Anasayfa
15-02-2016
Çocuğun son toplumsallaşma dönemi
Çocuğun ilk toplumsallaşma dönemi olan 0-6 yaştan sonra, bu yazımda da son toplumsallaşma dönemi olan 6-13 yaş dönemindeki psikososyal gelişiminden bahsetmek istedim.

Son çocukluk dönemi, ergenlikten önce olan dönemdir. Kızlarda 6-11 yaş, erkeklerde de 6-13 yaş arası dönemdir. 6 yaşına giren çocuk, tekrar 2,5 yaşlarındaki olumsuzlukları göstermeye başlar. Dengesiz davranır, kurallara uymak istemez, isyankardır. Altı yaş çocuğu değişken bir yapıda bir çocuktur. Anneler bu değişkenliği anlamakta güçlük çekerler. Bir geçiş dönemi olan bu yaşta, psikolojik olduğu kadar, bedensel değişimler de görülmektedir. Çocuğun süt dişleri dökülür, azı dişleri çıkmaya başlar. Ortakulak iltihabı en çok bu yaşta görülür. Burun ve boğaz hastalıkları da en çok bu yaşlarda görülmektedir. On yaşına kadar çocukta bu dalgalanmalar devam etmektedir. On yaşından itibaren de olumlu değişimler ortaya çıkmaya başlar. On yaşındaki çocuk daha düzenli ve huzurludur. Davranışları daha uyumlu ve dengelidir.

Genel olarak baktığımızda son çocukluk döneminde görülen özellikleri şöyle sıralayabiliriz:

Bu dönemde çocuklar aşırı hassastırlar. Arkadaşlarından kolay etkilenebilirler. Onlara göre kendi yaşıtlarının görüşleri doğrudur. Bunun için de büyüklerin görüşlerine karşı gelirler. Karşıt görüşte olma, 6 yaşından 11 yaşına kadar devam edebilir. Bu yaşlarda çocukta sorumluluk duyguları da gelişir. Aile çocuğa sorumluluk verdiğinde, örneğin, kardeşinin bakımı ya da büyüklere yardım etme gibi, çocuk bunu başarıyla yerine getirebilir.

Bu dönemde çocuğu doğru yönlendirebilme açısından aileye önemli sorumluluklar düşmektedir. Anne baba, çocuklarını ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bazı faaliyetlere yönlendirmelidir. Bazı anne babalar kendilerinin elde edemedikleri fırsatları çocuklarına vermek isterler. Ancak ekonomik koşulların son derece iyi olması da, her zaman çocuğun iyi yetiştirilmesi için avantaj değildir. Mesela çocuğun ilgisi ya da yeteneği yoksa, ona en pahalı müzik aletini alarak, müzik derslerine yönlendirmek yanlıştır. Çünkü başarılı olamayacaktır. Doğru olan çocuğun ilgi ve yeteneklerini keşfederek onu başarılı olabileceği alanlara yönlendirebilmektir.

Bu dönemde çocuk, aile içinde, huzurlu, mutlu, gerginlikten uzak büyüyorsa, bundan sonraki dönem olan ergenlik dönemine de iyi hazırlanmış olacaktır. Ailedeki huzur ve rahatlık ergenlik döneminin de iyi geçmesine yardımcı olacaktır. Mutsuz bir aile ortamında büyüyen çocuklarda ise, davranış ve uyum bozuklukları görülebilir. Dolayısıyla anne kızına baba da oğluna rol modeli oluşturabilmek için davranışlarına son derece özen göstermeleri gerekir. Çünkü, kavgacı, geçimsiz, görgüsüz davranışlar sergileyen ebeveynlerin çocukları da aynı şekilde davranacaklardır.

Toplum içinde örnek kişiler olabilmek için kendimizi eğitebilmemiz, karşımızdakilere karşı saygılı, terbiyeli yaklaşımlarımız son derece önemlidir. Çok sevdiğimiz çocuklarımızın düzgün, örnek birer insan olmasını arzu ediyorsak, öncelikle kendimiz bunu başarabilmeliyiz.

Hedefimiz, özgüveni gelişmiş, başarılı, benliğini yitirmemiş, özünü her zaman sahiplenebilen gençler yetiştirebilmek olmalı!

15 Şubat 2016 Pazartesi 13:11