Anasayfa
16-11-2015
Azınlık kendi eğitimini korumak istiyor
Eğitimindeki en önemli sıkıntılardan biri de devlet ile azınlığın “ayrı dilden” konuşuyor olması. Yani sorunu yaşanan azınlık toplumu olaya belli bir bakış açısıyla bakarken, devletin bunu kale almayarak kendi gündemini hayata geçirdiğini görüyoruz.

Şunu vurgulamakta fayda var: Azınlık Eğitimi ve bunun parçası olan azınlık okulu, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na uluslararası anlaşmalarla tanınan bir haktır. Azınlık eğitimi yapısı ve statüsü gereğince özel ve özerktir. Kendine özgü özellikleri ve kuralları vardır. Özel ve özer bir statüye sahip bu eğitim sistemi devlet tarafından yine özel bazı yasalar, hukuki ve idari düzenlemelerle yaşatılması ve geliştirilmesi gerekir. Çünkü yapısı, doğası, fıtratı gereğidir bu.

Batı Trakya Türk Azınlığı, bu yapının ve bu özelliğin korunmasını ve geliştirilmesini istiyor, arzu ediyor, talep ediyor. İşte bu noktada devletin icraatı giriyor devreye. Azınlık toplumu ve kurumları bu minvade iken, devlet ise azınlık eğitimini “farklı” olmaktan çıkartıp, “genel eğitim” çerçevesine oturtmaya çalışıyor. Kasım 2014’te kabul edilen azınlık eğitimiyle ilgili yasa da bu anlayışı yansıtıyor.

Aslında olay yeni değil. Uzun yıllardan bu yana devam edegelen bir süreç sözkonusu. Yıllar önce azınlık okullarındaki encümen heyetlerinin Türkçe öğretmen belirleme hakkının elinden alındığı gün aslında bugünlerin göründüğü söylenebilir. Devamında Türkiye’den mezun öğretmenlerin yerine Yunanistan’ın kendi istediği gibi yetiştirdiği SÖPA’yı faaliyet sokması, 40 yıl sonra da SÖPA’nın bu işlevi tamamlanınca kapatması ve onun yerini alacak okulu açar gibi yapıp onu da kapatıp, yerine bir – birbuçuk bir kurs açması hep bu sürecin devamı niteliğinde.

“Devlet azınlık eğitimi ve azınlık okulunun statüsünü yükseltip normal devlet eğitimi seviyesine getiriyor” şeklindeki bir tez sadece yanıltıcı değil, aynı zamanda da azınlık eğitimini garanti altına alan uluslararası hukuka ve tabii ki insan ve azınlık haklarına aykırıdır.

“Azınlık Eğitimi” ve “Azınlık Okulu” azınlığın kazanılmış hakkıdır. Azınlık bu hakkın korunmasını istiyor. Azınlık okulu, azınlık için sadece iyi Matematik veya Coğrafya dersinin verildiği kurum değildir. Azınlık eğitimi ve azınlık okulu, azınlığın kimliği ve kültürüdür. Biz, bu hakkın korunmasını ve toplumun hassasiyetleri dikkate alınarak azınlık okulunun modernize edilmesini istiyor ve bekliyoruz.

Devletin ve bir takım “akademik” ve “bilimsel” çevrelerin; “Azınlık okulu kötü ve yetersiz olduğu için biz onu genel devlet eğitim sistemine dahil ediyoruz” tezine katılmıyoruz. Bu olsa olsa azınlık eğitimini zaman içinde mezara koymak için “bahane” olabilir. Şunu da ifade etmek gerekir ki; içi boşaltılış ve sadece isminde “azınlık okulu” olan bir sisteme de karşıyız. Dolayısıyla azınlık eğitiminin statüsünü aşındıran önlemlerin, kararların hayata geçirilmesine razı olmak mümkün değil. Azınlık eğitiminin tüm kurumlarını ve özelliklerini ortadan kaldırarak, “genel eğitim sistemine dahil ediyoruz” politikası aslında bir aldatmacadır.

Azınlık eğitimiyle “oynayarak”, azınlık okullarını itibarsızlaştırarak, azınlık insanının zorunlu olarak azınlık okulu dışında başka alternatiflere mahkum ettikten sonra “toplum azınlık eğitimini ve azınlık okulunu artık tercih etmiyor” tezini savunmak “sahte” bir başarıdır.

Gerek bazı devlet yetkilileri, gerekse bir takım eğitim çevreleri “azınlık okulu kötü okul ve tercih edilmiyor” tezini “bayrak” yaparken, azınlık eğitimi aleyhine ortaya konan kararları görmezden geldi. Gelmeye de devam ediyor.

Batı Trakya Türkleri, tüm olumsuz şartlara rağmen azınlık eğitimini ve azınlık okulunu istiyor. Bu hakkı savunmak için kendinde güç arıyor. Kazanılmış bu hakkı teslim etmek istemiyor. Ancak bunun için siyasi menfaatlerden uzak, toplumsal yararı en başa koyarak demokratik mücadele yolunu ve ruhunu geliştirmesi ve kendine inanıp güvenmesi gerekiyor. Bunun emareleri de var.

Tekrar edelim; Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, kendi azınlık eğitimini ve azınlık okulunu istiyor. Yapısı itibarıyla “farklı” olay bu eğitim sisteminin yaşatılması ve geliştirilmesi için her türlü önlemin alınmasını talep ediyor. Vatandaşın isteğine ve beklentisine kulak vermek zorunda olan devletin bu konuda azınlığın da çağrılarını dikkate alma zorunluluğu vardır.

16 Kasım 2015 Pazartesi 13:50