Anasayfa
05-08-2019
Ergenlikte kaygı bozuklukları
Toplum içinde gencin kendini yalnız hissetmesi, güven sorunu yaşaması ve sosyal açıdan kendisini yetersiz hissetmesi, gençteki sosyal kaygının belirtileridir. 

Bazı çocuklar ergenlik döneminde içine kapanır. Arkadaşlıklar kuramaz, diğer insanlarla ilişkileri yetersiz ve zayıftır. Kaygı bozukluğu yaşarlar. Kaygı bozukluğu olan ergenler, yoğun korku, endişe veya tedirginlik içindedirler. Bu durum sosyal yaşamlarını olumsuz etkiler. Erken tedavi edilmezse, yaşıtlarıyla sağlıklı ilişki kuramama, okulda devamsızlık ya da okulu terketme, özgüven eksikliği madde bağımlılıkları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. 

Ergenlikteki kaygı bozukluklarının şekillerine baktığımızda, genel kaygı bozukluğu, ayrılık kaygısı, çeşitli fobiler, panik ataklar ve obsesif bozukluk gibi şekillerini görebiliriz. 

Genel kaygı bozukluğu yaşayan çocuklarda fiziksel bir neden olmadan, karın ağrıları, mide bulantıları gibi bir takım rahatsızlıklar görülebilir. Bu çocuklar, günlük yaşamlarında sürekli bir endişe içindedirler. Sürekli bir gerginlik ve güven eksiklikleri vardır. 

Ayrılık kaygısı olan çocukta anne ya da babadan ayrı kalmak çok zordur. Bazen üniversite döneminde ailesinden uzak okuyan bir genç için bu durum sıkıntı yaşatır ve okulu bırakıp ailesinin yanına dönen gençlere rastlanabilir.
Ayrılık kaygısı, depresyon, mutsuzluk, kendini toplumdan soyutlama veya aileden bir yakınını kaybetme endişesiyle kendini gösterebilir. Kaygı bozukluğunun bu şekli 25 çocuktan birinde görülebilir. 

Fobiler de kaygı bozukluğunun diğer bir şeklidir. Fobileri olan çocuk ve gençler, bir takım durum ya da bazı objelere karşı aşırı bir korku hissederler. Hayvanlara karşı olan fobiler, gök görültüsü, şimşek, fırtına gibi doğal olaylara karşı olan fobiler, ya da kapalı alanlarda kalamama gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkarlar. 

Panik bozukluk da diğer bir kaygı şeklidir. Çarpıntı, terleme, mide bulantısı, baş dönmesi, ölecekmiş hissine kapılma gibi panik ataklarla kendini gösterir. Bu panik ataklar da çocuğun yoğun korkular yaşamasına neden olur. Panik atak yaşayan çocuk okula gitmek istemez. Çünkü bunu yaşamaktan korkar. 

Obsesif bozukluklar da bir kaygı şeklidir. Bu durumda ergen, tekrarlayan, rahatsız edici davranışlar sergiler. Sürekli el yıkama isteği, yolda giderken arabaları, ağaçları sayma arzusu, eşyalarını tekrar tekrar düzenleme gibi davranışlar, çocuğun kendisini de huzursuz eder. 

Kaygı bozuklukları 9-17 yaşlardaki çocuklarda 100 çocuktan 13’ünde görülebilir. Yapılan araştırmalar sonucu, utangaç ve içedönük çocuklarda kaygı bozukluklarına daha çok rastlanmıştır. Ayrıca çocukların, 6-8 yaş dönemlerindeki korkularının kalıcı olması durumunda, çocukta kaygı bozukluğunun yerleşebileceği saptanmıştır. 

Kaygı bozukluğu yaşayan çocuklara yardımcı olabilmek için, öncelikle bir uzmana başvurulması gerekir. Davranışsal terapi, gevşeme teknikleri gibi terapi yöntemleriyle, anne – baba – çocuk, bir uzmanla birlikte bu soruna çözüm aramalıdır. 

Çocuklarınızla sorunsuz, mutlu bir hafta geçirmenizi dilerim…  


5 Ağustos 2019 Pazartesi 19:05