Anasayfa
20-07-2019
Çocuklarımıza önyargısız yaşamayı öğretelim!
Önyargı, diğer kişilere karşı geliştirilen hoşgörüsüz, haksız ve ayırımcı tutumlardır. Annesinden, “bak bu çocuğun ailesi iyi bir aile değil, onunla oynamayacaksın” , sözlerini duyan küçük çocuk, çok sevdiği arkadaşından uzaklaştırılmak istenilmesinin sebebini anlayamadığı için, çok üzülür. Ailesinin onun arkadaşının ailesinden hoşlanmaması, onların arkadaşlıklarını neden bozabilir ki? İşte bu tür önyargılarla ve olumsuz yaklaşımlarla çocuklarımıza kötü model oluşturarak, onların daha küçük yaşlardan itibaren yüreklerindeki insan savgisini köreltmeye hakkımız olmadığı kanaatindeyim!

Çocuğa her zaman savgi aşılayabilmek çok önemlidir. Beğenmediğimiz ya da anlaşamadığımız kişiler olsa bile, bunu çocuklarımızın yanında dile getirmek, onların da diğer insanlara ve arkadaşlarına önyargıyla yaklaşmasına neden olacaktır. Çocuklar genellikle anne babalarının hoşlanmadığı ve ev içerisinde kendilerinden olumsuz sözlerle bahsedilen insanlara soğuk davranırlar. Bazen bu insanlar, çocuğun en yakınları bile olabilir. Annesinin, babannesi ya da babasının, anneannesi hakkında olumsuz konuşmaları çocuğu da olumsuz yönde etkileyerek onlara karşı soğuk tavırlar sergilemesine sebep olabilir.

Grup oyunlarında haksızlık yapan, hoşgörüsüz davranan, arkadaşları arasında ikilik yaratan, ayrımcılık yapan çocuklar, genellikle aile bireyleri de bu özelliklere sahip olan çocuklardır. Aile içindeki, diğer insanlara karşı geliştirilmiş olan bu olumsuz tutum çocuklara da yansımaktadır. Dolayısıyla çocuk da arkadaşlarına karşı aynı davranışları göstermektedir. Zira önyargı, insanlar arasında düşmanlık ve uzaklık duygusu yaratmaktadır. Bunu azaltmak da, önleyebilmek de ailenin elindedir. Önyargı, genellikle 7 yaşından itibaren çocuk tarafından kullanılmaya başlanarak, 10 yaşından sonra da kalıcı hale gelmektedir. Çocuk, önyargıyı sosyalleşme sürecinde öğrendiği için, anne babanın başkaları hakkında olumsuz konuşurken, çocukların kulak misafiri olması bile, önyargıyı öğrenmesi için yaterlidir.

Sonuç olarak: Çocuklarımıza, insanları tanımadan yargılamamayı, etiketlememeyi, kişileri ırkına, cinsiyetine, kılık kıyafetine, saçının şekline göre değerlendirmemeyi öğretelim. Çünkü çoğu zaman önyargılarımız yüzünden güzel dostlukları kaçırabiliriz. “Ben her şeyi bilirim” tavrı, bizi önyargılara götürür. Bunu aşabilmek için, düşünmeyi, dinlemeyi, anlamayı ve okumayı tercih edelim. Önyargılarımızı yıkabilmek için, kendimize çeki düzen vererek, hayata olumlu bakabilen, önyargıları yıkmış insanlarla daha samimi arkadaşlıklar kurark, önyargılarımızdan uzaklaşarak, çocuklarımıza da iyi model oluşturabilelim.

Birbirimize karşı her zaman hoşgörü, saygı ve anlayışla yaklaşabilmek, çocuklarımız için güzel davranış örnekleri olacaktır.

Toplum içerisindeki ilişlilerde, empati ve hoşgörü güzel birlikteliklerin yaşanması için çok önemlidir.

Çocuklarımıza güzel örnek olacak, önyargısız dostluklar dilekleriyle, mutlu bir haftanız olsun!

20 Temmuz 2019 Cumartesi 21:30