Anasayfa
29-06-2015
Çocuğa toplumsal kuralları nasıl öğretebiliriz?
Her anne baba çocuğun toplumsallaşma yaşı olan 2 yaş ile birlikte ona bu kuralları öğretmeye başlamalıdır. Toplumsal kurallar kişinin yaşadığı toplum içinde uyması gereken kurallardır. Özellikle bizim gibi Azınlık toplumları buna daha fazla ağırlık vererek örnek bir toplum oluşturmak zorundadırlar. Toplumumuzun iyi bir sosyal statü oluşturabilmesi için biz aileler de buna önem vererek çocuklarımıza iyi örnek ve model oluşturabilmeliyiz.

Çocuk bir yaşından itibaren yaşadığı toplum içinde neler yapıp yapmaması gerektiğini öğrenmeye başlar. Yaşadığı toplum derken, bunu öncelikle onun içinde bulunduğu ailesi ve yakın çevresi oluşturmaktadır. 2 yaşından itibaren de çocuk öğrendiklerini uygulamaya girişir. Kuralları öğrenemeyen ya da kendisine öğretilmeyen çocuk, gerek okulda gerekse diğer sosyal yaşamında uyumsuzluklar gösterir. Bunun için de, çocuğun bu kuralları öğrenmesine çok erken yaşlarda başlanmalıdır. Bu eğitim de önce ailede başlayıp, okulda devam eder.

Çocuk ailesinde ne görürse onu öğrenir. Bunun için de aile bireylerinin gerek aile içi, gerekse toplum içerisindeki davranışları çocuğa örnek olacağından anne babanın davranışlarının düzgün olması gerekir. Çünkü çocuğun psikososyal gelişim süreci taklit üzerine kurulmuştur. Çocuk aile bireylerini ve yakın çevresindekileri taklit ederek sosyal yaşamını sürdürmeye başlar. “Çocuktur, anlamaz” diye düşünerek, onun yanında yapılan yanlış davranışları çocuk kaydeder ve uygulamaya geçer. Anne baba da kendilerinin bu hatalı davranışlarını çocukta gördükleri zaman kızarak tepki gösterirler. Genellikle de çocuğun arkadaşlarını suçlayarak, onların çocuğa kötü örnek olduklarını söyleyerek kendilerini temize çıkarmaya çalışırlar.

Özellikle 2 yaşından itibaren çocuk, ailesinde ve çevresinde gördüğü, öğrendiği her şeyi uygulamaya başlar. Bunu gerek sözleriyle gerekse hareketleriyle yapmaktadır; babası küfreden çocuk küfürü öğrenir, dayak yiyen çocuk arkadaşlarını dövmeye girişir. Kısacası iyi davranışlar görmüşse, iyi davranışlar, kötü davranışlara tanık olmuşsa da kötü davranışlar sergiler. Bu yüzden de anne baba çocuğa koydukları kuralları, öncelikle kendilerinin uygulayıp uygulamadıklarına bakmalıdırlar. Çocuğa “Arkadaşlarınla iyi geçinmelisin” derken, kendileri arkadaşlarının arkasından kötü konuştuklarında çocuğa kötü örnek olacaklardır. Çünkü çocuk da arkadaşlarına, anne babasından gördüğü şekilde davranacaktır. Ya da çocuğa teşekkür etmiyor, diye kızan bir anne baba, öncelikle kendilerinin aile içinde ya da dışında “Teşekkür ederim” cümlesini ne kadar sıklıkta kullandıklarına bakmalıdırlar. Aile bireyleri öncelikle kendi aralarında dürüst, samimi ve düzgün davranışlar segileyerek çocuklara iyi örnek olmalıdırlar. Kendi aralarında ve çocukla konuşurken “lütfen”, “rica etsem”, “özür dilerim”, gibi ifadeleri kullanmaya özen göstermelidirler. Çocuktan bir şey istendiğinde de asla emretmeden, rica ederek istenmelidir.

İnsanlar arasındaki kıskançlık, çekememezlik, ikiyüzlülük, dedikodu gibi kötü hisler ve davranışlar bir toplumun gelişimini engelleyen özelliklerdir. Bunlara yer vermeyerek çocuklarımıza iyi örnek oluşturabilmemiz, insanları sevmelerini sağlayabilmemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Çocuklarımıza bu olumsuzlukları öğretirsek, toplumumuz her zaman geri kalmaya mahkum olacaktır. Çocuklarımıza empatiyi, yardımlaşmayı, karşılarındaki insanların başarılarını takdir edebilmeyi öğretmeliyiz. Çünkü kıskançlık ya da çekememezlik çocuğun hayatına girdiğinde onun başarılı olmasını beklemeliyiz.

Sonuç olarak, çocuğumuza asla baskı yapmadan, öncelikle ve özellikle de kendi davranışlarımızın her zaman özeleştirisini yaparak, kendimizi değiştirip düzeltmeye çalışarak ona iyi örnek olmalıyız. Sevgi, özveri, hoşgörü ve yardımseverlik, hepimizin yaşamında yer alması gereken olmalıdır. Toplumumuz için örnek çocuklar yetiştirebilmemiz dilekleriyle...

29 Haziran 2015 Pazartesi 16:53