenara itilmesine karşı yaptı. Demokratik bir reaksiyondu. “Ben de varım” demek için yaptı.

Şimdi kermes olayına bakınca 10 yıl sonra şartların değiştiğini, azınlığa bakış açısında iyiye doğru değişikliğin olduğunu söyleyebilen varsa beri gelsin!...





19 Ekim 2015 Pazartesi 20:02