24-08-2015
Aşırı korumacılığın çocuğa zararları
Evladını sevmeyen onun için endişelenmeyen anne yoktur elbette, ancak gereksiz korumacılık ve müdaheleler, çocuğu korkak, endişeli ve pısırık yapar. Dolayısıyla da çocuğumuzu koruyalım derken, onu bize bağımlı olmadan, özgürlüğünü kaybetmesine izin vermeden korumaya çalışmalıyız.
Çocuklarının üstüne titreyen, onları okulda bile yalnız bırakmayan, geceleri çocukla uyuyan, onun yerine kararlar veren anneler, aslında çocuklarına ne büyük bir kötülük yaptıklarının farkında olsalar, sanırım bundan hemen vazgeçerlerdi. Ama ne yazık ki sonuçlar çocuk büyüdüğünde ortaya çıktığı için de telafisi mümkün olmamakta!
Aşırı korumacı annenin çocuğa verdiği mesaj, “sen daha küçüksün, bunu beceremezsin” şeklindeki engellemelerdir. Bu da çocukta yetersizlik duygusunun gelişmesine neden olur, ne yazık ki! Çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz yönde etkiler. Çocuğun yapabileceklerinin, onu güya korumak için, annesi tarafından yapılması, çocukta başarısız olduğu hissini doğurabilir. Sonuç itibariyle de çocuk, başkalarına bağımlı olarak yaşamaya alışır. Başkaları tarafından kolay yönlendirilmeye, “hayır” diyememeye başlar. Hayata olumsuz bakış açısı geliştirir. Mutsuz ve isteksiz olabilir. Arkadaş edinmede sorunlar yaşayabilir. Hayatta her şeyin ailesi tarafından karşılanacağını düşünerek, sorumluluk almaktan kaçınır. Bütün bunların yaşanmaması için de öncelikle çocuğu tehlikelerden korumak ve ona yardım etmekle, aşırı korumacı tutum arasındaki farkı iyi belirlemek gerekir. Elbette ki anne baba olarak her zaman çocuklarımızın yanında olmamız gerekir.
Ancak bizim yardımlarımız daha çok onların gelişimini destekleme şeklinde olmalıdır. Mesela, kendi kendine giyinmesi ve yemek yemesine izin verilmelidir. Ödevlerine yardımcı olurken de, zorlandığı zaman yardım istemesi gerektiğini çocuk anlayabilmelidir. Dolayısıyla çocuğa yapabileceği işleri tek başına yapmasına izin vermek, hissettirmeden de onu kontrol etmek gerekir.
Özellikle toplumumuzda dikkatimi çeken, okul önlerinde, teneffüslerde çocukların anneleri tarafından ziyaret edilmeleri, yemek yedirilmeye çalışılması, son derece yanlış davranışlardır. Bu tür davranışlar, çocuğun kişilik gelişimini olumsuz etkileyerek, yetersizlik duygusu yaşamasına neden olabilir. Yetersizlik duygusu da, çocuğun olgunlaşmasını geciktirerek, başkalarına bağımlı ve kendi kararlarını vermekte zorlanan bir kişilik yapısı geliştirmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, çocuklarımızı becerebilecekleri şeyleri yapmaları için teşvik ederek, uzaktan, hissettirmeden kontrol edebilmeliyiz. Sosyal, özgüveni gelişmiş, başarılı bireyler yetiştirmek istiyorsak çocuklarımızın tek başına ayakta durabilmeleri için onları teşvik etmeliyiz. Doğru olan, çocuğumuzun her düşüşünde koşup kaldırmak yerine, kendi başına kalkabilmeyi öğretmektir.
24 Ağustos 2015 Pazartesi 14:14