Anasayfa
22-02-2017
Azınlık Eğitimi Bölümü, Dimokritos Üniversitesi ve azınlık
Bir haftadır bir tartışmadır gidiyor. Konu; Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na ait “Azınlık Okulları”nda Türkçe öğretmeni olarak görev yapacak öğretmenlerin nerede, hangi okulda eğitileceği meselesi.

1967 yılı Yunanistan tarihi açısından son derece önemli bir dönüm noktasıdır. Zira bu tarihte askeri idare yani Cunta yönetime el koymuş ve yedi yıl boyunca ülkeyi yönetmiştir. Bu dönemde demokratik ve sendikal haklar, kişisel ve toplumsal hak ve özgürlükler rafa kaldırılmıştır. Ülke tarihi açısından, hatırlanınca utanç duyulan bir dönem yaşanmıştır. Sonuçta, Atina’daki üniversite öğrencilerinin ayaklanmasıyla başlayan bir süreç sonunca 1974 yılında askeri Cunta yıkılmış ve ülkeye demokrasi geri gelmiştir. Burada bir parantez açıp; ülkeye gelen demokrasinin Batı Trakya Türklerine gelmemesi için özel bir gayret sarfedildiğini hatırlatmakta fayda görüyorum. Parantezi kapattım.

Cunta idaresi, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’yla da ciddi bir şekilde uğraşmıştır. Bu dönemde azınlık çok ciddi anlamda baskı ve ayrımcılıklara maruz kalmıştır. Cunta idaresini azınlıkla ilgili yaptığı en “önemli” işlerden biri Selanik Özel Pedagoji Akademisi’ni (SÖPA) açmaktı. Batı Trakya bölgesini bir anlamda “tehlike” altında gören Cunta idaresi, bölgemizdeki birçok devlet kurumu açtı. Bunların binasının inşaa etti. Bunlardan biri de Trakya Dimokritos Üniversitesi. Bölgenin, yani Batı Trakya’nın “milli” açından korunmasına yönelik en önemli “işlerden” biri olarak görüldü yıllarca bu üniversite. Bu üniversitenin geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve ayakta tutulması için sebepler sıralanırken, bu kuruma atfedilen “milli” görev hep ilk sırada yer aldı. Üniversiteye bu “milli” görevin verilmesinin gerekçesi tabii ki de Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’ydı. Yakın geçmişe kadar Trakya Dimokritos Üniversitesi, azınlık için bir kapalı kutuydu.

Azınlıkla bugüne kadar somut ve verimli bir ilişkisi olmayan, azınlığın sorunları ve maruz kaldıklarıyla evrensel değerler ışığında ilgilenmeyen, bir bilim yuvası olarak üzerine düşmesi gerektiği gibi haksızlıklara maruz kalan bir toplumun yanında olmayan, samimiyetle bu insan topluluğuna yaklaşmayan bölgemizin üniversitesi ne yazık ki “Azınlıkla ilişkiler” dersinden sınıfta kalmıştır. Eğer, 1980’lerde çalışma izni verilmeyen Batı Trakya Türkü üniversite mezunlarına bu üniversite, kurumsal kimliğiyle sahip çıkmış ise biri bunu çıkıp söylesin. Eğer, bu bölgede faaliyet gösteren üniversite yani bilim yuvası, 1980’lerin sonlarına doğru azınlığın tarihi dernekleri kapatılırken çıkıp “olmaz beyler, bu demokrasi uymaz, yanlıştır” babında bir açıklama yaptıysa birileri bize bunu hatırlatsın. Daha geçen sene azınlık okullarında Türkçe’ye getirilmek istenen kısıtlamaya çıkıp da “ne oluyor burada kardeşim” demişse bu üniversite birileri çıkıp bunu bize göstersin. Azınlık ola ki Türk vali seçmesin diye “süper valilikler” icat edilince, acaba bölgemizde bizimle yan yana olan üniversite “ayıp ediyorsunuz” demiş ise lütfen biri bunu bize hatırlatsın. Veee. Gümülcine Yaka bölgesindeki Türklerin tartaları Trakya Dimokritos Üniversitesi yapılsın diye istimlak edilirken, birileri çıkıp “bu insanların tarlalarını neden alıyorsunuz” demediyse, veya istimlak edilen arazinin neredeyse yüzde 80’i hala boş duruyor ve birileri “bu arazi boş duracağı yerde bu azınlık insanına iade edilsin” dememişse ve demiyorsa o zaman burada ters giden bir şeyler var demektir!..

Şimdi tüm bunlar bir yana. Batı Trakya Türk Azınlığı, yıllarca eğitim sistemindeki sakatlıklara dikkati çekmiş ve iyileştirilmesini istemişti. En somut ve önemli taleplerden biri SÖPA’nın kapatılması ve onun yerine dört yıllık bir öğretmen okulunun yani bir eğitim fakültesinin açılmasını istedi. İlk başlarda bu olur gibi oldu. Selanik’te dört yıllık Azınlık Eğitimi Bölümü açıldı. Ancak kısa sürede bundan vazgeçildi. Normal fakülteyi bitirenlerin, iki yıl daha Dedeağaç’ta açılacak “Didaskalio”da okuması ve böylelikle azınlık okullarında öğretmenlik yapma hakkına sahip olmalarını öngören bir sistem getirildi. Hem de apar topar ve biraz da “yangından mal kaçırırcasına.”

Geçtmiğimiz hafta da meclisteki yasayla, azınlık okuluna Türkçe öğretmeni yetiştirme işi Selanik’teki Azınlık Eğitimi Bölümü’ne verildi. “Didaskalio”ya tüm azınlık kurumları ve temsilcilerinin karşı çıktığını tekrar hatırlatmak isterim.

Bünyesinde “Didaskalio”yu barındıracak olan Trakya Dimokritos Üniversitesi bu işe çok içerledi. Azınlık milletvekilleri ve özellikle de SİRİZA milletvekilleri ile Dimokritos Üniversitesi arasında sert bir tartışma başladı. Bu tartışma bir haftadır sürüyor. Üstelik de dozu artarak. Dimokritos Üniversitesi, milletvekillerini “bölgeyi ve bölgedeki üniversiteyi düşünmemekle, destek vermemekle” itham ediyor. “Bilimsel yeterliliğimiz de var, tecrübemiz de var, girişimlerimiz de var” diyor üniversite yönetimi. Hatta “Didaskalio”yu hazırlarken, tüm azınlık vekilleri ve azınlık dernekleriyle görüştüklerini söylüyor. Bunu söylerken “azınlıkla diyalog yaptık” tezini savunmaya çalışıyor. Ancak tüm azınlık kurumlarının ve temsilcilerinin “Didaskalio”ya tepki gösterdiğini söyleme ihtiyacı hissetmiyor.

“Biz azınlığın yaşadığı bölgedeyiz, bu projeyi hakediyoruz. Üniversite olarak azınlık eğitiminde hak ettiğimiz yeri almalıyız” tezini savunan Trakya Dimokritos Üniversitesi’nin, Batı Trakya Türk Azınlığı sözkonusu olduğu için, kendisine atfedilen “milli” görevinden sıyrılıp, yıllarca ayrımcılıklara, baskılara, antidemokratik uygulamalara göğüs germek zorunda kalan Batı Trakya Türk Azınlığı’na karşı “insani” rolü benimsemesi gerektiğini düşünüyorum. Umarım gelecekte bunun işaretlerini görürüz.

22 Şubat 2017 Çarşamba 18:51