Anasayfa
04-11-2019
Dernek açılışı, Çepelis ve ‘tehlike’ odaklı algı operasyonu
Bir ülke düşünün ki; kendi vatandaşını tecrit etmek, izole etmek, dışlamak için elinden geleni yapıyor. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı bu tutumla yıllarca karşı karşıya kaldı. Bizler, Türk toplumunun mensupları olarak zaman zaman “üvey evlat” muamelesi görmekten yakınırız, şikayet ederiz. Bunun çok açık ve bariz bir örneğini geçen hafta bir kez daha yaşadık. Azınlık insanının hiçbir şekilde hak etmediği bu muamele Yunanistan’da ve özellikle de bölgemizde hüküm süren “Türk karşıtlığı ve Türk düşmanlığının” bir tezahürüdür hiç şüphesiz.

Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’nin İskeçe’deki yeni şubesinin açılış etkinliğinden sonra, bu etkinliğe katılan İskeçe Belediye Başkanı Manolis Çepelis’e ve Türk azınlığa yapılan saldırılardan ve hedef göstermelerden bahsediyorum. Yüksek Tahsilliler Derneği, Batı Trakya Türklerinin üniversiteyi bitiren çocuklarının dört elin parmaklarını aşan yıllarda, azınlığın maruz kaldığı baskı dönemlerinde, dernek kuracak üye yeter sayısına zar zor ulaştığı dönemde kuruldu. Batı Trakya genelinden 20 küsur kişinin bir araya gelerek kurduğu bir dernek. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği bugün 1.200’ü aşan üye sayısıyla azınlığın en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisidir.

İşte bu derneğin İskeçe şubesi geçtiğimiz günlerde yeni bir adrese taşındı. Çok amaçlı bir şube olarak hizmet verecek bu mekanın açılışı ve hizmete başlaması vesilesiyle de dernek yönetimi son derece başarılı bir etkinlik hazırladı. Bu etkinlikte uzun zamandır, özellikle de İskeçe’de göremediğimiz bir şeyi gördük. İskeçe’nin belediye başkanı da bu etkinliğe katıldı. Beraberinde 4 başkan yardımcısıyla etkinliğe katılan İskeçe Belediye Başkanı Manolis Çepelis’in bu hareketi aslında bir kentte yaşayan ve o kentin insanlarına hizmet eden bir yerel yöneticinin yapması gereken, hatta yapmak zorunda olan bir şey. Belediye başkanını o etkinlikte gören azınlık insanı bundan son derece mutlu oldu. Sayıldığını hissetti. Azınlığa değer verildiğini hissetti. Olması gereken şeyler, bizim gibi bir toplum için ne kadar da olağanüstü şeymiş gibi görünüyor bazen!

Tabii etkinlikten sonra olan oldu!.. Çepelis neredeyse hain ilan edildi. “Nasıl olur da şehrin belediye başkanı o derneğin etkinliğine katılır”mış!!! Olayla ilgili haber ve yorumları okuduğunuz zaman dersiniz ki, Batı Trakya’daki Türk azınlık ve Batı Trakya Yüksek Tahsilliler Derneği’nden değil de, sanki bir terör örgütünden bahsediliyor!..

Belediye başkanı Çepelis’in bu derneğin etkinliğine katılarak, ‘Yunan devletinin tanımadığı kişi ve kurumları (seçilmiş müftüyü kastederek) meşrulaştırdığı’ , ‘azınlık içindeki fanatik grupları bir anlamda kabul ettiği, destek verdiği’ , ‘Batı Trakya’nın Yunanlılığından şüphe eden derneğe meşruiyet kazandırdığı’ , ‘Yasa dışı Türk derneği’ , v.s…

Olay, sadece yerel basınla sınırlı kalmıyor. Bazı ulusal gazetelerin manşetine kadar taşınıyor. İskeçe belediyesindeki muhalefet listeleri açıklama yayınlamak için adeta yarışıyor. Bu noktada açıklamalara bakınca göze batan bir ayrıntı var. İki farklı liste yayınladıkları açıklamada konuyla doğrudan bir ilgisi olmamasına rağmen, Türkiye’nin kuzey Suriye’deki harekatına da değiniyor.

‘Bu kadarına da PES doğrusu’ demeden edemiyor insan. Sadece belediye başkanını değil, azınlık insanını ve azınlık toplumunu akıl almaz suçlamalarla itham eden, azınlığı büyük bir tehlike ve tehdit olarak gösteren adeta bir algı operasyonu sözkonusu. Anlaşılan birileri algı operasyonuna kendini fena kaptırmış. Bugüne kadar, isminde “Türk” kelimesi taşıyan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava kazanmalarına rağmen resmiyetleri iade edilmeyen derneklere, “seçilmiş müftülere” yöneltilen, reva görülen muamelenin benzeri isminde “Türk” kelimesi olmayan Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’ne yapılıyor. Aslında derneğe değil tüm Batı Trakya Türklerine yapılan bir muamele.

Şahit olduğumuz bu olay; iki farklı toplumun barış ve huzur ortamında yanyana yaşamasından rahatsızlık duyan bir anlayışın gayreti gibi görünüyor. Kendi vatandaşını, kendi toplumunu bu derece ötekileştiren, tüm toplumu hedef tahtasına oturtan, felaket tellallığı yapan bir anlayış olamaz, OLMAMALI!...


4 Kasım 2019 Pazartesi 15:38