Anasayfa
11-02-2020
Anne baba ayrılığının olumsuz etkileri
“Yazın babamla tatile gideceğiz, ama annemin de bizimle gelmesini çok isterdim!”, sözleri, anne – baba ayrı bir çocuğa ait. Ne yazık ki bu tür sözleri son zamanlarda çevremizde çok sık duymaya başladık. Zira toplumumuzda da artık çok fazla ayrılıkların yaşandığına tanık olmaktayız. En kötüsü de çocukların bu ayrılıklar sonucu yaşadıkları travmalar! Dolayısıyla da onların sevgi ihtiyacının karşılanabilmesi ruhsal ve zihinsel açıdan da iyi bir gelirim gösterebilmesi için, uyumlu bir aile içinde büyümesi çok önemli, kuşkusuz. Zira, ayrılıkların yükünü en çok da çocuklar çekmekte, ne yazık ki! Nitekim, ayrılıklar sonrası çoğu zaman çocuk kendisini suçlu hissederek sebepleri de kendisinde arayabilir. Kendisinin yaramazlıklarından dolayı onların ayrıldığına inanan küçük çocuklara rastlayabiliriz. Dolayısıyla da bu düşünce ve inanç doğrultusunda çocukta uyum ve davranış bozuklukları da görülebilir. Okulda, evde, arkadaşlarının arasında huzursuz ve mutsuz, okulda da başarısız olabilir.

En erken yaşlar olan 0-2 yaş dönemlerindeki çocuklar bile, zannedilenin aksine, ayrılıklardan olumsuz etkilenebilirler ve bunu çok rahat hissedebilirler. Bu dönemde anne baba ayrılığı yaşayan çocuklarda, ağlama nöbetleri, yemek yemeyi reddetme, oyuncaklara karşı ilgisizlik gibi olumsuzluklar gözlenebilir.

3-6 yaş çocukları ise aileyle en çok vakit geçirmeyi seven ve isteyen çocuklardır. Onlar da bu tür ayrılıklarda, kendilerini suçlayarak, “ben yaramazlık yaptığım için annem” ya da, “babam gitti” diye düşünürler. Bu çocuklarda da yatağını ıslatma, parmak emme, konuşmayı reddetme gibi bebekliğe geri dönüş davranışlarına tanık olabiliriz.
7 – 12 yaş grubu çocukları ise ayrılıklarda genellikle kendilerini suçlamak yerine, anne babayı suçlayarak, onlara karşı öfke ve kin besleyebilir. Okulda başarısızdırlar.

Arkadaşlarıyla sorunlar yaşarlar. Bu yaş grubundaki çocuklarla ayrılık sonrası, hatta daha önce, anne – baba karşılıklı konuşarak ayrılığın nedenlerini anlatmalıdırlar. Bu dönemde çocuklar anne baba ayrılığını arkadaşlarından gizlemeye çalışırlar. Hatta çoğu zaman çeşitli savunma mekanizmaları geliştirerek, ne kadar mutlu bir aileye sahip olduklarını anlatırlar.

Çocuğun 13 -18 yaş döneminde yaşanan ayrılıklar da oldukça travmatiktir. Çünkü bu dönem, çocuğun en fırtınalı dönemi olan ergenlik dönemidir. Çocuğun doruğa ulaşmış olan ruhsal ve bedensel takıntılarının yanısıra, bir de ailenin bölünmesi eklendiğinde, çocuk bunalıma girebilir. Arkadaşlarından utandığı için derdini onlarla da paylaşamaz. Tek başına kalmayı tercih eder, ya da kötü arkadaşlıklar kurarak, yanlış yollara yönelebilir.

Neticede, bu tür ayrılıklarda kaybeden be zarar gören genellikle çocuklar olmaktadır. Çocukların büyük travmalar yaşamaması için, beraberliklerini yürütemeyerek, ayrılmak zorunda kalan eşlerin, birden aile düzenini bozmadan, çocukla aynı şekilde ilgilenmeye devam edebilmeleri son derece önemlidir. Örneğin, baba evden ayrılsa bile eğer her sabah çocuğu okula götürüyorsa, buna aynen devam etmelidir. Haftanın belli günlerinde de bir araya gelinerek, çocukla ilgilenmek, ortak bir şeyler paylaşmak, çocuğa hala anne babasının onu sevdiklerini hissettirmesi açısından çok önemlidir. Parçalanmış ailelerde en çok dikkat edilmesi gereken husus, çocuğa kenara itilmişlik duygusunu yaşatmadan, onun anne babası için ne kadar değerli olduğunu hissettirecek davranışlarda bulunabilmektir. Bu doğrultuda, çocuğu üzmeden, incitmeden bir yaşam kurulabilmesi son derece önemlidir.

Mutlu birlik, beraberliklerin yaşanacağı günler diliyorum...

11 Şubat 2020 Salı 18:23