Anasayfa
14-03-2015
Anne-Baba ayrılığının olumsuz etkileri
“Yılbaşı tatilini babamla geçireceğim, ama annemin de bizimle olmasını çok isterdim, onun için de hiç mutlu değilim” sözleri, anne babası ayrı bir kız çocuğuna ait! Ne yazık ki bu tür sözleri son zamanlarda çocuklardan çok sık duymaya başladık. Çünkü bizim toplumumuzda da eskiye nazaran çok fazla ayrılıklar yaşanmaya başladı. En kötüsü de çocukların bu olumsuzluktan çok büyük travmalar yaşaması. Çünkü çocuk, hem annenin hem de babanın ilgi ve sevgisine muhtaç! Ruhsal ve zihinsel açıdan da iyi bir gelişim gösterebilmesi için, uyumlu bir aile içerisinde büyümesi gerekli.

Bunun için de ayrılıkların yükünü en çok çocuklar çekmekte. Anne babanın ayrılması sonucunda çocuk çoğu zaman kendini suçlu hissederek sebepleri kendisinde aramakta. Kendisinin yaramazlık yaptığı için onların ayrıldığına inanan pek çok çocuk var. Bunun sonucunda da çocukta uyum ve davranış bozuklukları görülmeye başlamakta. Çocuk, okulda, evde, arkadaşlarının arasında huzursuz ve mutsuz, okulda da başarısız olmakta.

En erken yaşlar olan 0-2 yaş dönemlerindeki çocuk bile, zannedildiğinin aksine, ayrılıklardan etkilenmektedir. O da ayrılığı hisseder. Bu dönemde anne babası ayrılmış olan çocuklarda, ağlama nöbetleri, yemek yeme istememe, oyuncaklara ilgisizlik gibi olumsuzluklar görülebilir.

3-6 yaş çocukları ise aileyle en çok vakit geçirmeyi seven ve isteyen çocuklardır. Onlar da anne baba ayrılıklarında kendilerini suçlayarak, “ben uslu durmadığım için babam gitti” ya da “anne gitti” diye düşünürler. Bu çocuklarda da yatağını ıslatma, parmak emme, konuşmama gibi bebekliğe geri dönüş davranışları görülebilir.

7-12 yaş dönem çocukları ise ayrılıklarda, kendini suçlamak yerine, anne babayı suçlayarak, onlara karşı öfke ve nefret duyarlar. Okulda derslerinde başarısızdırlar. Arkadaşlarıyla sorunlar yaşarlar. Bu yaşlardaki çocuklarla anne baba karşılıklı oturup, bir yetişkin gibi ayrılıklarının nedenlerini anlatmalıdırlar. Bu dönemdeki çocuklar, anne babanın ayrılığını arkadaşlarından ve öğretmenlerinden gizlemeye çalışırlar. Çünkü bundan utanır ve bunu gurur meselesi haline getirirler. Hatta çoğu zaman savunma mekanizmaları geliştirerek, anne babalarıyla ne kadar ne mutlu bir aile ortamları olduğunu arkadaşlarına anlatırlar.
Çocuk 13-18 yaşlarında iken yaşanan boşanmalar da çok travmatikdir. Çünkü bu dönem zaten çocuğun en fırtınalı dönemi olan ergenlik dönemidir. Bu dönemde doruğa ulaşmış olan ruhsal ve bedensel takıntıların yanısıra bir de ailenin bölünmesi eklenince genç bunalıma girebilir. Arkadaşlarından utanarak onlara derdini söyleyemez. Tek başına kalmayı tercih eder. Ya da kötü arkadaşlar edinerek, yanlış yollara başvurur. Erkek çocuklar genellikle madde bağımlılıkları gibi kötü alışkanlıklar edinebilir, kızlar da kendilerinden büyük erkeklerle arkadaşlık ederek, bir şekilde baba şefkatini bulmaya çalışabilirler.

Sonuç olarak anne baba ayrılıklarında her zaman kaybeden çocuklar olmaktadır. Çocuğun büyük travmalar yaşamaması için beraberliklerini yürütemeyerek ayrılmak zorunda kalan eşlerin, birden aile düzenini bozmadan çocuğa eskisi gibi ilgi göstermeye devam edebilmeleri gerekir. Mesela baba, evden ayrılsa bile, eğer her sabah çocuğu okula götürüyorsa, buna devam etmelidir. Haftanın belli günlerinde de çocuk için bir araya gelinerek onunla ilgilenmek, onunla konuşmak, çocuğa hala anne babasının onu sevdiklerini hissettirmek çok önemlidir.
Ayrılmış ailelerin en önemli görevi, çocuğa kenara atılmış hissini yaşatmadan, onun anne babası için ne kadar önemli olduğunu hissettirecek davranışlar gösterebilmelidir.
Sağlık, mutlu bir yıl dilekleriyle...

14 Mart 2015 Cumartesi 22:38